2015 yılında kurulan ve yerli alternatif sahnenin en sevilen gruplarından olan Birileri, Dergy’nin sorularını yanıtladı.

Sebla KOÇAN / [email protected]

Yerli alternatif sahnenin yetenekli ekibi Birileri’ni dinlenme rekorları kıran “Halledebilirdik”le tanıyoruz. Dillere dolanan “Zamanın Dışında, Boşluğun İçinde”, “Aşık Olmamam Gerek”, “Paralel Bir Evrende Hâlen Bulutlar Üzerinde Olma Olasılığımıza Dair” gibi şarkılar da Birileri imzalı. Jan Soykök’ün söz, müzik ve vokallerine gitarda Baturalp Yılmaz, bas gitarda Emre Dereli ve davulda Çağdaş Topal’ın katılımlarıyla indie-rock janrında kendilerine özgü bir kimlik oluşturan Birileri’ne merak ettiklerimizi sorduk.

19 Haziran’da yeni şarkınız “Yürü” yayınlandı. Bize biraz anlatır mısınız, yeni şarkınız ne anlatıyor, nasıl bir şarkı?
Öncelikle şu ana kadar yaptığımız tüm şarkılardan daha farklı bir şarkı, bunu açıkça söyleyebiliriz. Hem sound hem de aranje açısından bir süredir girmek istediğimiz yeni bir yol vardı, bu şarkı ile o yola ilk adımımızı atıyoruz. Indie – Pop, Alt. Pop etkilenimlerini müziğimizde ilk kez bu kadar yoğun bir şekilde duyabileceksiniz “Yürü” ile. Daha önce kullanmadığımız enstrümanlar, daha önce denemediğimiz bir form ve aranje anlayışı var bu şarkıda. Tema olarak da şarkılarımızda duymaya pek alışkın olmadığınız ve şu aralar fazlaca ihtiyaç duyulan “motivasyon”u konu alıyor. “Dikenli yollarda yürümeye devam edebilmenin şarkısı” diyebiliriz “Yürü” için. (Eskiden olsa adını böyle koyardık belki hah).

 

Kusursz çıkalı 1 yıl oldu, siz de bunu YouTube’da akustik bir yayınla kutladınız. Nasıl bir duyguydu YouTube üzerinden çalmak, size neler hissettirdi?
Son derece keyifliydi. YouTube’ta büyük bir kitlemiz var, orada daha aktif olmayı planlıyoruz bundan böyle. İlk hedefte akustik bir ev kaydı serisi var, duyurmuş olalım onu da buradan. 

Ekran Resmi 2020 06 30 12.07.34

“Yeni normal”de hayatlarınız nasıl akıyor? En çok ne yapmayı özlediniz?
Jan Soykök: Mütevazı bir ev stüdyosu kurdum kendime, kendi kayıtlarımı alıp mix’lemeyi öğrenmeye uğraşıyorum bir süredir. “Yeni Normal”e de şahsen ben geçmedim henüz, bir süre daha böyle iyiyim gibi.

Emre Dereli: Karantina döneminde yazdığım bir kitap vardı, ona odaklanma fırsatı buldum. Biraz erken geldiğini düşündüğüm normelleşme sürecinden sonra neler olur bilemiyorum, ekonomik durumlar dışında bu halden gayet memnundum. 

Çağdaş Topal: Sürecin başında öyle aman aman bir çalma isteği yoktu kendi kendime eğleniyordum ama sonradan sonradan giderek artmaya başlayan fiziken ve ruhen sahnede olma isteği başladı. Sanırım en çok sazımın derilerine özgürce vurmayı özledim ve çocukların titreşimleri de tabii. 

Baturalp Yılmaz: Benim için pek bir şey değişmedi, barlara girmeyi özledim sanırım.

