Ankara’da kaydettikleri Terbiye albümleriyle yükselen bir grafik çizen DJ Suppa ve Çağrı Sinci, Dergy’nin konuğu oldu.

Sebla KOÇAN/ [email protected]

Türkçe rap müziğin alanına hakim iki ismi, DJ Suppa ve Çağrı Sinci, 5 günde 5 şarkılık bir albüm kaydetti. Terbiye adını verdikleri bu albümü geçtiğimiz günlerde yayınlayan ikili, çıktığı andan itibaren sosyal medyada pek çok olumlu yorum aldı. Voodoo Network etiketiyle yayınlanan Terbiye‘de Eypio ve Monoman’le olan düet şarkılar da dikkatleri çekti. Kayıtlarının büyük bir kısmını, yuvaları Ankara’da gerçekleştirdiler. DJ Suppa, “Bu şehrin nasıl bir yaşam örgüsü ve sokak derinliği olduğu müzik dünyasında büyük kitlelerce biliniyor. Ankara, müziğimde temsil etmekten gurur duyduğum şehir” diyor, başkentin ondaki yerini anlatırken. Çağrı Sinci ise “Ankara’da uzun yıllardır çok özgün rap’ler yapıldığını biliyorum ve underground kültürlere daha ilgili bir şehir henüz görmedim” diye bahsediyor, Ankara’dan. Terbiye vesilesiyle ikili, Dergy’nin konuğu oldu.

Yeni albümünüz Terbiye’nin dumanı üzerinde. Ankara’da 5 günde 5 şarkıyı tamamladınız. Bu nasıl oldu, bu kadar kısa sürede nasıl bitirebildiniz çalışmayı, biraz anlatır mısınız?
DJ Suppa:
Çağrı’yla geçen yıl “Hayırlı İşler”i kaydettiğimizde beraber albüm yapmaya karar vermiştik. Beatlerin ilk draftlarını dinleyip nasıl konular işleyeceğimizi konuştuğumuz bir ön aşama var sonrasında ise dediğiniz gibi 5 günde 5 şarkının vokal kayıtlarını tamamladık. Sonrasında yaptığımız revizeler var ama o 5 gün içinde albümde neyin ne şekilde olacağı netleşmişti.

Çağrı Sinci: Altyapılar bir süredir bendeydi, hepsi için bir şeyler tasarlamıştım ama , hem albümü yazarken Ankara’da olmak hem de günlerce stüdyoya kapanıp şarkı yapma deneyimine duyduğum özlemi gidermek adına, albümü yazmak icin VooDoo’daki kamp sürecini bekledim, bir Ankara konseri sonrasıydı. 

Albümde Eypio ve Monoman düetleri de göze çarpan şarkılar içinde. Onlarla yollarınız nasıl kesişti, nasıl karar verdiniz albüme dahil olmalarına?
DJ Suppa: Çağrının kayıtları tamamlandıktan sonra hangi parçanın konseptiyle kimlerin uyumlu olabileceğini düşündük. “Ölmezsen Kaybetmezsin”e Eypio’nun etkileyici bir nakarat tasarlayacağını tahmin ediyorduk. “Tıklım Tıklım”da da aynı şekilde sound üzerinden yola çıktık, Monoman’ın vokal karakterini ve rap yeteneklerini albüme eklemek memnuniyet verici oldu.

Çağrı Sinci: Suppa, Eypio ve ben daha önce İndigo’nun da olduğu bir track’te birlikte çalışmıştık. Bu şarkıya en çok onun yakışacağını düşündük. Monoman ile 2000 senesinde tanıştık ama bu onunla ilk şarkımız. Albümde hip hop kültürüyle bağını muhafaza eden old school isimler olmasından dolayı mutluyum. Albümün adıyla da uyumlu oldu.

 

Bu 5 şarkı içinde sizi en çok zorlayanı hangisi oldu? Neden birkaç şarkı daha eklemeyi düşünmediniz bu albüme?

