Ülkemiz caz sahnesinin sağlam kalelerinden Ferit Odman’ı Dergy’e konuk ettik. 

Sebla KOÇAN / [email protected]

Caz müzisyeni Ferit Odman’ı anlatmaya kelimeler yetmez. Davul çalmaya 11 yaşında başladı ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Caz Performans bölümünü burslu okudu. 2004’te New York’ta School For Improvisational Music’te Billy Hart ile çalıştı, 2006 yılında Fulbright bursuna layık görüldü ve William Paterson University’de Caz Performans Master’ını tamamladı. 40’ın üzerinde caz albümünde çalıp, aynı zamanda prodüktörlük yaptı; Kerem Görsev, TRT Big Band gibi Türkiye’deki birçok önemli caz müzisyeni ve grup ile konser ve turneler yaptı. Odman, ülkemizde genç kitlenin caz müziği merak ettiğini ve bunun çok sevindirici olduğunu söylüyor. Ona göre tek eksiğimiz iyi caz okulları olması… Kimbilir, belki bir gün bu da olur. Ülkemizde caz sahnesinin en yetenekli isimlerinden olan Ferit Odman’ı Dergy sayfalarında ağırladık.

Aldığınız eğitim size nasıl tecrübeler kattı, müzikal gelişiminizi, bakış açınızı nasıl geliştirdi?

Bir caz müzisyeninin formal eğitim alması, armoni ve form bilgisine sahip olup kompozisyon dersleri alması şart. Bunu hangi yolla yapacağınız size kalmış ama benim şansım Amerikalı mentorlar ile çalışarak bu müziği derinine ve gerçek anlamda keşfetmek oldu. Eğitim hayatım boyunca çoğu hocam ile aynı sahneyi de paylaşmak ve bu müziği sahnede öğrenmek inanılmazdı. Bir de işin okuldaki sosyallik ve diğer öğrencilerle kaynaşıp beraber çalma kısmı var. Yani kısacası bu eğitim süreci her yönüyle beni profesyonel müzik hayatına eksiksiz olarak hazırladı.

Tüm bu çalışmalarınız içinde sizin için ayrı bir yerde olan isim hangisiydi, “Ondan çok şey öğrendim” dediğiniz, kendinizi birlikte çalışma şansı bulduğunuz için şanslı gördüğünüz?

Beraber çalıştığım her müzisyen çok özel tabiki ama senelerdir Kerem Abi’den (Görsev) hem müzikal hem de hayat adına öğrendiklerimi başka kimseden öğrenmedim diyebilirim. Bunun dışında hem Amerika’da hem de Türkiye’de gerçekten çok özel müzisyenlerle aynı sahneyi paylaştım. Bazılarının isimlerini saymadan geçemeyeceğim; Benny Golson, Mulgrew Miller, Jacky Terrason, Terell Stafford, Vincent Herring, Sean Jones, Alan Broadbent, Ernie Watts ve daha sayamadığım bir çok caz efsanesi…

En son albümünüz Dameronia With Strings 2015’te yayınlandı. Kerem Görsev Trio ile çalışmaya devam ediyorsunuz, peki solo çalışmalar yapacak mısınız, önümüzdeki yıl yeni projeleriniz olacak mı?

Yeni projeler yolda evet, sadece işin finansal kısmını halletmem gerekiyor. Pandemi süreci maalesef biz müzisyenleri biraz zorladı. Umarım en kısa zamanda toparlanıp yeni projeleri sizlere ulaştıracak güce kavuşurum.

ferit odman dergy rop

Bugüne kadar sahne aldığınız şehirler içinde düşündüğünüzde, özel olduğunu hissettiğiniz bir deneyiminiz oldu mu? Neresiydi, nasıl bir sahne, nasıl bir seyirci vardı anlatır mısınız?

Kesinlikle New York’ta Mulgrew Miller ile çaldığım konser. Lexington Avenue üzerinde Saint Peters Church’te çalmıştık. Caz kilisesi olarak da anılır bu müthiş kilise. Hocam ve mentorum ile aynı sahnede olmak ve gerçek anlamda bu müzikten anlayan New York’lu caz dinleyicisine çalmak hayatta en unutamadığım konser tecrübesi olabilir. Bunun dışında North Sea Jazz Festivalinde kendi grubum ile çalmak da müthiş bir deneyimdi.

Ülkemizdeki caz sahnelerini, etkinliklerini ve izleyicisini nasıl buluyorsunuz? Geçmiş yıllara ve Avrupa ülkelerine göre kıyaslandığında sizce Türkiye’de caz müzik bir gelişim içine girdi mi? Caz müziğin ülkemizde yeterince ilgi gördüğünü düşünüyor musunuz?

Bence müthiş bir ilgi görüyor. Festivaller, konser salonları ve klüpler çok güzel programlar sunuyor. Buna son dönemde değişen üç Büyükşehir Belediyesi de eklendi. En sevindirici şey ise Amerika ve Avrupa’ya göre çok daha genç bir izleyici kitlesinin bizleri seçmesi ve bu müziği merak etmesi. Tek eksiğimiz iyi caz okulları.

ferit odman dergy rop3

“ÇOK BÜYÜK BİR AŞKLA ÇALIYORUM”

Günümüzde müziğe eskisinden daha kolay erişebiliyoruz. Müzik dinleme ve öğrenme alışkanlıklarımız değişiyor. Siz bir sanatçı olarak, ülkemizdeki listelere baktığınızda, özellikle de son 10 yılda, ortaya konan eserler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben açıkçası sadece caz janrındaki albümlere hakimim. Her sene aktif oy veren bir Grammy üyesi olarak da dünya caz sahnesini sıkı takip ediyorum. Son 10 yılda dünyada da Türkiye’de de daha “beat” odaklı bir caz kompozisyon yönelimi var. R&B, Hip Hop ve Soul çok daha fazla cazın içine girmiş durumda. Bunu Robert Glasper veya Butcher Brown gibi çok iyi dengeleyen müzisyenler/gruplar olsa da benim akustik caz algıma çok ters düşen örnekleri de var. Üretilen her müziğe saygım var ama beni halen en çok 1950-1965 arası kaydedilmiş hard-bop dönemi albümleri heyecanlandırıyor.

ferit odman dergy rop4

Bugün geldiğiniz noktayı, yaptığınız işleri düşündüğünüzde; 18 yaşındaki halinize gidip nasıl bir öğüt vermek isterdiniz?

Doğru yoldasın, devam et ve bir kaç bitcoin satın al… 🙂

Kariyeriniz boyunca “Yeter artık ben bırakıp gidiyorum” dediğiniz bir an hiç oldu mu? Karanlık düşüncelere kapıldığınızda, bir şey yapmak istemediğinizde kendinizi nasıl toparlarsınız, kendinizi iyileştirmek için neler yaparsınız?

Hiç olmadı, çok büyük bir aşkla çalıyorum ve hayatımın sonuna kadar çalacağım. Sahneye çıktığım her ana şükrediyorum. Karanlık tarafa geçmek çok kolay ama ben genelde güzelliklere odaklanıp yolun güneşli tarafından yürümeyi tercih eden bir yapıya sahibim.

KISA KISA

● Günün en sevdiğim saati; gece herkes uyuduktan sonraki sessizlik saatleridir.
● Dünya üzerinde henüz görmediğim ama en çok görmek istediğim yer; Tokyo
● En son Fazıl Say – Suya Yazılan kitabını okudum.
● Ne zaman izlesem kalbime dokunan o film; Se7en
● Müzik dışındaki en büyük tutkum; kayak yapmak.
● Ne zaman ekran karşısına geçsem izlemekten keyif aldığım dizi; Curb Your Enthusiasm.