Son olarak Nilipek’le birlikte “Bildiğin Gibi” single’ına imza atan Deeperise, Dergy’nin sorularını yanıtladı.


Türkçe deep house müziğin ülkemizdeki en genç yeteneklerinden biri de Deeperise. Özellikle Jabbar’la birlikte kaydettiği “Raf” bir dönem listelerin altını üstüne getirmişti. Yetenekli DJ; Emir Can İğrek, Fikri Karayel, Yalın gibi pek çok isimle de işbirlikleri yaptı. Karantina günlerinde ise stüdyosuna kapandığını ve “her negatiften bir pozitif çıkardığını” söylüyor. Setin başındayken de kendini kaptırıp 6 saat aralıksız çaldığından bahsediyor. Ünlü DJ sorularımızı samimiyetle yanıtladı.

11 kardeş olduğunuzu biliyoruz, anneniz ev hanımı, babanız çiftçiydi. Çocukken müziğe karşı bir ilginiz var mıydı? Neler yapardınız, neler dinlerdiniz o zamanlarda?

Evet doğru, çocukken hep müziğe karşı bir ilgim vardı. Çin malı radyoları açardım, nasıl bağlantılar yapıldığını hep merak ediyordum, içindeki hoparlörleri büyütürdüm. Eski beyaz pet bidonların altını keserdim, onlardan davul yapıp şarkı söyler davul çalardım, komşulardan şikayet gelince de mecburen bırakırdım, imkanlar işte 🙂

Türkçe deep house müzik ülkemizde temsilcisi çok da fazla olmayan bir janra diyebiliriz. Siz hem bu müzik türüne, hem de öyle çok da ortalarda olmayarak, neredeyse dikkat çekmemeye çalışarak girdiniz, neden?

Aslında bundan yaklaşık 5 yıl önce çok daha az bir kitle vardı ama biz yaptığımız prodüksiyonları  yavaş yavaş ülkemize yayarak kitleyi büyüttük. Tek amacım müzik yapmak ve stüdyoda vakit geçirmek olunca göz önünde olacak pek zaman kalmıyor. Bence insanların sizi yaptığınız işlerle tanıması daha güzel bir duygu.

dd222

Hem pek çok şarkıyı remixlerle yeniden yapılandırıyor, hem de sıfırdan şarkılar üretiyorsunuz. Hangisi size daha çok keyif veriyor?

İkisinin bendeki yerleri ayrı.Sıfırdan proje üretmek biraz daha zorlu ama daha zevkli bir süreç çünkü ne çıkacağını bazen sizde kestiremiyorsunuz. Remix yapınca ise kafamın içinde tasarladığım sound’un o parça üzerinde nasıl etkili olacağını düşünüyorum.

“HENÜZ YOLUN BAŞINDAYIM”

Marmaris’te yaşıyorsunuz. Bir gününüz nasıl geçiyor? Orada yaşıyor olmak size ve müziğinize neler katıyor?

Marmaris’te salgından dolayı karantina durumunda bütün gün stüdyoda yeni Türkçe ve global projeler yapıyorum. Çok güzel şarkılar olduğunu düşünüyorum, buranın doğasından vazgeçemiyorum. İlham veriyor, sakinlik ve huzur…

DJ’lik yapmaya karar verdiğinizde hedefiniz neydi? Bugün geldiğiniz noktada ne kadarına erişmiş hissediyorsunuz kendinizi? 

Sektöre çok küçük yaşta girdim, yaklaşık 13 veya 14 yaşlarındaydım. Geri planda gece kulüplerinde çalışıyordum. Daha sonra DJ’lik kariyerim başlayınca kendi şarkılarımı yapmak istediğimi anladım. Henüz yolun başındayız, daha yapacak çok işler var.

https://www.youtube.com/watch?v=aEWgPz0BWW0

Şarkılarınızda teknolojiyi kullanırken nasıl bir yöntem izliyorsunuz? Yani bir şarkının ne kadarını makinelerle ne kadarını insan eliyle yapıyorsunuz? 

Şarkılarımı yaparken tabii ki teknolojiyi kullanıyorum. Dağılım genel olarak yüzde 50 elektronik, yüzde 50 ise canlı enstrümanlar oluyor. Bunların kayıtlarını, mix, mastering ve daha bir çok detayı teknolojiyi kullanarak yapıyoruz. Faydası büyük… 

Ekran Resmi 2020 04 02 15.24.36

“HER NEGATİFTEN BİR POZİTİF ÇIKARMAYA ÇALIŞIRIM”

Kalabalıklar önünde çalmaya başladığınızda kafanızın içinde neler dönüyor? İnsanların sürekli dans etmesini mi sağlamaya odaklanıyorsunuz yoksa biraz da keyfekeder bir set mi hazırlıyorsunuz? 

Sahneye çıkmadan 5 dakika önce çok gergin olurum ama sahneye çıkınca rahatlıyorum. Daha sonra karşımdaki insanların neleri sevebileceklerinin analizini yapıp şarkı seçimlerimi ona göre yapıyorum.

Sizce ideal çalma süresi nedir, ne olmalıdır? Hiç kendinizi deli gibi kaptırdığınız, saatlerce çaldığınız ve yorulduğunuzu hissetmediğiniz anlar yaşadınız mı? 

Bence ideal bir set süresi 90 dakika olmalıdır. Etkinliklerde genelde 90 dakika üzeri çalıyorum. İnsanlar eğlenince bırakamıyorum, kendimi kaptırıp 6 saat müzik çaldığımı bilirim.

Bugünlerimiz bizleri psikolojik olarak oldukça yoran, moralimizi bozan, geleceği bir türlü göremediğimizi düşündüğümüz günler. Hayat tarzımız değişiyor, belki de ilerisi için yeni koşullar belirlememiz gereken bir süreçten geçiyoruz. Sizin için nasıl geçiyor bu karanlık dönem?

Ben her zaman bir negatiften pozitif çıkarmayı düşünürüm yani durumu kendi lehime nasıl çeviririm diye. Süreç benim için şu anda daha fazla üretmek üzerine kurulu… Daha iyi şarkılar yapıp bunları sağlıklı günlerde beni dinleyenler ile buluşturmak istiyorum.