Geçtiğimiz günlerde yeni single’ı “Korkarsan Dur”u yayınlayan söz yazarı ve şarkıcı Esin İris’le sohbet ettik.

Sebla KOÇAN / [email protected]

Esin İris, uzun zamandır müziğin içinde olan bir isim. Her şeyden önce çok yetenekli bir şarkı yazarı. Onu, Gökçe’nin meşhur “Tuttu Fırlattı”sından, Koray Candemir’le hayat bulan “Kalan Giden Benim” gibi hitlerinden de biliyoruz. 2014 yılında ilk albümü “Yine Mavi”yi yayınlayan Esin İris, son birkaç yıl içinde dümeni tamamen elektro pop’a kırdığı single’lar yayınladı. 2019’un temmuz ayında “Dans Edelim Mi?”nin ardından 2020’nin ocak ayında gelen “Korkarsan Dur”la arz-ı endam eden Esin’le yeni tarzını, hayatını ve İstanbul’u konuştuk.

“Korkarsan Dur” Türkçe elektro pop’un en başarılı şarkılarından biri… Özellikle vokaller çok dikkat çekici. Bu türde İngilizce şarkı yapmayı düşünüyor musun? 
Çok teşekkür ederim. 🙂 Şimdilik planlarımız arasında İngilizce bir şarkı yok. Türkçe yazmaya devam ediyoruz.

Bu tarza yönelmende Oscar and the Wolf’tan da tanıdığımız prodüktörün Ozan Bozdağ’ın önemli bir etkisi olsa gerek. Yollarınız nasıl kesişti? “Ben artık elektro pop yapacağım!” dediğin ilk zamanı hatırlıyor musun? 
Bundan 1-2 yıl önce daha modern bir sound dünyasına geçmek istediğimi kabul ettim ve buna yönelik çalışmalar yapmaya başladım. Bir yandan sanatçı arkadaşım Orhan Akın’la yeni besteler yaparken bir yandan da hayalimdeki sound’u hayata geçirebilecek isimleri araştırmaya başladım. Gerek Türkiye’de gerek yurtdışında bazı isimlerle görüşüyordum ki bir gün Ozan, #StillMiami setlerinden birini paylaştı. Onun sound’unu ilk kez burada dinledim ve hayal ettiğim dünyayı, hatta daha fazlasını onun hayata geçirebileceğini fark ettim.

ozan bozdağ
Ozan Bozdağ’ın Still Miami’si sosyal medyada kullandığı bir hash tag. Konserler sıcak ortamları andırdığı için bu hash tag’i kullanıyor. Bozdağ bu ismi daha sonra farklı şekillerde de kullanmak istiyor.

Hemen kendisiyle iletişime geçtim. Kesinlikle müzik odaklı bir insan, gerçek bir sanatçı. Bestelerimizi dinledikten ve bir süre birlikte fikir teatisi yaptıktan sonra birlikte çalışmak istediğimize karar verdik. Onun da sihiriyle şu an ürettiğimiz, benim hayallerimi süsleyen müzik dünyası doğdu. Her şarkıya hem sound’unu hem de fikirlerini katıyor. Bu ekiple çalışmaktan onur duyuyorum.

ÇEKİMLER BİTİNCE HERKES ALKIŞLADI

“Korkarsan Dur”un bir hayli enteresan şartlarda çekildiği belli bir de klibi var… Çekimlerden aklında kalanları anlatır mısın bize?
Fikir şuydu: Dünyanın, şehrin, insanların ve hayatın tüm baskısına ve anksiyetesine karşı istediği her yerde, istediği gibi dans eden, özgürce var olan bir kadını görmek istiyorduk. Bunu gerçekleştirmek için şehrin birçok mahallesine gittik. Alt geçitlerde, Mısır Çarşısı’nda, sokak ortasında özgürce dans ettim. Garip bakışlar, fotoğraf, video çekenler… Ama en güzeli şuydu: Mısır Çarşısı’nda dans ettikten sonra, “Kestik!” dediğimiz anda bütün çarşı beni alkışladı. Islıklar, sloganlar, “Bravo!” sesleri… 🙂 İşte kadınların medeni cesaretine almak istediğimiz tepki bu 🙂

