2021 yılı içinde yayınlayacağı yeni single’ların, yeni bir EP’nin ve Muamma adındaki yeni albümünün müjdesini veren Aga B, Dergy’nin sorularını yanıtladı.
Sebla KOÇAN / [email protected]
2000 yılından bu yana rap müziğin içinde yaşayan bir isim, Burak Yelman, nam-ı diğer Aga B. 2016 yılında ilk albümü Al, Bum! sonrasında üretimini sürdürdü, Aga B. 2019’da yayınladığı Muaf albümü, pek çok müzik eleştirmenine göre yılın en iyi albümlerinden biri oldu. Türkçe’nin alametifarikası zenginliği, dil oyunları onun rap’inde tane tane, sakin, ağırbaşlı ve kendine has tınlıyor. “Dili iyi kullanmak kendinizi iyi ifade edebilmek için gerekli” diyor, ünlü rap sanatçısı. “Ve bu ‘iyi ifade’yle ‘iyi söz’lü müzikler de yapabilme imkanınız olabilir” diye de ekliyor. Uzun zamandır ağırlamak istediğimiz ünlü rapçi Aga B’yle Ankara’nın ondaki anlamından gelecek planlarına, Türkçe’ye hakim olmaktan eleştirilere karşı olan bakış açısına pek çok konuda sohbet ettik.
Ankara doğumlusunuz. 2000’lerin başından bu yana pek çok rapper ile aynı ortamda bulundunuz, rap dünyasında köklü bir isimsiniz. O yıllarda nasıldı Ankara, bu şehir size müzikal anlamda neler kattı? Müzikalin ötesinde bu şehir; özünde beni, kendime kattı. Bunu bir kronolojiyle değerlendirmem zaman alabilir. Ama kabaca ifade etmem gerekirse, ben olmamı sağlayan deneyimlerin bütünü, Ankara.
2019’da yayınladığınız Muaf tam bir başucu albümüydü. Sonrasında ise “Flaş”, “Bis”,“Debboy”, “Kum Kale” gibi pek çok single geldi. Bundan sonrası için planlarınız içinde yeni bir albüm veya EP var mı, neler dinleyeceğiz sizden?
Teşekkür ederim kıymetli ifadeniz için. Şu an hali hazırda bitmiş Muamma isimli bir albümüm ve üzerinde çalıştığım bir EP var. Birkaç tane de single hazırladım. Önce bu teklileri paylaşmak, sonrasında albümü daha daha iyi aktarabilmek istiyorum. Hareketli, kıvamlı bir süreçteyiz.)
Son single’ınız “Flaş”in çarpıcı bir klibi vardı. Tarzınız, klipteki renkler, sözlerle uyumlu ve başkaydı, orijinaldi. Türkçe rap’te birbirine benzeyen çok fazla iş var. Bu kadar çok sayıda şarkı olması, üretimin çok olması sizce iyi mi? Genç rapçileri takip ediyor, beğeniyor musunuz?
Benim bildiğim, öğrendiğim kadarıyla bu işler özgünlük öncelikli işler. Müzik başta, sanatın hemen her alanında özgün olmak üreticisini özel kılar ve iddiası budur. Sokağın, sokağın sanatının iddiası da budur. Bunu bir kenara koyarak şöyle de düşünüyorum, Türkiye’de hip hop’ın durdurulamaz yükselişi, yılların sıkışmışlığıyla her yanda patlayarak ilerliyor. Kültür, diğer ülkelerde zaman içinde yaşadığı her şeyi burada hızlandırılmış yaşamaya çalışıyor. Oturacak, köşelenecek ve belirginleşecektir. Elden geldikçe hemen her şeyi, herkesi dinlemeye çalışıyorum; favorilerim, inanılmaz yetenekler var.