DJ Suppa: 5 parçada da üretim aşamasında zorlayan bir şey olmadı, gayet keyifli şekilde tamamladık. Mastering aşamasında “Sür” ve “Geniş Düşün”ün bazı enstrüman kayıtlarını sound etmek zorlayıcı oldu diyebilirim. Savaş Ceyhan’a emanet etmiştik o da gayet hakkını verdi yaptığı işin. 

Çağrı Sinci:
Beni zorlayan bir şarkı olduğunu söyleyemem. Şimdilik 5 şarkı yaptık, belki daha sonra bir 5 şarkı daha yaparız.

Bu albüm buram buram Ankara kokuyor, şarkı sözlerinden de hissediyoruz bunu. Ankara’nın sizin hayatınıza, müziğinize, rap’inize, bakış açınıza nasıl bir etkisi oldu, size neler kazandırdı bu şehir?
DJ Suppa:
Ankara benim lokasyonum, Çağrı Sinci de bu şehirde her zaman çok sevilen bir MC oldu. Bu şehrin nasıl bir yaşam örgüsü ve sokak derinliği olduğu müzik dünyasında büyük kitlelerce biliniyor. İçinde olduğum akıştan besleniyorum ben de. Ankara, müziğimde temsil etmekten gurur duyduğum şehir. 

Çağrı Sinci: Öncelikle sevgili eşim Ankaralı 🙂 Ayrica ben diskografilerine çok hakim olmasam da, Ankara’da uzun yıllardır çok özgün rap’ler yapıldığını biliyorum ve underground kültürlere daha ilgili bir şehir henüz görmedim.

 

 

“İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ SANSÜR ORTAMINDA RAP’TEN DAHA İYİ BİR SEÇENEK YOK”

Rap müzik sokak kültüründen geliyor, söylenemeyenleri söylüyor, posta koyuyor, bir derdi anlatıyor. Pek çok eleştiri de rapçilerin varlıklı oldukça sokaktan koptukları ve artık sokağı eskisi gibi yazamadıkları yönünde… Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

DJ Suppa: Bu seviyede bir piyasa hacminde herkesin rap müzikten beklentisi ve bakış açısı farklı olabilir. Kendi açımdan baktığımda dürüst olduğu zaman bir eserin başarılı olabileceğini – olması gerektiğini düşünüyorum. Sokaktan bahsetmesi gerekenler sokakta olan ve Anadolu sokak kültürünü hayatına entegre etmiş olan rapçilerdir. Herkesin yaşadığı hayatın yaptığı müziği biçimlendirmesi gerekir. Para pul, gayri meşru, siyasi ne konu işlenirse işlensin, dürüstçe kendi olanın kazanacağı bir oyun teorisi en iyisi.

Çağrı Sinci:
Gayet mantıklı, çünkü iyi MC yaşadıklarını yazana denir, sokakla işi kalmayan kişi de sokaktan bahsetmesin bir zahmet.

suppa 1

Rap müzik bir dönem radyolarda TV’lerde çalınmaz, şarkılardaki rap bölümler kesilirdi. Şimdi ise ağırlıklı olarak Türkçe rap çalan radyolar bile var. Türkçe rap’in bu başarısını bekliyor muydunuz, geldiği nokta hakkında ne düşünüyorsunuz?
DJ Suppa:
Bir yerlere geleceği kesindi yıllar önce de bizim için. Geldiği nokta ise beklediğimin daha da üstünde diyebilirim. Bunda internet ve rap müzik işbirliğinin büyük önemi var. Az biliniyorken üvey evlat, çok biliniyorken sömürülecek topraklar muamelesi gördük müzik endüstrisi tarafından. ‘Emeğe saygı beyler’ döneminden ‘Altta kalanın canı çıksın’ dönemine geçiş yeni oyuncular çıkartacakken bir çok üretici için oldukça sancılı olacağını tahmin ediyorum.

Çağrı Sinci:
Daha da fazlası olacak, kitlelerin kendini ifade etmeye ihtiyaçları var ve içinde bulunduğumuz sansür ortamında rap’ten daha iyi bir seçenek yok diye düşünüyorum.