2014’te yayınlanan “Yine Mavi”nin üzerinden 6 yıl geçti. O albüme bugün bakıp “Şunu değiştirmeliydim” dediğin şeyler var mı? 
İnsan ne zaman başını çevirip geriye baksa söyleyecek bir şeyler buluyor tabii ki. 🙂 Ama genel olarak “Yine Mavi”den çok memnunum. İyi ki yaptık o albümü. Benim müzik kimliğimin büyümesine çok katkısı var. İnsan üretip üzerinden atacak ki yenilerine yol alacak. Türk sanat müziğinden beslenen tarafımı gerçeklediğim bir albüm oldu. İyi ki de oldu.

esin iris 3 1

“Yine Mavi”den sonra yeni bir albüm yerine single’lar yaptın ve digital olarak yayınladın. Artık albüm yapmak, hard copy olarak o albümü elinde tutmak önemini yitirdi mi? Yeni bir albüm kaydediyor musun yoksa bir süre daha single’larla mı devam edeceksin?
Benim için hard copy albüm önemini kaybetmez. Evde, içerisinde bulunduğum neredeyse her albümü açılmamış paketlerinde saklıyorum. Ancak hızlı tüketim çağında hard copy albüm, benim gibi arşivcilerin tercih edeceği, fazladan bir güzellik gibi. Bu demek değil ki yayınladığımız single’lara yeni şarkılar ekleyip bir albüme tamamlamayalım… Tam olarak bunu yapıyoruz şu anda. 🙂 Bir yandan bitirdiğimiz şarkıları yayınlıyor, bir yandan albüm üzerinde çalışıyoruz.

O SÖZLERİ DAHA SÜSLÜ ANLATAMAZDIM

esin iris 4 1

“Korkarsan Dur”a gelen en büyük eleştiri de sözlerin çok az oluşu. Senin gibi eli iyi kalem tutan biri için bu sözler seni kesti mi? Senden sözleri daha yoğun hissedilen şarkılar gelmeye devam edecek mi?  
Sözlerin az ve sade olması tam olarak istediğim şeydi. Özellikle söz yazarı tarafı ağır basan bir müzik insanı olarak kendimi bu şekilde deneyimlemek istiyorum. Bizim kültürümüzde “ağdalı sözleri sevme” durumu var. Oysa açıkça, birkaç cümle ile, tamamen sade bir şekilde güçlü olan cümleleri seçmeyi tercih ediyorum bu aralar. Bence bu sade sözler, birçok kalabalık şarkıdan daha çok şey söylüyor. “Sessiz bir düş kuramıyorum, bağırıyor dünya” cümlesini daha süslü anlatmaya çalışsaydım kendi söz yazarlığımı sorgulardım. 🙂

esin iris 5 1

Dinlerken seni çılgına döndüren, “Bu şarkıyı ben yapmalıydım” dediğin o şarkı hangisi ve neden? 🙂
Oooo bu liste bitmez. 🙂 Müzik türü konusunda bir kısıtlama da hissetmediğim için, dinlediğim bütün mükemmel şarkılar için “Ah be!” diyorum, yalan yok. 🙂 Çocukluğumdan beri Zero 7 hayranıyım. Distractions’ı ben yazmış olsaydım dinleyip dinleyip kendimi omzumdan öperdim herhalde. 🙂 Bir yandan da diyorum ki, özellikle “Dans Edelim Mi” benim için “Keşke ben yapsaydım!” demek yerine “İyi ki ben yaptım, biz yaptık!” dediğim o şarkılardan biri oldu. Keza “Korkarsan Dur” da öyle.

Son birkaç senedir festival kültürü yavaş yavaş geri dönmeye başladı. Ama bir yandan da mahalleye has konser mekanları da önemli bir yer teşkil ediyor. Sence İstanbul’un 10 yıl önceki görkemli günlerine geri dönecek miyiz? Bu konuda umutlu musun? 
Eski İstanbul’un 7 gün 24 saat müzikle dolup taşan o halini özlemeden duramıyorum! Her gün farklı türlerden müzisyenlerin konserleri olurdu, biz de ya sahnede olurduk ya da her gün bir sürü seçeneğin arasından izleyeceğimiz konseri seçerdik. Artık etkinlik olsa da gitsek diye aranır haldeyiz neredeyse. Ama dediğin gibi, ortalık yeniden hareketleniyor. İstanbul bu dünyanın en önemli, en kalabalık metropollerinden biri. Eski renkli, hareketli haline öyle ya da böyle dönecektir. Kendi kalbi atan bir şehrin damarlarından hayatın akmasına mani olamayız. 🙂