Ana SayfaMüzik10 parça ile thrash metal

10 parça ile thrash metal

Metal dünyasının en agresif tonlarına hoşgeldiniz. 70’lerin sonu 80’lerin başında metal evrimiyle ortaya çıkan, speed metalden, heavy metale biraz da hardcore punk’a uzanan yüksek hızlı bir müzikal şölen thrash metal. Ritim gitarlar, agresif vokaller, güçlü ve hızlı tempolu davulları bol bol duyduğumuz hem müzikal hem de anlatım olarak yoğun bu metal türünün rüzgarı, uzun yıllar metal müzik piyasanını etkisi altına aldı ve hala ilham vermeye devam ediyor. Bu listeyle beraber Slayer’dan Destruction’a, Exodus’tan Sepultura’ya, thrash metal dünyasına bakalım hep beraber. Derya deniz thrash tarihinden çok zor da olsa seçebilediğim, benim de dinlemekten vazgeçemediğim 10 parça işte burada.

Aybüke EBİNÇ

‘Raining Blood’ – Slayer (“Reign in Blood”, 1986)

Efsane bir gitar ve davul partisyonuyla açılan 4 dakika 17 saniyelik kült bir Slayer parçası. Hem metal hem de Slayer tarihinin en iyi thrash parçalarından olan ‘Raining Blood’Slayer’ın 1986 tarihli “Reign in Blood” adlı üçüncü stüdyo albümünden. Slayer’ın ilk iki albümü “Show No Mercy” ve “Hell Awaits”i takip eden “Reign in Blood” albümündeki tüm parçalar gibi ‘Raining Blood’ da Jeff Hanneman ve Kerry King imzası taşıyor. Şimdi, atmosferik girişi ve etkileyici tınılarıyla thrash metal tarihinin en başarılı parçalarından ‘Raining Blood’u dinleyin ve listeye öyle devam edelim.

‘Strike of the Beast’ – Exodus (“Bonded By Blood”, 1985)

Exodus’un 1985 tarihli “Bonded by Blood” albümünden bir parça geliyor şimdi. Dokuz şarkılık bu kısa ama bir o kadar güçlü parçaların sıralandığı “Bonded By Blood” albümünün kapanış parçası, ‘Strike of the Beast’. “Force of Habit”, “Tempo of the Damned”, “Pleasures of the Flesh” başta olmak üzere 1985’ten bu yana pek çok albümle thrash metalin kült gruplarından olmayı başarmış Amerikalı grubun bu albümünde pek çok thrash klasiği var elbette. Exodus tarihi içinde de, bu albüm özelinde de tek bir parça seçmek zor olsa da ‘Strike of the Beast’in 1985 tarihli konser kaydına bir göz atalım bence.

‘Live Young, Die Free’ – Overkill (“Horrorscope”, 1991)

Şimdi ise 90’lardan merhaba diyor bize 1980’lerin ilk yarısında kurulan ABD çıkışlı thrash metal grubu Overkill‘den ‘Live Young, Die Free’. Uzun kariyeri boyunca thrash’ten heavy metal sularına uzanan bir rotada dolaşan grup, şimdiye kadar 20’ye yakın albüme imza attı. İsmini Motörhead’in ‘Overkill’ adlı şarkısından alan bu grubun Atlantic Records etiketiyle yayınlanan “Horrorscope” albümünden ruhuyla dikkat çeken parçasının 2016 Oberhausen performansına buradan bakabilirsiniz.

 

‘Alone in the Dark’ – Testament (“The Legacy”, 1987)

Sırada yine ABD’li bir thrash metal klasiği var. 1980’lerin başında San Francisco’da Erik Peterson ve Derrick Ramirez tarafından kurulan The Legacy, sonradan tanıdığımız adıyla Testament. Kurulduklarında karar verdikleri The Legacy isminin başka bir grup tarafından kullanıldığını öğrenen grup, kendilerine Testament adını koymuş, ancak ilk albümlerine yine “The Legacy” ismini vermişler. 1987’de yayınlanan bu albümden karanlık tınılı, güzel bir thrash örneği daha bizlerle, ‘Alone in the Dark’.