Ekran Resmi 2020 06 30 12.08.40

Konser ve festivallerin dönüşü ile ilgili siz neler düşünüyorsunuz?
Jan: 1 Temmuz’dan itibaren mekan kapasitesinin maksimum yüzde 50 doluluk seviyesiyle konserlerin başlayacağı söyleniyor, merakla bekliyoruz biz de gelişmeleri. Sahnede olmayı fazlaca özledik.

Çağdaş: Bence ekstra bir olağanüstü durum olmazsa açık alanda olan etkinliklere insanlar çekine çekine de olsa gidecekler. Bir de bu işler gitgide daha da dijitalleşmeye başlıyor. Bunlar aslında pek de organik şeyler değil. Kısaca ben sahnedeyken beraber çaldığım dostlarımla ve tüm alandaki insanlarla aynı havayı solumak aynı frekanslarda titreşmek taraftarıyım.

Ekran Resmi 2020 06 30 12.08.55

“BİZİM İÇİN HAYALLERİN BİR SINIRI YOK”

Spotify ve YouTube’da “Halledebilirdik”in dinlenme oranları milyonlarda. Üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen “Halledebilirdik”in yakaladığı bu başarıyı şimdi baktığınızda nasıl değerlendiriyorsunuz?
Halledebilirdik yalnız Spotify’da haftada 100 bin ortalamayla dinleniyor hala, YouTube’ta da buna yakın olmalı. Onun bu başarısı bizi çok mutlu etse de bundan sonra yayımlayacağımız şarkılarımızın arasından ona yeni rakipler çıkmasını istiyoruz doğrusu. Doğru yerde doğru zamanda, popüler olmak için doğru bir şarkı olarak çıkmış Halledebilirdik. Bunu şarkıyı çıkardığınız sırada göremiyorsunuz, daha sonradan belli ediyor kendini. 

 

Sizi heyecanlandıran yeni sound’lar keşfetme, şarkılarınızı kaleme alma süreciniz nasıldır, genellikle en çok ürettiğinizi düşündüğünüz zamanlar ne zaman? 
Jan: Emre ve Baturalp’in katkılarının olduğu 2 şarkımız hariç şu ana kadarki tüm şarkılarımızın sözü ve müziğini ben yazdım. Aranjeleri birlikte yaptık. Süreç hep bu ikisinin ardı ardına gelişiyle işliyor. Bir fikir her yerde gelebilir, elinizde bir enstrüman olsun ya da olmasın. Bir duygu, bir düşünce bir şekilde müziğe dönüşecek kadar yoğunsa ne yapıp edip kendine ortaya çıkacak bir yol bulur. Yeni sesler keşfetme süreci de aynı şekilde, neyin size ilham vereceğini asla bilemezsiniz; bu bazen bir şarkıda duyduğunuz bir gitar sound’u olur, bazen bir sokak satıcısının elindeki maşayla tuttuğu alelade bir ritim. Duyduğumuz her şeyde bir müziğe dönüşme potansiyeli var aslında, ancak bunların sadece küçük bir kısmı gerçekten kullanılacak kadar ileriye gidebiliyor.

Ekran Resmi 2020 06 30 12.07.44

Indie rock kulvarında özellikle de son yıllarda çok başarılı ekipler ve müzisyenlerle tanışıyoruz. Üstelik bunun için artık müzik yapan insanlar daha bağımsız iş yapabiliyorlar. Sizce bunda stream servislerinin, müzik dinleme alışkanlıklarımızın değişmesinin bir payı var mı, ne düşünüyorsunuz?
Bu konuda streaming servislerinin etkisi elbette çok büyük. Bağımsız bir müzisyen şarkı çıkarmak için bir plak şirketine ihtiyaç duymuyor, ancak daha sonra bir şirket onun eksik olduğu bazı noktaları kapatarak işbirliği yapmayı teklif ederse bir birliktelik yapmaları mümkün olabiliyor. Bizim de şu anki plak şirketimiz CES Yapım’la olan birlikteliğimiz tam olarak bu şekilde başladı. Tabii ki bağımsız kalmak da bir tercih, bu işe direkt olarak şirketlerle başlamak da. Ama bu ikincisinin bir zorunluluk olmaktan çıkıp da bir tercihe dönüşmüş olması elbette bağımsız müzisyenlerin seslerini duyurabilmede son derece etkili oldu. 

