Türkçe pop dünyasının taze kanlarından Aybüke Albere’yle son single’ı “Korkmam Ben” vesilesiyle bir araya geldik.

Sebla KOÇAN / [email protected]

“Korkmam Ben”, “Ne Diyorsan”, “Öpücem” gibi şarkılarıyla kan kaybeden Türkçe pop müzikte yepyeni bir soluk oldu. 30 yaşındaki Aybüke Albere’nin müzik dünyasındaki yükselişi büyük bir ihtimalle inatçı yapısıyla paralel… Kolay vazgeçmiyor. “Burnumun dikine giderim hep, kendi hayatımın ipleri ellerimdedir” diyor, kendini anlatırken. Albere, “Ben ne yaptıysam kendi azmim ve çalışkanlığımla yaptım ve yapacağım da. Başarılı kadınların hep bir erkek figüründen yardım alıp bir yerlere ‘getirildiği’ düşüncesi var. Bu tamamen toplumun toksik fikri” diye beyan ediyor, fikrini. Özgür ruhlu, bülbül sesli Aybüke Albere’yle sohbet ettik.

Üçüncü single’ınız “Korkmam Ben” yayınlanalı neredeyse iki ay oldu. Nedir bundan sonraki planınız? Bir single daha mı gelecek, yoksa ufukta bir EP, albüm gibi daha uzun boylu bir niyetiniz var mı?
Bir single daha yolda. EP yapmak çok istiyorum. Sürekli üretiyorum. Durmadan biriktirip güzel bir paket halinde sunmak dileğim.

İzmirli olduğunuzu biliyoruz. Müzisyenler hep geldikleri yerin duruşlarında, müziklerinde hatta sahnelerinde bile etkili olduğunu söylerler. Sizin için ne ifade ediyor İzmir, orada doğmak, İzmirli olmak size neler kattı müzikal anlamda?
Cesur, özgür ve rüzgara göre hareket ediyor olmam İzmirlilikten bence. Efelik de var tabii serde. Kadın erkek eşitliğinin en yüksek olduğu yer olarak açıklandı geçen gün İzmir Karşıyaka. Kendim olma maceramda orada doğup büyümemin etkisi tabii ki büyük. Rahat büyüdüm ve rahat yaşamaya çalışıyorum her koşulda. Müziğimde de hayatımda da öyle. Kimsenin lafına bakmam mesela. Burnumun dikine giderim hep. Kendi hayatımın ipleri elimdedir.


Daha önce de Edis’le olan işbirliklerinizde görmüştük sizi. Yeni parçanız için de Oğuzhan Koç’un vokal koçluğu yapacağını söylemiştiniz bir röportajınızda. Bu gerçekleşti mi? Başka kimlerle çalıştınız, kimler var ekibinizde?
Edis’le olan hem müzik hem de hayat yoldaşlığı. Oğuzhan sağ olsun rehberlik etti son şarkıda bana. Çağrı ve Adnan Telkıvıran da aynı şekilde; son dönemde müziğime etkileri çok büyük her ikisinin de. Çıkarmayı planladığımız şarkıyı yazarken Kalben’e danıştım. O ateşledi mesela bir tarafını. Çağrı ve Adnan’ın sürekli üretim enerjisinde olmaları çok besliyor beni. Şu anda iş birliği yapmak istediğim, kafamda dönen, hepinizin de yakından tanıdığı birçok müzisyen dostum var. İlerleyen günlerde haberlerini veririm diye düşünüyorum.

Aybuke Albere


2020 şu ana kadar oldukça zorlu bir yıl oldu. Sizin için nasıl geçti peki şimdiye kadar? Bu yıl içinde nasıl üretimleriniz oldu, eve kapanıp şarkılar yazdınız mı, tatil yapabildiniz mi, sizde nasıl bir iz bıraktı 2020?
2018/2020 Mart ayına kadar çok yoğun çalıştığım bir dönemdi. Sonra bir anda tıkılı kaldık ve zor geçti elbette. Mesela deniz kızıyımdır ben. Mart’tan Kasım’a kadar denize girerim. 2020 yılına kadar hep öyle olmuştu. Tatil yapamadım. Evde ve şehirde geçti zamanım ama kendimi tanıma ve bir şeyleri kafamda oturtma olarak sıçrama yaşadım, ehlileştim.


