Geçtiğimiz aylarda C.A.S isimli 6 şarkıdan oluşan albümü yayınlayan caz müziğin sevilen grubu Farketmez, Dergy’nin sorularını yanıtladı.

Sebla KOÇAN / [email protected]

2013 yılında İstanbul’da kurulan Farketmez grubu, şarkılarında caz, rock ve funk müziğin esintilerini taşıyor. Gitarda Cameron Dean, davulda Carlos Valderrama, bassta Hasan Kunt Yılmaz, klavye ve saksafonda Selçuk Güllü yer alıyor. Grubun üyeleri Avustralya, İspanya ve Türkiye’den oluştuğu için kültürel geçmişleri arasında müziklerine yansıyan eklektik çeşitliliği görmek mümkün. İlk EP’lerini 2016 yılında Balyoz Müzik etiketiyle yayınladılar. İkinci albüm C.A.S ise Tamar Records ise 2020’nin haziran ayında dinleyicisi ile buluştu. Bu çoklu kültürü müziğine taşıyan başarılı gruba merak ettiklerimizi sorduk.

İlginç bir isminiz var. Farketmez derken, nasıl bir anlamı var adınızın, derinlerinde yatan bir felsefesi var mı?
Hasan Kunt Yılmaz: Pek bir felsefe yok aslında tam tersi gibi. Grubun ismini ben ve Selçuk gruba katılmadan hemen önce Carlos ve Cameron koydular ve ilginç bir şekilde Türkçe bir isim seçmişler. Öncesinde sayfalar dolusu grup ismi adayı oluşturmaları ve sonunda yeter deyip “whatever” kafasında sözlükten Türkçe iki kelimeyi seçmeleri biraz eğlenceli.

gülşen edis 1

Yeni EP’niz C.A.S’ı yakın zamanda yayınladınız. Nasıl tepkiler aldınız, ne gibi geri dönüşler oldu çalışmanıza?
H: Aldığımız tepkilerin tamamı pozitif oldu diyebilirim, özellikle niş müziklere açık dinleyicilerden ve diğer müzisyenlerden çok güzel tepkiler alıyoruz. Şu aralar en büyük derdimiz (herkesin olduğu gibi) konserler verip albümü daha geniş kitlelere duyurabilme konusunda COVID-19 engeline takılıyor olmak.

Grupta Avustralya ve İspanya’dan da üyeler var ancak web sitenizde “İstanbul bizim evimiz” diyorsunuz. O halde size İstanbul’un anlamını sormamız lazım, nasıl bir yeri var sizde bu şehrin? Müzikal olarak sizi nasıl besliyor?
H: İstanbul coğrafi olarak eşi bulunmaz bir şehir ve tarih boyunca üzerinde biriktirmiş olduğu farklı kültürlerin ve toplumların anısıyla bugün bu şehirde yaşayan herkese sonsuz ilham vermeye devam ediyor. Şehrin biraz talihsiz dönemlerine denk gelmiş olsak da İstanbul’un hepimiz için hep özel bir yeri olacak.

Genelde “Mutsuzluk ürettirir” derler. Siz peki bestelerinizi nasıl bir dönemde yapıyorsunuz, en çok hangi dönemde daha iyi bir frekans yakaladığınızı düşünüyorsunuz?
H: Müziğimizde genel olarak pozitif ve keyifli bir hava yakalamaya çalışıyoruz. Bu açıdan bakınca üretimimizi körükleyen unsurun her şeye rağmen moralimizi bozmamak ve etrafımızdakileri de neşelendirmeye çalışmak olduğunu söyleyebilirim. Gruptaki herkesin yoğun bir iş temposu var ve üretebilmek için bahanesiz olarak zaman ayırıp birlikte çalıyoruz.

fark etmez 1 1

Türkiye’deki caz müzik dinleyicisini, meraklısını nasıl tanımlarsınız?
H: Caz müzik, enstrüman hakimiyeti çok iyi seviyelerde olan müzisyenlerin icra ettiği zor bir müzik. Bu açıdan kendimizi bir caz grubu olarak görmüyoruz ama cazdan etkileniyoruz ve rock temelli müziğimizde yer ediyor. Türkiye’de hakkını vererek caz müziği dinleyen ve takip eden önemli bir kitle var. Caz’ı pop düzleminde daha kolay dinlenebilir halde yorumlayan ve bunu takip eden ayrı bir kitle de var. Toplamda bu ciddi bir potansiyele denk geliyor.

Bugüne kadarki sahne performanslarınız içinde sizin için en unutulmaz olanı hangisiydi?
Cameron: Burgazada, Cennet Bahçesi açılış konseri / 2019 Haziran
Carlos: Portekiz, Figueira da Foz’da 2019 Haziran’ında DRAC’taki performansımız
Hasan: 2018 Aralık’ındaki Peyote Nevizade ve 2018 Mayıs’taki “Indi Bindi 5” konserlerimiz
Selçuk: 2018 Mart ayındaki ODTU Rock Şenliği ve 2017 Mart ayındaki Sofar Istanbul performanslarımız

Farketmez ile ilgili gelecekteki en büyük hayaliniz nedir?
Cameron: Olympic Gold açılış konseri
Hasan: O yılın tüm önemli festivallerini dolaştığımız bir turne

Yerli caz sahnesinde son dönem yayınlanan hangi albümleri severek dinlediniz?
Cameron: Konstrukt grubunun yayınladığı her şey.
Hasan: Caz’la sınırlandırmadan lokal sahneden Ayyuka, Replikas ve Nekropsi aklıma ilk gelenler.

KISA KISA

● Caz deyince zihnimde canlanan ilk duygu yoğun bir düşünsellik olabilir.
● Bana göre günün en keyifli saati gece yarısı o saatlerde yaratıcılığım tavan yapıyor.
● Müzik dışında bir tutkum varsa o da sinema ve fotoğraf.
● Kendimde en sevmediğim huyum detaycılık.
● En sevdiğim kitap ve yazar Çocukluğun Sonu, Arthur C. Clarke
● Şu hayattaki en büyük korkum yenemeyeceğim bir korkumun olması.