Ekran Resmi 2020 06 30 12.07.58

Müzik dışında yapmayı çok sevdiğiniz, size ilham veren neler var hayatınızda?
Jan:
Şu sıralar özellikle kayıt teknolojileri ve prodüksiyon (ups yine müzik oldu). 90’lar Türk Sineması. Yabancı Diller ve kültürler. Rüyalar.

Emre: Mitoloji, kendimi bildim bileli benim için en büyük ilham kaynağı olmuştur. Toplumların bilinçaltından damıtılan bu hikayeler, oldukça basit anlatılara sahip olsalar da hiçbir tekil yazarın eserinde ulaşamayacağımızı düşündüğüm çözümlemeler ve anlamlandırmalar barındırıyor. Sanat ile aynı imgelemden beslendiği için ilham konusunda da oldukça bereketli bir materyal mitoloji, ki bu nedenle tarih boyunca sanata eşlik etmesi de oldukça anlamlıdır.

Çağdaş: Bana bu aralar en çok ilham veren şey başka insanların hayatlarını öğrenmek, mesela yakın zamanda Miles Davis’in “Birth Of The Cool” belgeselini izledim Muhammed Ali’nin “I am Ali” belgeselini izledim, Allan Percy’nin “Her güne bir Einstein” kitabını okudum (esenlikle tavsiye ederim), İlber Ortaylı nın “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” kitabını dinledim (hem gaza verdi hem üzdü) 🙂 Böyle şeyler. 

Baturalp: Müzik dışında en çok film izlemeyi ve spor yapmayı seviyorum sanırım, bir de boş gündem takibi yapıyorum.

Ekran Resmi 2020 06 30 12.08.21

Çocukken ilk izlediğinizde aklınızı başınızdan alan, size belki de “Bir gün ben de onun gibi sahnede olacağım” diye düşündüren, sizin için çok özel olan o şarkı / klip hangisi?
Jan:  “Geleceğe Dönüş” filminde Marty’nin Johnny B. Goode çaldığı sahneyi hemen herkes bilir, sanırım 9 yaşındaydım , o sahneyi ilk izlediğimde duyduğum heyecanı asla unutamıyorum, inanılmazdı. Bir müzisyen olarak sahnede olma hayalini bana ilk kez kurduran şey o olmalı.

 

Emre: Önce evdeki Ricky Martin kasetleri, sonra MTV.

Çağdaş: Godsmack grubunun ve Solisti Sully Erna’nın hayranıydım sanırım onu kıskanıyordum, davul da çalıyor hem 🙂 Ronald Bruner Jr nin “Ridiculous” kaydı aklımı başımdan almıştı çocukken, parçadaki piyanonun duygusallığı ve Ronald’ın ritmik hareketleri hakimiyeti beni çok etkilemişti. Şimdiyi sorucak olursanız bir süredir Rob Turner’ı sıkı takipteyim.

Baturalp: Zor bir soru aslında bu, çünkü çok var gerçekten ama sahnedeki tavırları açısından Pearl Jam grubu ve Jeff Buckley her zaman ilgimi çekmiştir.

Birileri olarak en büyük hayaliniz hangisi?  Glastonbury gibi dev bir sahnede binlerce insana çalmak mı, bir gün sizin hakkınızda bir müzik belgeseli çekilmesi mi yoksa çok sevdiğiniz bir yönetmenin bir filmine soundtrack yapmak mı?
Hayallerin bir sınırı olmamalı bizce. D) Hepsi diyelim 🙂

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: BİRİLERİ’NİN SOLİSTİ JAN SOYKÖK’TEN SOLO ALBÜM