Alternatif sahnenin ilerde ismini çok duyacağımız isimlerinden Ezgi Yelen’i son single’ı “Gücümü Sınama” ile Dergy sayfalarına konuk ettik. 

Sebla KOÇAN / [email protected]

Alternatif rock ve pop rock’ın hissedildiği şarkılarıyla Ezgi Yelen aslında uzun zamandır sahnelere aşina bir isim. İzmir’de başladığı müziğe daha sonra Emre Aydın ve Levent Yüksel’in vokalisti olarak devam etti. İlk single’ı “Duymak Ağırsa”yı 2017 yılında Demir Demirkan’ın prodüktörlüğünde kaydetti. 2019 yılında ise söz ve müziği kendisine ait olan ve proje olarak büyük ilgi gören “Yalnız Kadınlarım”ı yayınladı. Türkiye’de telefon ile çekilmiş ilk klip olma özelliğini taşıyan “Yalnız Kadınlarım” hem videosu hem de şarkısıyla haftalarca Apple Music’te 1 numarada kaldı. Ardından yine kendi şarkılarından oluşan 4 şarkılık ilk EP çalışması Gerekeni Yap aynı yılın ekim ayında yayınlandı. Ezgi Yelen şimdi karşımıza “Gücümü Sınama” ile çıkıyor. Prodüktörlüğünü Arel Koray Nalbant’ın üstlendiği şarkı, şiddet mağduru bir kadının çığlığından ilham almış. Ezgi Yelen’i Dergy’e konuk ettik.

Yeni şarkınız “Gücümü Sınama” özlediğimiz bir rock sound’unu temiz, ferah bir hisle veriyor bize, indie ve alternatif hissi de ağır basıyor. Sizin için hikâyesi nedir bu şarkının?

Merhaba, özlenen rock soundunu hissettirmek en büyük isteklerim arasındaydı o yüzden çok mutlu olduğumu söyleyerek başlayayım 🙂 Hikâyesi biraz derin, maalesef uzun süredir engel olamadığımız kadına karşı şiddet mağdurlarından bir kadınımızın sesini duyurma çabasını anlatan bir haber duydum. Kadının radyodaki sesi beni o kadar etkiledi ki, böyle bir şarkı yazmak istedim. Zaten yeterince zorlandığımız bir senenin verdiği duygular da eklenince ortaya “Gücümü Sınama” çıktı.

Arkadaşlarınız sizi anlatırken nasıl tanımlar? Gündelik hayatınızdaki Ezgi’yi biraz daha tanımak istiyoruz, ama arkadaşlarının gözünden…

İşkolik ve biraz telaşlı görüyorlardır eminim. Başak burcu diyebiliriz kısaca 🙂 Şaka bir yana inanılmaz tatlı insanlarla çevriliyim. Beraber üretiyoruz, yönetiyoruz, şanslı hissediyorum.

2014-2016 arasında Emre Aydın ve Levent Yüksel gibi isimlerin vokalistliğini yaptınız. Neler kattı size bu isimlerle birlikte çalışmak? Neler deneyimlediniz, bugün yaptığınız müziğe nasıl bir katkısı oldu bu dönemin?

Emre Aydın dönemi son büyük festivallerin dönemine denk geldiği için harika bir tecrübeydi. Aynı zamanda yeni şarkı yazmaya başladığım zamanlardı. Kendimi ve yapmak istediğim müziği keşfetmeye çalışıyordum. Levent Yüksel dönemi ise benim için apayrı bir yerde. Onu ve o efsane şarkıların çıktığı dönemleri yakından tanımak harikaydı. Levent Yüksel harika bir vokal koçudur. Bir studyo kaydımda yanımdaydı. Hepsi kıymetli tecrübeler oldu.

ezgi yelen

İzmirli olduğunuzu biliyoruz. Müzisyenler hep geldikleri yerin duruşlarında etkili olduğunu söylerler. Sizin için ne ifade ediyor İzmir, orada doğmak, İzmirli olmak size neler kattı müzikal anlamda?

