Bugün konuğumuz, son birkaç yıldır listeleri domine eden şarkıların genç mimarı, Norveçli müzisyen Girl in Red. 

Indie ve bedroom pop dünyasının 22 yaşındaki Norveçli yıldızı Marie Ulven Ringheim için pandemi döneminin ne hızlı yükselen ismi desek yeridir. 2016’da Soundcloud’da yayınladığı “I Wanna Be Your Girlfriend” single’ıyla dikkatleri çeken Ulven’in Girl in Red adıyla yaptığı kayıtlar özellikle son 2 yıldır listeleri domine ediyor. The New York Times onun için “heyecan verici” diyor, Paper ise “fenomen queer ikonu” tanımlamasını yapıyor. Henüz bir albümü bile yok. Ama Norveç’in Horten kasabasında yaşayan Ulven bugün milyonlarca dinlenmeye sahip bir Z jenerasyonu yıldızı. Girl in Red hakkında merak ettikleriniz varsa başlayalım. 

“AKIL SAĞLIĞIM HAKKINDA YAZMAK BİR KAMU HİZMETİ” 

Girl in Red, hem açıkça cinsel kimliğini ifade eden, hem de şarkılarında yaşadığı rahatsızlıklardan açık açık bahseden bir müzisyen. Örneğin “Seratonin” şarkısında söylediği, ellerini kesme fikrinin bir anda aklına geldiğini söylüyor. Belki de saklamak yerine bunları yazıyor olması, yeni nesil dinleyicilerin ilgisini çekiyor. “Ellerini kesmek istediklerini haykıran insanların olduğu bir şarkı hiç duymadım. Müdahaleci düşünceleriniz olduğunu söylemek bile çok özgürleştirici” diyor ve ekliyor: “Bence bir noktada hemen hemen herkes tuhaf bir düşünceye sahip. Benim OKB’m var. (Obsesif Kompulsif Bozukluk, sürekli tekrar eden düşünceler.) Akıl sağlığım hakkında yazmak hem bir psikoterapi gibi hem de bana kalırsa bir kamu hizmeti.” 

“ÜZÜNTÜ İÇİNDE YUVARLANMAK İSTEMİYORUM”

Girl in Red şarkılarında her ne kadar karanlık fikirler ve psikolojik rahatsızlıklara atıf varsa da, bir noktada boy veren umut duygusu onu diğerlerinden farklı kılıyor. “Umutlu olmak çok önemli bence, özellikle şimdi umutluyum. Bunun ‘Daha iyi olmak istiyorum’un bir özü olduğunu hissediyorum. En azından ruh sağlığım hakkında söylediğim tüm şarkılarda bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Üzüntü içinde yuvarlanmak istemiyorum, sadece iyi olmak istiyorum sanırım” diyor, Ulven. 

GIRL IN RED NASIL ORTAYA ÇIKTI? 

Girl in Red yani Kırmızılı Kız mahlasını nasıl bulduğuna gelince… Aslında bu bir web sitesinden ortaya çıkmış. Burada kırmızı dönen bir dünya varmış. Ulven bunu fiziksel bir şey haline getirmek istemiş. “Bence kırmızı dünya, gerçek bir şey bile değil. Bu, daha çok bir kavram, bir ideoloji. Yapmak istediğim her şeyi yaratabileceğim ve içindeyken her şeyi yapabileceğim bir yer.”

KÖPEĞİ HAYATINI DEĞİŞTİRDİ

Ulven’in hayatını değiştiren bir diğer şey de, müzik listelerinde elde ettiği başarı kadar köpeği Luna’nın varlığı. Şimdi tıpkı çocuğuna bakan bir anne gibi yaşadığını söylüyor genç müzisyen. “O yaşam kalitemi gerçekten iyileştirdi. Artık günlerimden çok daha fazlasını aldığımı hissediyorum. Eskisinden saatler önce uyanıyorum ve ona sahip olduğum için çok mutluyum. Bütün gün bana ne kadar neşe getirdiği ve her gün bir köpek görmekten bu kadar mutlu olmadan hayatımı nasıl yaşayabildiğim çok garip. Kendime daha iyi baktığımı hissediyorum. Artık her zaman her istediğimi yapamam. Onun ihtiyaçlarını karşılama yeteneğine sahip olmalıyım” diyor. 

“SEN DE GIRL IN RED DİNLİYOR MUSUN?” MESELESİ 

“Şarkılarım herhangi bir şekilde queerliği normalleştirebiliyorsa, o zaman bu harika” diyen Ulven başından beri açık bir şekilde eşcinsel olduğunu söylüyor. Zaten şarkılarında bunu da açık açık yazıyor. Girl in Red şarkıları, Tik Tok kullanıcıları ve LGBTİ dünyasına da ilham kaynağı oldu. 2020 yılında TikTok’ta trend olan “Girl in Red şarkılarını dinliyor musun?” cümlesinin gizli bir anlamı vardı. Bu, kullanıcılar için “Heteroseksüel değilim” demenin bir yoluydu. Öyle ki, 19 yaşındaki ​​Haley Margo adındaki bir genç sanatçı, “Do You Listen to Girl in Red?” adında bir parça bile yaptı. 

BU BAŞARI PANDEMİNİN ESERİ 

Ulven, pandemi sayesinde çok ürettiğini ve istediği müziği yapabildiğini söylüyor. Özellikle de Norveç’te 18 saati bulan karanlıkta bir de üstüne karantinada kalmak muhtemelen delirmemek için onun çıkış noktası oldu. “Beş ayımı bir stüdyoda ve on iki ayımı bir şeyler yapmak ve yazmak için harcadım, pandemi olmasaydı o kadar zamanım olmazdı ve gerçekten her şeyle bu kadar ayrıntılı çalışamazdım. Tam olarak yazmam gereken sözleri yazmak için çok daha fazla zamanım oldu” diyor. 

BILLIE EILISH VE GIRL IN RED BİR ARAYA GELİR Mİ?

Girl in Red, Billie Eilish’in ağabeyi Finneas’la da birlikte çalışıyor. Haliyle, Billie ile de organik bir kontağı var. Şarkı sözlerini ilk yazmaya başladığında bunları Billie’ye de okutmuş ve Billie bu sözlerin çılgın olduğunu söyleyince çok gerilmiş. Peki ikilinin birlikte sahne almak ya da ortak bir şarkı yapmak gibi bir niyeti var mı? “Bir gün bunu çok isterdim, asla asla deme ama şu anda diğer müzisyenlerle bu şekilde çalışmak söz konusu olduğunda kim olduğumu bilmiyorum. Finneas’ın aramıza katılması sorun değildi çünkü bu benim alanım ve benim hikayemdi. Başka biriyle bir şarkı yapmak ve üzerinde ikimizin de isminin olması, çözmem gereken bir şey ama neyse ki zamanım var. Eğer bana bir otobüs çarpmazsa…” diyor. Düşünsenize, Z jenerasyonunun iki yıldızı bir arada… Neden olmasın ki? 

Kaynaklar: Nbhap, The Guardian, Headstuff, NME, Them