Aslında ölü gibi görünen pop müzik dünyasında farklı bir soluk oldunuz. Yorumlarda gözlemlediğimiz, “Bu şarkı daha çok dinlenmeliydi”, “Çok daha iyisini hak ediyor” gibi cümleler… Siz neler düşünüyorsunuz bu konuda?
Ben de isterim herkes dinlesin ve izlesin işimi, kim istemez ki? Ama kafa yormuyorum ve bununla ilgili kendimi neden diye yıpratmıyorum hiç. Günün sonunda çalışan ve emek veren herkesin karşılığını alacağını biliyorum. Bu yorumları okumak da şahane tabii bir yandan sağ olsunlar.

Aybuke Albere

Kadınlığınızı ön plana çıkarmaktan çekinmeyen, sosyal medya hesaplarınızdan kadın hayranlarınıza seslerini çıkarmayı, güçlü olmayı söyleyen bir müzisyensiniz. “Burnumuzun dikine gide gide hangi hayalimizi gerçekleştiremeyiz ki?” diye soruyorsunuz hatta. Kadın olmak zor mu müzik dünyasında? Siz hayalleriniz için nasıl gittiniz “burnunuzun dikine”?
Cinsiyetçilikten kaçındığımız bir döneme girdik ve yok olmasına özen gösteriyoruz. Bir uyanış var. Ben de çok dikkat etmeye çalışıyorum kelimelerime çünkü hassas bir konu. Müzik dünyasında “kadın” olma konusuna gelince maalesef öyle bir ayrım yaşadım. Fakat bu dünyanın genel hali yapayanlış bir öğrenilmiş çaresizlik.

Ben ne yaptıysam kendi azmim ve çalışkanlığımla yaptım ve yapacağım da. Başarılı kadınların hep bir erkek figüründen yardım alıp bir yerlere “getirildiği” düşüncesi var. Bu tamamen toplumun toksik fikri. Onun haricinde de “şarkıcı kadın” olmakla alakalı bir problem var. Sanki ünlü olmak, barbie gibi bir hayat yaşamak sadece takıp takıştırıp ortalıklarda dolanmak istiyoruz zannediliyor. Hele bir de enerjisi yüksek bir kadın olduğum için ekstra zor oldu. Mesela ben sesimin güzel olduğunu yetenekli olduğumu daha 2 senedir kanıtlayabildim. Çok garip değil mi ? “Aybüke çok iyi şarkıcıdır, sahnesi çok iyidir”i zihinlere işletmek herhalde 500 sahne sonrasında oldu. Tamamen bu algıyla mücadele ettim. Hem de öyle oradan buradan alakasız insanlarla değil bu mücadele. Sizin gibi müzisyen olan, sanatına inandığınız insanlarla dolu bir topluluklaydı. Pes etmedim yani öyle bir dikine gitmek benimki 🙂

Aybuke Albere

Sosyal medya da spot ışıklarının altı da acımasız dünyalar. Hakkınızda haksız bir eleştiri okuduğunuzda, buna nasıl tepki veriyorsunuz? Moraliniz hemen bozuluyor mu mesela, kendinizi korumak için nasıl bir yöntem izliyorsunuz?
Ben hiç takılmıyorum çünkü kendimi biliyorum. Ama tabii günü gününe tutmuyor insanın. Bazen gardım düştüğünde etkileneceğimi anladığımda da yok sayıyorum, bakmıyorum.
Aynaya baktığınızda kendinizi motive etmek için, o günün güzel geçmesi için yaptığınız özel bir ritüeliniz var mı?
“Feeling good” ve “Girls just wanna have fun” dinlerim. Uzun uzun duş alırım. Ha bir de “Mezdeke” 🙂

KISA KISA


● En son dinlediğim ve çok etkilendiğim albüm Büyük Ev Ablukada’nın Mutsuz Parti albümü.
● Modayla aram çok iyi! Gardırobumda en sevdiğim parça ise şu an Milagron’dan aldığım her şey.
● Dinlemeye asla tahammül edemediğim müzik türü ! Buna bi cevabım yok 🙂
● Ne zaman TV karşısına geçsem hiç düşünmeden izlediğim dizi Aşk-ı Memnu 🙂
● Sahne performansına bayıldığım starlar: Shakira, Kylie Minogue, Beyonce.
● Çocukken odamın duvarlarında olan posterler Spice Girls’ünkilerdi.
● Son dönemde okuyup çok etkilendiğim kitap Simone de Beauvoir’ın Mandarinler eseri.