 

Türkçe rap müzikte birbiri ardında yeni nesil MC’ler ve beatmaker’larla tanışıyoruz, pek çok yeni single dinliyoruz. Bu kadar çok üretim olması, sayıca bu kadar fazla rapper olması hakkında ne düşünüyorsunuz? Aralarında beğendikleriniz var mı?

DJ Suppa:
Dijital platformlardaki dinleyici dinlenme sayılarının günlük olarak değişmesi, playlist’lere girme kovalamacası şu anda Türkiye rap marketinde yeni oyun belirleyiciler. Dinleyici olarak düşündüğümde kendimi nicelik olarak artıp, nitelik olarak oldukça zayıflayan bir şarkı bombardımanına maruz kalmış gibi hissediyorum. Bazı şarkılar için 15 günlük bir yaşam süresi var. Bazı şarkılar ise ölümsüzleşebiliyor. Müzisyenlerin en azından kendi albümlerinde fast food üretim yapmalarını değerli bulmuyorum.

Son zamanlarda albümü çıkan Mo Ava ve İngilizce rapten Türkçe’ye geçen Hazel’i çok başarılı buldum. 

Çağrı Sinci:
Tabi ki var, mümkün oldukça takip etmeye çalışıyorum. Tabi çoğu sıkılıp bırakacak bize gerçekten ruhuyla bu işin içinde olanlar gerek, onları da ben bir görüşte ya da bir dinlemede anladığımı düşünüyorum.

Ekran Resmi 2020 10 12 10.24.10

2020 zor bir sene oldu hepimiz için. Kabuğumuza çekildik, içimize döndük, gerçeklerle yüzleştik. Ve yılın sonlarına doğru yaklaşırken, şöyle bir dönüp bakınca sizin için nasıl geçti bu sene?
DJ Suppa:
Yepyeni bir dünyaya ve yaşam düzenine geçişin kırılım yıllarına 2020 ile başladık. 15 yıl sonra hayatımıza girecek şeylerin korona pandemisiyle aniden geldiği bir yıl oldu. Elimden geldiğince gözlemleyip yakın geleceği anlamlandırmaya çalışarak geçti benim yılım.

Çağrı Sinci: Klostrofobik ve öğretici.

Müziğin her şeyi değiştirebileceğine inanıyor musunuz? Güçten düştüğünüzde, moraliniz bozulduğunda kendinize verdiğiniz bir altın öğüdünüz var mı?

DJ Suppa:
Ürettiğiniz müzik aracılığıyla dünyanın başka bir yerinde bir insanın ruh halini değiştirebilirsiniz. İnsanları olmadığınız bir ortamda zıplatabilir veya ağlatabilirsiniz. Bir nevi büyücülük diyebiliriz. Zor zamanlarımda belki kendime öğüt veriyorumdur ama ne diyorum diye takip etmiyorum.

Çağrı Sinci: Evet kesinlikle inanıyorum, hatta abartmayayım ama müziğin ve şiirin insanlığın en güçlü silahı olduğunu düşünüyorum. Söz konusu durumlarda bazı sevdiğim özel şarkılar var onları dinlerim genelde.

 

KISA KISA…

  • En son izleyip beni çok duygulandıran film…
    DJ Suppa: Duygulanma değil de “The Platform” değişik hissettirmişti, senaristine ve yönetmenine çok saygı duydum.
  • Rap’ten sonra en çok dinlediğim müzik türü…
    DJ Suppa: Dönem dönem değişir ne müzik dinlediğim; halk müziği, Afrika müziği, arabesk, jazz…
    Müzikten başka bir diğer tutkum da….
    DJ Suppa: İnternet teknolojileri.
  • Türkiye’de yaşamasaydım eğer yaşamak isteyeceğim ülke…
    DJ Suppa: Türkiye’de yaşamazsam Avrupa’da yaşamak isteyebilirim.
    Çağrı Sinci: İzlanda.
  • Eğer rap yapmıyor olsaydım yapacağım meslek…
    DJ Suppa: Borsacı veya futbolcu menajeri olurdu. Aslında bunları müzik yaparken de yapabilirim.
    Çağrı Sinci: Gazetecilik olurdu.