Kesinlikle katılıyorum, müzikal anlamda çok şey kattı İzmir’de büyümek. İzmir’in en güzel zamanlarında senelerce Barlar Sokağında sahne alarak başladım. Güzel bir kitleye kendimizi kabul ettirmek kendime olan güvenimi hep besledi. Harika, ilham dolu zamanlardı. Jay Jay Johanson konserinde alt grup olmaktan tutun, sokak grubu kurmaya kadar, geriye dönüp baktığımda dolu dolu ve çok özgür ve heyecanlı bir zaman dilimi, muhteşemdi.

Aynaya baktığınızda kendinizi motive etmek için, o günün güzel geçmesi için yaptığınız özel bir ritüeliniz var mı?

Güne başlarken tek motivasyonum yeni çıkan müziklere bakıp kahve içmek. Bunu yapabildiğim her gün genelde güzel geçiyor.

Bugüne kadar sizi iki EP’niz ve yayınlanmış single’larınızla gördük, tanıdık. 2021 için ufukta yeni bir albüm gözüküyor mu, nasıl bir yol haritası çizdiniz kendinize?

Genelde yayınladığım işlerde aranjeden klip aşamasına kadar her şeyi kendim yaptığım için albüm gibi daha uzun soluklu projelere şu an sıcak bakmıyorum. Şarkıların “process” (süreç) sürecine inanan biriyim. O yüzden bir şarkı yayınlamak benim için en az 3 ay demek. 2021 için yol haritamda bu doğrultuda, Haziran ve Eylül’de iki şarkı daha yayınlamak.

ezgi yelen3

Bir kadın olarak, müzik dünyasında kadınların yeri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sektörde karşılaştığınız tuhaf anılarınız var mı, yersiz ve sevimsiz durumlardan kendinizi nasıl koruyorsunuz? Kadın müzisyen olmanın avantaj ve dezavantajları neler sizce?

Evet bir kadın olarak bu sektörde tuhaf ve sevimsiz anılarım ne yazık ki var. Özellikle İstanbul’a ilk geldiğim zamanlarda dışardan çok güvenilir görünen ortamlar tam tersi çıkınca hevesimi kıran çok fazla şey oldu ama bir şeyleri tek başıma başardıkça güçlendim. Güçlenince kendinizi daha doğru reflekslerle koruyorsunuz sanırım. Kadınların bu sektörde bağımsız olarak yeri daha iç açıcı ama mainstream pop dünyası bence hala çok erkek egemen devam eden başka bir dünya. Takip ettiğim ve çok başarılı bulduğum bağımsız ya da kariyerlerini kendileri yöneten kadın sanatçılar var. Bütün bunları düşündüğümüzde avantaj ve dezavantajlar konusu karmaşık bir halde. Daha doğrusu müzisyen olmanın pek bir avantajı kalmamış gibi görünüyor 🙂 Umarım pandeminin etkilerini hızlıca atlatır yeni fırsatlar doğurmaya başlarız.

Ezgi Yelen 2

KISA KISA

  • Salgın sürecinin bana olan etkisi proje odaklı düşünmek oldu ve bu dönemden öğrendiğim şey dijital dünyada kendimize iyi bir yer edinmemiz gerektiği.
  • Bundan sonra sadece tek bir albüm dinleme hakkın var deseler, seçeceğim albüm Tamino’nun Amir albümü olurdu.
  • Bana göre gelmiş geçmiş en iyi soundtrack Stand In for a Score – 2001: A Space Odyssey
  • Ne zaman ekran karşısına geçsem, hiç düşünmeden izlediğim dizi The O.A
  • Son zamanlarda beni en çok etkileyen kitap Genç Bir Şaire Mektuplar – Rainer Maria Rilke oldu.
  • Stilinden en çok etkilendiğim müzisyen Charlotte Cardin.