Ana SayfaKeşifBildiğin Gibi Değil: "Ekim ayına kalmadan albümü yayımlamayı hedefliyoruz."

Bildiğin Gibi Değil: “Ekim ayına kalmadan albümü yayımlamayı hedefliyoruz.”

Bu sene bitmeden yeni albümlerini yayımlamayı planlayan Bildiğin Gibi Değil ile hem gelecek olan albümleri, hem yaşadıkları şehir Ankara hem de hayata dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. 

“Bitmez” ile yeni albümünüz “Gelgit”ten ilk kesiti bizlerle buluşturdunuz. Yeni albüm ne zaman gelecek ve albümde dinleyicileri neler bekliyor?

BGD: Albüm için net bir tarih henüz paylaşamıyoruz ancak ekim ayına kalmadan yayımlanmış olmasını hedefliyoruz. Bu albümde kendi hayatlarımızda zaman zaman içinden geçtiğimiz sancılı ve umut dolu dönemleri yansıtmaya çalıştık, zaten öyle şeyler yaşadık. Albümde genel olarak farklı duygu durumlarımızı farklı sound arayışlarıyla yansıtma arzusunun varlığından bahsedebiliriz. Bunu yaparken dinleyicilerin iç dünyasında bir yer edinebilmeyi ve şarkılarda kendilerinden bir parça bulabilmelerini umuyoruz. Şarkıların hikayelerine ek olarak da daha “modern rock” olarak tanımlayabileceğimiz bir albüm oldu. Müzikal olarak eski ve yeni BGD ayrımını tattıracak nitelikte. Zaten albüm başından sonuna bir kompozisyon olduğu için, anlatımının yanı sıra, duyulan melodilerin ve enstrümanların da arkasında yatan bir kurgu var. Kapak da aynı şekilde, ondan da bahsetmezsek olmaz.

Ankaralı bir rock grubu olmak sound’unuzu ve tematik olarak müziğinizi nasıl etkiliyor?

Murat: Kişisel olarak Ankara’ya gri şehir denmesinin bir sebebi olduğunu, havasındaki kasvetin şehirde yaşayanlara etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum. Şarkı ve sound’umuzdaki hüzün de bunu yansıtan yegâne şey.
Anıl: Daha sert ve güçlü sound’ların çıkmasına vesile oldu. Enstrümantalistliğimizi daha ileri taşıdı.
Yusuf: Günümüzde içerisinde bulunduğumuz şehirlerin ve kültürlerin üretilen müziklere etkisinin yavaş yavaş azaldığını gözlemliyorum. Daha bütünsel bir dünyaya dönüşüyoruz fakat bilinçli olarak Ankara atmosferini yansıtmak, Ankara’dan ilham almak beni huzurlu hissettiriyor. Aynı zamanda Ankara’yı biraz içine kapanık, hüzünlü bir dost gibi görüyorum. Bu düşünceler yaptığımız müziği doğrudan etkiliyor, hatta değer katıyor bence.
Dersu: Bu soru çok klasik malum. Ankaralılar bir farklı geliyor herhalde. Ankara doğup büyüdüğümüz şehir. Birbirimizle tanıştığımız, anlamaya ve üretmeye başladığımız yer. Bu noktadan bakınca tabii ki duygusal bir bağ kuruyorsunuz şehirle. Bir de burası her şeyin ortalıkta olduğu bir yer değil, birçok şeyi kovalayıp kendiniz elde etmek durumundasınız. Hazır sunulan veya popüler olarak tüketilen şeyler sınırlı. Bunun etkisini ben en çok bir şey ararken hissediyorum. Aramaya alıştım, denemeyi seviyorum. Ankara’yı bu arayışın bir parçası olarak görüyorum. –

“Bildiğin Gibi Değil” dışında hayatlarınızda neler var? Müzik dışında neler yapıyorsunuz?

Murat: Ben Hacettepe Kimya Mühendisliğinden yeni mezun oldum, müziği yanında akademide de rol almaya çalışıyorum.
Anıl: Şu aralar pek bir şey yok. Müzik dışında yaşam mücadelesi var yeterince. Onun dışında pek bir şey yapmak mümkün değil.
Yusuf: Ben Başkent Üniversitesi, İletişim Tasarımı öğrencisiyim. Müziğin yanında bir yandan görsel üretime yönelik bir akademik eğitimim var. Ek olarak 3 kedi babasıyım ve rubik küp çözüyorum.
Dersu: ODTÜ’de eğitimime devam ediyorum. Dersu adıyla paylaştığım bir solo projem de var. Bir yandan eğitim, bir yandan içine çekildiğimiz gergin ülke ortamı, bir yandan müzik. Bunlara sorumluluklar da eklenince dışarıda başka pek bir şey kalmıyor.

Müziğinizi 3 kelimeyle tanımlayacak olsanız ne derdiniz?

Murat: Müziğimizi dayandırdığımız temel parçaların yazıldığı dönemdeki ruh halimiz olduğu için bence bu zor bir soru. Çıkacak olan albümü de göz önünde bulundurarak umutlu, içe dönük ve sinirli diyebilirim sanırım.
Anıl: Sınıfsız, sınırsız ve gönülden derim.
Yusuf: Kucaklayıcı, savruk ve Murat’ın dediği gibi umutlu diyebilirim ben de. Biraz da açık yürekli diyebilirdim ama 3 kelimeyi aşar.
Dersu: Müziğimizi tanımlayamam. Belki albümle sınırlandırırsam; sorgulayıcı, samimi, sentez diyebilirim.

Her biriniz için sizde en özel yere sahip şarkınız hangisi ve neden?

Murat: Henüz çıkmamış olsa da benim için ‘Zamanla’nın albüm versiyonu. Duygusal olarak bağdaştırıyorum kendimle. Vokalin anlattığı acılara arkadaki synth’in dalga geçer bir havada yaklaşması çok hoşuma gidiyor.
Anıl: En sevdiğim parçamız ‘Haramdır’ diyebilirim. İçeriği gereği benim için samimi ve dinamik. Aynı zamanda kinayeli dili hoşuma gidiyor.
Yusuf: Son akustik EP’mizde bulunan ‘Mesafeler’ özeldir benim için. Armonik yapısı, çift vokalleriyle kafamızın içindeki seslere benzeyen ve genel olarak inişli çıkışlı yapısı keyifle dinlememi sağlıyor. Ayrıca pandemi döneminin son zamanlarında artık bıkkınlığımızın zirvelere ulaştığı bir dönemde çıkması bu parçayı daha anlamlı kılıyor.
Dersu: Ben de albümden bir şey söyleyip sürprizi bozmak istemiyorum. Favorilerim albümde. Onun haricinde dönem dönem değişse de, bu ara ‘Ara Fatih’i Gelsin’ benim için hafızamdaki en taze şarkılardan biri. Yazdığımız günün gerçekliği, eğlenceli havası, serseriliği… Sanırım diğer şarkılar hep bir buruk hissettirdiği için bu aralar ‘Ara Fatih’i Gelsin’in ortaya çıktığı günleri özlüyorum.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR