İnceleme

Örüntüler: "Father Mother Sister Brother"

Filmekimi’nin açılış filmlerinden biri olan, Jim Jarmusch’un insanın her döneminin farklı noktalarına bakış attığı, kariyerinin yeni halkası “Father Mother Sister Brother” filmini izledik.
Ant Arın Şermet - 6 Ekim 2025
post image

Jim Jarmusch imzası taşıyan ilk uzun metraj filmin üstünden tam 45 sene geçti. Bir başka deyişle, adeta bir insan ömrü. O günden bugüne gelene kadar hayatında birçok şey değişmiş ya da değişmeye yüz tutmuş olsa da Jim Jarmusch’un insana dair sancısı geçmedi. İnsanın, her döneminin farklı noktalarına bakış attığı kariyerinin yeni halkası “Father Mother Sister Brother”da da insanın en savunmasız olduğu yere, aileye odaklanıyor. Üç farklı zamanda üç farklı coğrafyada üç farklı ailenin birkaç saatine odaklandığı bu filmiyle kariyerinin ilk büyük ödülünü Venedik Film Festivali’ndeki Altın Ayı’yla kazanan efsanevi yönetmen, aklımıza gelen ama aklımıza geldiğini kendimize ifade etme konusunda güçlük çektiğimiz yerlere bakış attı. Bunu yaparken 1980-1991 arasındaki büyüsünü koruyamasa da bir şekilde akılda kalmayı başaracak gibi duruyor.

Baba

Baba figürü, birçok ailenin problemlerini belirleyen figür aslında ataerkil toplumlarda. Eşini kaybetmiş ve hayatı boyunca sigortalı bir işte çalışmaktansa “Projeleri olmuş” bir babaya hayat veren Tom Waits, çocuklarının onu ziyarete gelmesiyle hikâyenin merkezine oturur. Adam Driver ile Mayim Bialik’in canlandırdığı karakterler de babalarını ziyarete giderler. Waits’in oynadığı baba, darmadağın bir evde bir o kadar dağınık bir görünüş ve kafayla yaşayan yalnız biridir. Ki eşini kaybettikten sonra kendini her şeyden soyutlamış bir hâle bürünür. Adam Driver, babaya sürekli yardım eden ve her işini çözen; Mayim Bialik ise mecburen görüşen çocuğu temsil eder. Öyle ki birbirleriyle olan konuşmalarındaki kopukluk, aslında ailenin mecburiyetten fazlası olmadığını hatırlatır. Jim Jarmusch’un bu hikâyedeki şaşırtıcı hamlesiyse, o dağınık görülen evin ve babanın, çocukları gittikten sonra jilet gibi olmasıdır. Buradan baba kavramına dair birçok okuma yapma olanağına sahip olmamız ise güzel bir kazanç.

Anne

Çok satan bir yazar annenin, birbirinden taban tabana zıt iki kızının annelerini ziyaretini konu alan bu bölüm belki de filmin zayıf karnıydı. Daha eve gelmeden Cate Blanchett’in canlandırdığı işinde gücünde ablayla, Vicky Krieps’i izlediğimiz hayata tutunamamış ama sahte gerçeklerle çevresini oynatan küçük kardeşin hikâyesini anladık. Ancak bu bölümdeki diyaloglar, oyunculuklar ve genel anlamda her şey iki boyutluydu. Jim Jarmusch’tan beklenmeyecek seviyede iki boyutlu olması salondaki birçok izleyicinin de dikkatini dağıttı.

Kardeşler

Özgür ve kural tanımayan bir anne-babanın çocuğu olarak doğmak nasıl bir şeydir acaba? Türkiye gibi aile kavramının kutsandığı ve üzerine değil söylemde bulunmak düşünce taşımanın bile suç sayıldığı bir toplumda buna bir şey demek mümkün değil. Gelgelelim, böyle bir aileye en yakın arkadaşınla doğup büyümek bir ödül olsa gerek. Filmin ilk iki bölümündeki, yani anne-babayla olan kopukluğun tam tersini izledik bu bölümde. Anne-babasının ölümünden sonra Paris’te doğup büyüdükleri evde buluşan iki kardeş hem kendi geçmişlerini hem de anne-babalarının hikâyesini daha iyi anladıkça kardeşliğin ne kadar güçlü bir bağ olduğunu hatırlattı. Özellikle boş evdeki kamera açıları ve ışık kullanımı, Paris siluetiyle birleşince Jim Jarmusch’a “İşini biliyorsun ha” demekten alıkoyamadık kendimizi. Bir de biri bir an önce Lenny Kravitz biyografisi çeksin de Luka Sabbat’a başrolü versin. Hayata resmen Lenny Kravitz’i canlandırmak için gelmiş…

“Hayatı anlamak, örüntüleri anlamaya başlamakla olur der.” ünlü fizikçi Fritjof Capra. Fizikteki örüntüler sadece madde boyutunda olsa da hayattaki örüntüler, sadece maddeyle tanımlanamaz. İnsanı, insan yapan şey de aslında bu örüntüler. Jim Jarmusch’un yer yer “Tamam, anladık” dedirtene kadar gösterdiği -kaykay kayan gençler, kahveyle kutlama yapılır mı sorusu, Rolex, aile üyelerinin uyumlu renklerde kıyafetler giymeleri, eski fotoğraflar- şey de buydu “Father Mother Sister Brother”da. Jim Jarmusch da yıllar geçtikçe ve yaşlandıkça bunu fark etmiş. Farkına vardığı insani bir şey hakkında izini bırakmaktan da çekinmemiş. Aile de bir örüntü aslında. Baba, anne, kardeşler…

İlgili Yazılar
Development by Bom Ajans