‘Poison was the Cure’ – Megadeth (“Rust in Peace”, 1990)

Dave Mustaine imzalı bir albüm ve bir parça karşınızda şimdi. 1990 yılında Capitol Records etiketiyle yayınlanan, Megadeth diskografisinin, thrash metal ve metal müzik tarihinin en başarılı albümlerinden kabul edilen “Rust in Peace”e değinmeden olmazdı bu listede. Tüm albüm birbirinden efsane parçalarla dolu elbette, ancak bugün biraz gölgede kalmış bu kült parçayı ekliyorum listeye. Şimdi öncelikle, çok güçlü riff’lerle ilerleyen hızlı tempolu bu Megadeth efsanesini, sonra da harika parçaların bir araya gelmesiyle oluşan “Rust in Peace”i dinleyelim birlikte.

‘Metal Militia’ – Metallica (“Kill’Em All”, 1983)

Thrash demişken elbette, merhaba Metallica ve merhaba “Kill’Em All”. Bazı kaynaklarda ilk thrash metal albümü olarak geçen bu albüm, Metallica’nın 1983 yılında yayınladığı ilk albümü. Müzik dünyasının en popüler metal gruplarından olan Metallica kariyerinde ilerlerken janralar arası dolaşıp çıkış tarzında değişikliğe gitse de klasik sayılan thrash metal albümlerinin başında geliyor “Kill’Em All”. Hetfield, Mustaine ve Ulrich imzasını taşıyan albümde ‘Hit The Lights’, ‘Seek& Destroy’, ‘Motorbreath’ gibi pek çok efsane parça bulunuyor. Biz albümün kapanış şarkısı olan ‘Metal Militia’ya bakalım.

‘Beyond the Black’ – Metal Church (“Metal Church”, 1984)

Thrash tarihinin belki biraz underrated kalmış ama güçlü bir örneği. Metal Church grubunun çıkış albümü olarak yayınlanan 1984 tarihli aynı adlı stüdyo albümünün açılış parçasında savaşa ve katliamlara okunan laneti ve isyanı duyduğumuz bu parça Vanderhoof, Wayne ve Wells’in imzasını taşıyor. İkinci Dünya savaşına, bombalara, katliamlara değinerek thrash metal türünün özündeki savaş karşıtlığını, thrash’in agresif tınılarıyla oldukça başarılı yansıtıyor.

‘Thrash Till Death’ – Destruction (“The Antichrist”, 2001)

Bu kez Avrupa’dan yükselen thrash seslerine bakalım. 1982’de Almanya’da kurulan Destruction, Almanya’nın hatta Avrupa’nın ikonik metal gruplarından. Yine onunla aynı dönemde Almanya’da kurulan Kreator, Sodom ve Tankard’la beraber “The Big Teutonic 4’un dördüncüsü. 2001’de yayınlanan “The Antichrist” albümü, thrash metal sound’unu milenyuma taşıyan bir albüm diyebiliriz. Albümün açılış parçası ise thrash tarihi ve thrash metalciler için oldukça anlamlı: Ölene kadar thrash!

‘Sarcastic Existence’ – Sepultura (“Beneath the Remains”, 1989)

Igor Cavalera’nın güçlü ve adeta saat gibi ritmik davuluyla açılış yapan, oldukça yüksek tempolu, Sepultura tarihinin bence en çarpıcı kayıtlarından biri, ‘Sarcastic Existence’. Karanlığın içinde savrulan bu güçlü thrash örneği, Brezilya çıkışlı ama artık dünyaca ünlü Sepultura’dan geliyor bu kez. 1984’ten bugüne hala müzik yolculuğuna devam eden grubun kariyerinin yükselişinin ilk adımı olan, Sepultura’yı uluslararası üne kavuşturan “Beneath the Remains” albümü 1989’da yayınlanmıştı, listenin sonuna yaklaşırken bu albümden 4 dakika 46 saniyelik tertemiz bir thrash kaydını daha buraya bırakıyorum.

‘Vita Es Morte’ – Pentagram (“Trail Blazer”, 1992)

Listenin sonuna geldik, şimdi sırada türk metal tarihinin hatta Türk müzik tarihinin efsanesi Pentagram var. 30 yıldan fazladır Türkiye’de metal türünde harika besteler, kayıtlar paylaştılar ve umarım daha uzun yıllar da müziklerini bizimle paylaşmaya devam ederler. Stüdyo kayıtları ayrı, konser performansları ayrı etkileyici olan biricik Pentagram’ımızdan bir parçayla noktalıyorum bu listeyi. Daha çok şey söylenir ama kısaca “İyi ki varsın Pentagram!“ diyorum ve sizi 1992 yılında kaydettikleri ikinci stüdyo albümünden ‘Vita Es Morte’nin 2007 Bostancı Gösteri Merkezi konseri kaydıyla baş başa bırakıyorum.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR