Ana SayfaMüzikBeyza Doğuç: "Üretmeye devam etmeyi ve sıra dışı olmayı istiyorum."

Beyza Doğuç: “Üretmeye devam etmeyi ve sıra dışı olmayı istiyorum.”

Müzik sahnesinde kendine has bir yol çizen, interaktif konserler planlayan, konsept albümler çıkaran, sanatın birçok dalından beslenerek müziğini icra eden Beyza Doğuç, yaratım sürecini ve hakkında bilinmeyenleri anlattı. 

Zeynep SİPAHİ / [email protected]

Hayatının merkezine müziği alan biri Beyza Doğuç. Bu klasik cümleyi birçok müzisyen için tabii ki kurabiliriz ama o gerçekten de hayatının tam ortasına müziği alıp geri kalan her şeyi onu destekleyen, besleyen bir unsura dönüştürmüş durumda. Uyku saatinden görüştüğü kişilere kadar bu konuda oldukça disiplinli. Ama disiplinli dediğimize bakmayın, o üreterek mutlu olmasının yanı sıra bunu eğlenceli bir hale getirmeyi gayet iyi başarıyor. Tek başına bir üretim yerine sanatla, sanatseverlerle dolu keyifli bir yolculuk hedefliyor müzik kariyerinde. Ayrıca birkaç ay içerisinde, ilk albümü “Burçların Şarkıları”nda olduğu gibi, yine eğlenceli bir konsept albümü bizlerle buluşturacak. Gelin devamını Beyza Doğuç‘tan dinleyelim…

Sadece müzik değil, sanatın birçok dalında üretimde bulunuyorsun. Yazarlık, kısa filmler, müzik… Nasıl bir ailede büyüdün? Sanata yönelmende kendine rol model aldığın birileri var mıydı çocukken?

Bizim anne tarafında da, baba tarafında da sanatla ilgilenen kişiler var hep. Şairler, kemancılar, türkücüler… Babam küçükken onlarca piyes yazmış. Ayrıca mızıka çalmayı ve şarkı söylemeyi de çok sever. Abim dövme sanatçısı ve baterist. Ablam yan flüt çalıyor, zamanında tiyatroda oynuyordu ve hobi olarak yıllardır fotoğraf çekiyor. Dolayısıyla sanata hepimiz hep ilgiliydik. İçinde büyüdüğüm ailede müzik yapmak, bir şeyler yazmak doğal bir durumdu. Yine de en çok abimi rol model olarak aldım. Onun üretme şeklini, ürettiği şeyleri, bestelerini ve resimlerini çok seviyordum. Kendisinin düşünce yapısına hep hayran kalmışımdır. O da benden 14 yaş büyük olduğu için sahiden hayatım boyunca hep bana yol göstermiş, sohbetlerimizde birçok noktada beni aydınlatmıştır.

İlk teklin ‘Ben Hep Burdayım’ı çıkaralı üç yıl oldu. O günden bu yana geçen süreci nasıl değerlendiriyorsun? Hayal ettiklerini gerçekleştirdin diyebilir miyiz?

‘Ben Hep Burdayım’ı çıkardığım sırada gazetecilik yapıyordum. Sonrasında grafik tasarımcı ve video kurgucusu olarak çalıştım. O dönem müziği bir meslek olarak kabullenmeye hala çekindiğim bir dönemdeydim sanırım. Daha doğrusu müziği nasıl bir meslek haline getirebileceğimi bilmiyordum. Bu üç yılın içinde “Ben ne yapıp ne edip becereceğim bu işi” diye hayatımı müzikle geçindirme kararı aldım. Başta kafam çok karıştı, ancak birçok konuda bilgi ve deneyim edindim. Ayrıca bütün mesaimi müziğe ayırma kararımın ardından kendimi bu konuda geliştirmeye odaklandım. Hayal ettiklerimi gerçekleştirebilecek donanıma ulaştım.

İlerisi için planların neler? Sanatsal üretiminde dümeni kırmak istediğin yolu bize tarif edebilir misin?     

Üretmeye devam etmeyi ve bu konuda daha profesyonel, daha eğlenceli, daha sıra dışı olmak istiyorum. Konsept albümler çıkarmak ve konsept konserler yapmak istiyorum. Sadece şarkı söylediğim değil, izleyicilerle beraber şarkı yaptığımız interaktif konserler var aklımda. Üretim ve sanatla, sanatseverlerle dolu keyifli bir yolculuk planlıyorum.

Sosyal medyanın gücünü kullanarak yaratıcılığının keşfedilmesini sağladın. Peki sosyal medyayla normalde aran nasıl? Günün her anını orada geçirenlerden misin? 

Sosyal medyada geçirdiğim sürecin gündemi takip etmek ve ilham almak noktasında kalmasına özen gösteriyorum. Hipnoz olmuş şekilde kaydırırken kendimi bulduğum günler de oluyor elbette ama o tarz bağımlılık anlarıma doğrudan müdahale ediyorum. Kendime telefonda saat sınırı koyuyorum. Çünkü sosyal medyanın dozunu kaçırınca motivasyonum, modum ve üretimimde problem oluşabiliyor. Onun yerine daha yavaş, sakin aktivitelere ağırlık vererek yoğun çalışma tempomu dengelemem gerekiyor.

Peki tanındıkça aldığın yorumlarla ilgili neler düşünüyorsun, bu yorumlar seni nasıl etkiliyor? 

