Ana SayfaHaberlerAkademi inceleme başlattı: Andrea Riseborough’nun Oscar adaylığının hikayesi

Akademi inceleme başlattı: Andrea Riseborough’nun Oscar adaylığının hikayesi

Bu yıl 12 Mart’ta sahiplerini bulacak Oscar adayları açıklandığında herkesi şaşırtan ve çoğunluk tarafından sürpriz olarak görülen Andrea Riseborough’nun adaylığı, Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi tarafından incelemeye alındı. Henüz net bir sonuca varmayan ama gündemi meşgul eden bu olay vesilesiyle, geri alınma ihtimalinden Oscar yönetmeliğini güncelletme ihtimaline dek değinerek Riseborough adaylığının hikayesini anlattık.

Geçtiğimiz salı günü, bu yıl 95. kez verilecek Akademi Ödülleri’nin tüm kategorilerdeki nihai adayları açıklandığından beri bir konu var ki, manşetlerden düşmüyor: “To Leslie” filmindeki performansıyla son anda listede kendine yer bulan Andrea Riseborough’nun adaylığı. Ödül sezonu boyunca neredeyse hiçbir sektör ödülünde adı geçmemiş olan “To Leslie” ve filmin başrolünde yer alan Andrea Riseborough’nun performansı sadece son bir ayda daha önce benzeri pek görülmemiş bağımsız bir kampanyayla Hollywood’un en parıltılı sahnesinin gündemine oturdu.

Belki önce sinemanın sektörel yapısını yakından takip etmeyen ve işleyişi merak edenleriniz için ödül sezonu denilen şeyin ne olduğunu kabaca açıklamak gerekebilir. Her sene yılın en iyilerini takdir etme amacıyla çeşitli meslek birlikleri ve bölgesel sinema kurumları tarafından düzenlenen ödül organizasyonlarını kapsayan ve Akademi’nin Oscar Ödülleri ile sonlanan birkaç aylık bir sürece “ödül sezonu” deniliyor. “To Leslie”deki gibi istisnalar dışında aslında çoğunlukla aylar boyunca filmini en büyük kitleye ulaştırabilen ve diğer tüm organizasyonlara katılıp pazarlamasını en iyi yapabilen filmler yılın bu döneminde Oscar yarışına dahil olabiliyor. Yani aslında tüm dev film şirketlerinin çok yüksek maddi harcamalar yaparak birbirleriyle yarıştığı uzun bir yol bu.

“To Leslie”nin bu kurtlar sofrasının içinde herhangi bir şansı olması bir mucize ya da yeni nesil bir kampanyayla mümkün olabilirdi ancak. Sanıyoruz ki öyle de oldu. Mart ayında South by Southwest festivalinde dünya prömiyerini gerçekleştirdikten sonra 7 Ekim tarihinde sınırlı sayıda salonda vizyona girmiş ve toplamda yalnızca 27 bin dolar hasılat yapabilmişti. 1 milyon dolara yakın bütçesi düşünüldüğünde maddi açıdan büyük ölçüde “batmış” sayılan film, eleştirmenler ve seyircilerdense beğeni toplamıştı. Andrea Riseborough’nun alkolik bir anneye hayat verdiği performansıysa prömiyerinden bu yana övülmüş ancak filmin ticari başarısızlığı ve dolayısıyla herhangi bir kampanyaya ayırabilecek bütçenin yoksunluğu sebebiyle ortadan kaybolmuş ve unutulmuştu. Ta ki birkaç hafta öncesine kadar.

Twitter ve Instagram başta olmak üzere sosyal medya kanalları üzerinden onlarca Hollywood yıldızı filmi ve özellikle Riseborough’nun performansını öven, hatta bizzat Oscar adaylığı hak ettiğini dillendiren paylaşımlarda bulunmaya başlamıştı. Kate Winslet, Edward Norton, Gywneth Paltrow, Amy Adams, Mia Farrow, Jennifer Aniston, Courteney Cox ve Charlize Theron gibi isimler açıkça desteklerini paylaşmış, hatta kendi kanalları üzerinden film üzerine soru-cevap etkinlikleri düzenlemişlerdi. Tüm bu dost desteği kampanyası bir şekilde işe yaradı ve 41 yaşındaki İngiliz oyuncu geçtiğimiz salı günü ilk Oscar adaylığını kazandı. Açıklanan adaylıktan sonra altı sinema salonunda tekrar gösterime giren film yalnızca geçtiğimiz cuma, cumartesi ve pazar günlerinde toplam 250 bin dolar, yani orijinal vizyon tarihinde elde ettiğinin 10 katı hasılat yaptı. Şimdiyse ortaya atılan iddiaya göre filmin yapım ekibinden (ya da ekibe yakın) bir kişi tarafından bu dev isimlere filmi 17 Ocak tarihine kadar paylaşmalarını rica eden bir e-posta atıldığı gündeme geldi.

Henüz netleşen bir iddia olmasa da geçtiğimiz Cuma günü Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademi’si olası şüpheleri dindirmek adına filmlerin Oscar kampanyalarının incelemeye alındığına dair bir açıklama yayınladı. “To Leslie” ya da Andrea Riseborough’nun adı geçirilmeden yapılan açıklamada “hiçbir yönergenin ihlal edilmediğinden emin olmak ve yeni sosyal medya ve dijital iletişim çağı göz önünde bulundurularak yönergelerde olası bir değişikliğin gerekliliğini gözden geçirmek amacıyla bu yılın adayları üzerinden kampanya prosedürlerinin incelemeye alındığı” duyuruldu. Şu an için kamuoyunda Riseborough’nun adaylığının elinden alınma ihtimali daha çok konuşuluyor olsa da bu açıklama aslında Akademi’nin kampanya kurallarında bir güncellemeye gidebilme ihtimalini göstermesi açısından çok önemli. Bahsettiğimiz gibi oldukça pahalı bir yarışta böylesi bir “gerilla” kampanyayla günümüzün en büyük vitrini sosyal medyayı kullanarak aynı noktaya gelinebilmesi örneği sektör içindeki birçok dengeyi tehdit etme potansiyeline sahip.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR