Yeni şarkıları “Bırak Gideyim“i yayınlayan Yerli alternatif sahnenin en heyecan verici gruplarından Hedonutopia, Dergy’nin sorularını yanıtladı.

Sebla KOÇAN / [email protected]

Ekip, yeni albümleri Beyaz Durak’ı 23 Ekim’de yayınlamayı planlıyor. ABD, Teksas’ta düzenlenen South by Southwest festivaline gidecekken pandemi nedeniyle gidemeyen, bu süreçte yeni şarkılar kaydeden Hedonutopia ile sohbet ettik.

Beyaz Durak albümünüze doğru geri sayımdayız. Bu albümde nasıl bir dünya bekliyor bizi, biraz anlatır mısınız?
Pandemi sürecinde evde kaydettiğimiz bir albüm oldu. Karantina günlerinin etkisi albümün duygusal yoğunluğunda da hissediliyor tabii ki. Albümde son zamanlarda oluşturulan parçaların yanı sıra, eskiden yaptığımız şarkılar da var. ‘Beyaz Durak’, Burhaniye Ören’deki bir otobüs durağı, Fırat’ın çocukluğunun geçtiği yerler. Bir bakıma o dönemle olan bağların hikayesi, bir izdüşümü diyebiliriz aynı zamanda. 

 

SXSW’ye gidememek, pandemi nedeniyle evde kalmak, konserlerin iptal olması sizi nasıl etkiledi? Pek çok müzisyen bu dönemde zor şartlarda yaşıyor, bu konuda her şeyin hala muallakta olması hakkında neler düşünüyorsunuz? 
Herkes gibi bizim için de zor tabii ki. Belirsizlikler her zaman zorlu süreçler. Bu dönemde üretime odaklanmak bizim için can simidi oldu diyebiliriz. Hep birlikte yeniden konserler verebilmeyi bekliyoruz. SXSW ilk yurtdışı konserimiz olacaktı. Başka baharlara, başka serüvenlere artık…

Dinleyicileriniz sizin şarkılarınızı “gece yürüyüşlerin vazgeçilmezleri”, “uzun yolda dinlemelik” gibi tanımlarla anlatıyor. Neler hissediyorsunuz bugün geldiğiniz noktaya bakınca? 
Müziğinizin dinleyici tarafından karşılık bulması, hissettiğiniz duyguların yansımalarını almak ve paylaşmak harika. Yaşadığını ve var olduğunu hissetmek her an. Üretimin gücünün de bir göstergesi aynı zamanda.

JOY8193d edit

Yerli alternatif sahne son 10 yılda gerçek anlamıyla atağa geçti. Dinleme alışkanlıklarımız değişti, belki de zevklerimiz evrildi. Alternatif dünyaya olan bu ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz kimleri keyifle dinliyorsunuz?
Son 10 yıldaki değişim ülkemize sosyoekonomik nedenlerden dolayı yurtdışından çok fazla grubun gelememesi ve sektörün yerli müzisyenlere imkan tanımaları ile de hızlandı tabii ki. Artık her şeyin iç içe geçmekte olduğu bir dönemdeyiz. Kaostan doğacak düzen üretimle sağlanabilecektir. Bu noktada değerli müzisyen arkadaşlarımızın güzel üretimlerini görmek çok iyi hissettiriyor.

Dinlediklerimizle ilgili olarak buraya sığdıramayacağımızdan, Spotify HEDONUKARMA  listemize göz atabilirsiniz. 

 

“İZMİR MELANKOLİSİ GRUBUN TEMELLERİNİ ATTI”

2008’de İzmir’de kurulmuş bir ekipsiniz. İzmir’de olmak müziğinize neler kattı? İzmir’in özgürlükçü, ferah, kendine has hissi size, müziğinize ne kadar sirayet etti? 
İstanbul’un sıkışıklığından kaçma anlamında kısa bir süre İzmir’de yaşadık. O dönem iş bulamadığımdan arkadaşımın stüdyosu ile ilgilenmeye başlamıştım. Elimizin altında stüdyo imkanı olunca da grup fikrini hayata geçirmiş olduk . Kendi adıma hayata yeni atıldığım buhranlı zamanlardı, İzmir melankolisi ile destek oldu diyebiliriz. 

JOY8175 edit

Hedonutopia’nın melankolik, deneysel şarkıları en çok hangi zamanda, nasıl şartlar altında ortaya çıkıyor? Üretim süreçleriniz nasıl, sizi en çok neler tetikliyor? 
Yaşadıklarımız, iç hissiyatlarımız, duygu durumlarımız ve melankoli besin kaynakları diyebiliriz. Söz üstadımız Fırat, çoğunlukla hazır melodileri getiriyor, birlikte pişiriyoruz 🙂 

Son dönemlerde en çok neler dinlemeye sardınız? Döne döne dinlediğiniz bir albüm var mı, ters köşe bir müzik zevkiniz var mı? 
İkimiz de ambient albümleri çevire çevire dinlemeyi seviyoruz. Çok fazla tarz ayırt etmeden yelpazeyi geniş tutuyoruz. 
Kerem: Kankyö Ongaku: A Japanese Ambient Primer
Fırat: Beach House iyi gidiyor bu dönemde. 

Sahneleri özlediğinizi biliyoruz. Sahnede çalmaktan en keyif aldığınız şarkı hangisi, neden? 
Kerem: Klişe belki ama şarkı ayırt etmiyorum gerçekten. Sahnede olma hali zaten muhteşem .  
Fırat: “Şizolar” olabilir…

 

KISA KISA…

  • En son izleyip de tüylerimi diken diken eden o film Prenses Kaguya Masalı oldu. Hele ki şu sahnesi: Sevdiği adamla uçması ve adamın rüyadan uyanması
  • En büyük korkum müzik yapamamak.
  • Kesinlikle dinlemeye tahammül edemediğim müzik türü yok gibi..
  • Son dönemde beni en çok etkileyen kitap John Fowles’ın “Büyücü” sü oldu. 
  • 18 yaşına geri dönseydim asla yapmayacağım dediğim şey zamanı boşa harcamak.
  • Moralim bozulduğunda kendimi toparlamak için yaptığım şeyler şunlar: Yürüyüş, dostlarla sohbetler…