Seyircisiyle çok iyi geçinen, seyircinin arasında dolanan bir müzisyensiniz. Her ne kadar bu aralar pandemi nedeniyle konserler konusu hep bir soru işareti olsa da, gene de sizin sahneleri özlediğinizi varsayarak, hiç unutamadığınız sahnenizi sormak isteriz…
Her konser, her sahne kendi içinde başka heyecanlar taşıyor, hemen hepsine iyisiyle kötüsüyle anım var. Ama sanırım hatırladığım en heyecanlı sahneler agabando’lu if beşiktaş sahneleri.
“TEPKİLERİM, KARŞIDAKİNİN KASTIYLA PARALEL”
Bundan seneler önce rap müzik underground kalıyordu, ana akım kanallarda ya da mecralarda kendine yer bulamıyordu. Sizce ne oldu da böyle büyük bir dönüşüm gerçekleşti?
Dijital çağın getirileriyle artık salt yetenekler ya da işler filtrelenemez hale geldi ve “tek el”lerden çıkma zorunluluğu ortadan kalktı. Bu yüzden de önceden farkında oldukları ama görmezden geldikleri hatta müziğinden sözünden faydalanmalarına rağmen bizzat kendisini göstermekten erindikleri şeyi kabullenmek zorunda kaldılar.
Şarkılarınızı nasıl yazıyorsunuz, üretim sürecinizi bize biraz anlatır mısınız? Neler sizi tetikliyor, neler yazdırıyor?
Hayata dair her şey tetikliyor beni. Genel olarak bir olay üzerine gitmek değil de bir süreçte yaşanan olaylar ve karşılaşılan karakterler üzerine bir hikayeleştirme, sohbet gibi ilerliyor yazım sürecim.
Hakkınızdaki yorumlar arasında “Çok chill ama çok sert” diyen de var, “entelektüel rap yapıyor” diyen de, “underrated” diyen de… Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Sağolsunlar.) Ben çok düşünmüyorum aslında bu konuda.yaptığım şeyi kategorize etmeden yapmaya çalışıyorum. Bu tip yorumlara sebep de bu olabilir. Bir de gözlemlediğim kadarıyla “underrated”ı herkese diyorlar 🙂
Eleştirileri takip eder misiniz, haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüzde buna nasıl tepki verirsiniz?
Fikirler benim için çok değerlidir. Ama doğrusu toplumca “eleştiri”nin manasına veya çerçevesine hakim olunduğunu düşünmüyorum. Garip üsluplar ve absürt yaklaşımlara da eleştiri deniyor. Bu yüzden tepkilerim de tam olarak karşıdakinin kastıyla paralel.
Rap sanatçısı olmak aynı zamanda dile de çok hakim olmak demek. Türkçe’yi doğru kullanma kabiliyeti burada devreye giriyor… Siz dilinizi geliştirmek için, iyi söz yazabilmek neler yapıyorsunuz, kimleri okuyor, kimleri takip ediyorsunuz?
Dili iyi kullanmak, kendini iyi ifade edebilmek için gerekli. Ve bu “iyi ifade”yle “iyi söz”lü müzikler de yapabilme imkanınız olabilir .) Okuyorum ve dinliyorum sürekli. Bu, hep “kitap” dersem yalan olur.
Elime ne geçirirsem okuyorum. Bir şey okurken, okuduğum içerikte bilmediğim birşeyle karşılaşırsam onunla ilgili okumaya başlıyorum. Bu yüzden bir kişi ya da kişileri önermektense genel olarak okuyor olmayı öneriyorum. “Durumları” iyi okuyabilmek için de biliyor olmanız mühim.
KISA KISA
● Rap müzikten sonra en sevdiğim müzik türü lo-fi.
● Günün en sevdiğim saati gece. İşte o zamanlar yaratıcılığım tavan yapıyor.
● En son izlediğim ve beni çok derinden etkileyen film The fall (2006).
● Ne zaman Netflix başına geçsem, düşünmeden “Oynat”a bastığım dizi Community
● Kesinlikle en çok para harcadığım şey yemek.
● Yurt dışında en çok görmek istediğim ülke Tayvan.