Bana yorum yazan, mesaj atan ya da yolda karşılaştığımız herkes çok tatlı ve çok içten. Ben yaklaşık 12 senedir sosyal medyada aktif içerik üretiyorum ve bütün bu süreçte hep benzer, pozitif bir kitlem olmuştu. Bu pozitifliğin büyüyor olması, sanata kıymet veren daha çok insana ulaştığımı görmek çok güzel. Bana daha çok üretmem konusunda büyük bir motivasyon oluyor.

Aslen gazetecilik mezunusun. Hangi noktada bu kadar çok ilgi alanın varken merkeze müziği alma kararını verdin? 

Küçüklüğümden beri farklı ilgi alanlarına eşit oranda önem veren birisiydim. Sanat işin içindeyse ben de oradaydım. Ancak mezun olduktan sonra vaktimin o kadar bol olmadığını ve bir alanda profesyonelleşmek istiyorsam ona kanalize olmam gerektiğini anlamaya başladım. Diğer ilgi alanlarımı doğrudan rafa kaldırmak yerine müziğin içine kattım. Gazetecilik okurken ve yaparken öğrendiğim birçok disiplin şu anda müziğimi yaparken kendisini göstermeye devam ediyor.

İstanbul’un hızlı hayatı yerine Ankara’nın sakinliğinin üretimine daha iyi geldiğini verdiğin bir röportajda okumuştum. Üretim sürecin nasıl işliyor, bizimle paylaşabilir misin?

Hayatta en keyif aldığım şey üretmek olduğu için, üretmek dışındaki saatlerimin büyük bir çoğunluğunu o üretime besin olarak ayırıyorum. Günlük hayatta ne yediğime, ne içtiğime, kaçta uyuduğuma, kiminle görüştüğüme vs. son derece dikkat ediyorum. Artık hayatımdaki diğer eylemlerim daha iyi sanat yapabilmek için seçtiğim destekler gibi. Mesela şan hocamın da tavsiyesi üzerine dansa gidiyorum ki sesim daha enerjik ve sahne duruşum daha güzel olsun. Üretim ve tüketim çılgınlığının hızından kendimi soğutmak için sık sık kitap okuyorum, meditasyon yapıyorum. Bütün hayatımı üretim sürecinin bir parçası haline getirdim aslında. Kendimi tüketmeyen, sürdürülebilir bir denge kurduğumda üretmek için tek yapmam gereken piyanonun, bilgisayarın başına geçmek oluyor. Sonrasında zaman nasıl akıyor anlamıyorum bile. Kimi zaman bir sözle, kimi zaman bir melodiyle, kimi zaman da bir fikirle işe girişiyor ve kendimi kaptırıyorum.

2021’de “Burçların Şarkıları” adlı ilk albümünü çıkardın. Yeni bir albüm çalışması var mı? Ve yine bu tür bir konsept üzerinden mi ilerlemeyi düşünüyorsun?

Evet, şu anda yine bir konsept albüm üzerine çalışıyorum. Bu tarz konseptlerden kendim de çok keyif alıyorum. Bir konu üzerine şarkı yapmak, o konsepti benimsemek ve bir araya getirmek hoşuma gidiyor. Sırada çıkaracağım albüm de herkesi çok heyecanlandıracak diye düşünüyorum.

En son Gökçe’yle birlikte seslendirdiğin ‘Sen ve Ben’i yayınladın. Yollarınız Gökçe’yle nasıl kesişti? 

Gökçe küçüklüğümden beri tanıdığım ve çok sevdiğim bir sanatçıydı. Menajerlerimiz ortak olduğu için şarkıyı ona sunma fırsatım oldu. Teklifi kabul ettiğinde çok sevindim. Kendisi gerçekten harika birisi. Kendisiyle çalışmak son derece keyifliydi ve sonuç ikimizin de çok hoşuna gitti. 

Şarkının hikayesini senden dinleyebilir miyiz? 

Şarkıyı yazarken aklımda sağ kulaklıkta farklı, sol kulaklıkta farklı sözlerin olduğu bir konsept vardı yalnızca. Sonra bunu iki farklı perspektif gibi uyarlamanın keyifli olacağını düşündüm. Sonra bir aşk şarkısı yazma kararı aldım. Sol kulaklık hayatındaki rutinlerden bıkmış, bunalmış birisini anlatıyor. Bir anlık içinden o rutini kırmak geliyor ve her zaman saptığı sokak yerine farklı bir sokak seçiyor. Ve ileride gitar çalan birisini görüyor. Şarkısını onun için çaldığını hissediyor. Sağ kulaklıktaki kişi ise bir sabah aklında yepyeni bir şarkıyla uyanıyor ve hemen kendisini dışarı atıp gitarıyla o şarkıyı çalmaya başlıyor. Sonra şarkısını karşısında gördüğü yabancıya yazdığını hissediyor.

Son olarak bizleri yakın zamanda ne gibi sürprizler bekliyor?

Benim en heyecanlı olduğum sürpriz üzerinde çalışmakta olduğum yeni konsept albüm. Bunun herkesi çok eğlendireceğini düşünüyorum. Şimdilik çok keyifli gidiyor süreç. Albümün yarısından fazlası bitti bile. Çok da gecikmeden, bir-iki ay içinde çıkarmak istiyoruz. 

Aynı zamanda konserlerime ufak tefek interaktiflikler katmak istiyorum ki ilerideki konser planlarım için şimdiden hazırlıklara başlayalım. Eylüldeki Ankara If konserimde girişte seyircilerden birer kelime aldığımız bir kutumuz olacak ve sahnede o kelimelerle yaptığım bir şarkıyı söyleyeceğim. Bu küçük aktivite için de çok heyecanlıyım.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR