Son single’ları “Satellite”la uçuşa geçen punk rock sahnesinin yetenekli ekibi Hipersona’yı Dergy’de ağırladık.
Sebla KOÇAN / [email protected]
Hipersona, pop punk ve alternatif rock sahnesinde uzun zamandır dikkatleri çeken bir ekip. Vokal ve gitarda Bilgesu Ünalan ve vokal ve bas gitarda Bengisu Ünalan ikiz kardeşlerden oluşan topluluk 2018’den bu yana hem Türkçe hem de İngilizce kaydettikleri şarkılarla benzerlerinden bir adım öne çıkıyorlar. Son single’ları “Satellite”la bu kez dünya ölçeğinde de bir adım öne çıktılar. Zira Birleşik Krallık’ın önemli radyolarından Radio X’ten John Kennedy Hipersona’yı programında çaldı ve birkaç müzik blogu da Hipersona’nın şarkılarına yer verdi. Gitgide yükselen bir enerjiyle cayır cayır gitarlarıyla Hipersona’yı Dergy’de konuk ettik.
Öncelikle “Satellite”ın Radio X başarısı ve uluslararası müzik bloglarındaki yükselişiyle ilgili tebriklerimizi sunalım 🙂 Sahiden de dünya standartlarında bir şarkı, bu başarıyı bekliyor muydunuz? Bu haberi aldığınızda neler hissettiniz?
Çok teşekkürler Dergy ailesi <3 Açıkcası tamamen sürpriz oldu desek yalan olur. Çünkü hem yapım aşamasında hem de şarkının son halini dinlediğimizde “Bu şarkıyla bi şeyler olucak kesin” diye konuştuk aramızda hep ve çok inandık, pozitif düşündük. Radio X’ten John Kennedy’den ve Grammy sunucusu Ted Stryker’dan mail aldığımızda acayip sevindik ve heyecanlandık. Sonrasında da İngiltere, Amerika, Brezilya, Avustralya ve birçok ülkede bu güzel haberler devam etti.
Hipersona olarak müzikal kariyerinizde hem Türkçe hem İngilizce şarkılar var. 2019’da Uyan Artık EP’nizden sonrası hep single’lar yayınladınız. Önümüzdeki yıl içinde daha uzun soluklu bir kayıt planınız var mı? Ve tabii, Türkçe-İngilizce dağılımı nasıl olacak?
Şu anlık albüm planımız yok. Albüm kayıt ve yapım aşaması çok uzun sürüyor ve biz o kadar arayı açmayı kesinlikle istemiyoruz, sürekli üretmeye çalışıyoruz zaten. Türkçe şarkılardan vazgeçmedik ama İngilizce ağırlıklı ilerlemeyi planlıyoruz.
Bazı müzisyenler “Rock müziğin dili İngilizcedir” der ve Türkçe’nin bu müziğin ruhuna uygun olmadığını söyler. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Sizin için Türkçe şarkı yazmak mı daha kolay, İngilizce mi?
Biz Türk rock gruplarını dinleyerek adım attık bu işe, çok güzel Türkçe rock şarkıları var. Bu yüzden ruhuna uygun değildir diye bir şey söyleyemeyiz. Ama İngilizce söz yazmak daha kolay ve biz de duygularımızı daha rahat açıklayabildiğimizi hissettik. Tarzımıza da İngilizce sözlerin daha iyi oturduğunu düşünüyoruz.
“BAZEN KAVGA EDİYORUZ AMA BİZ KÜSMEYİZ”
İkiz kardeşler olarak birlikte çalışıyor ve birlikte şarkı söylüyorsunuz. Peki birlikte çalarken kardeş olmanın hiç dezavantajı oluyor mu? Fikir ayrılıklarında kavga gürültü oluyor mu mesela, ya da birbirinize küsüyor musunuz? Birlikte nasıl bir ahenginiz var?
Dezavantajı yok bizce ama sürtüşmeler oluyor zaman zaman ve bazıları hiç de minik değil 😀 Fikir ayrılığı yaşadığımız ve bu yüzden işin içinden çıkamadığımız çok oluyor. İkimiz de kendi fikrimizi “Hayır bu böyle olacak, gitarlar şöyle duyulmalı, davul böyle olmalı…” tarzında deli gibi savunuyoruz sonra bazen kavga ediyoruz 😀 Ama biz küsmeyiz. Bir saniye sonra hiç bir şey olmamış gibi ortak noktada buluşuyoruz. En güzel fikirler de hep o an çıkıyor. (İki tarafın da gönlü olsun sonuçta di mi 😛 )
Dünya sahnesinde de pop rock ve punk rock müziğin yeniden yükselişte olduğunu söyleyebiliriz. Peki siz son dönemde ülkemizdeki yeni rock ve punk ekiplerini takip ediyor musunuz, yeni çıkan işler içinde beğendikleriniz var mı? Bu müziğin ülkemizdeki akıbeti konusunda düşünceleriniz neler?
Doğruyu söylemek gerekirse ülkemizdeki yeni rock ve punk ekiplerini çok takip edemiyoruz ama dünya sahnesinde neler oluyor çok ilgiliyiz. Sürekli araştırıyoruz, yeni grupları sanatçıları dinliyoruz ve izliyoruz. Yeni şeyler keşfetmeyi çok seviyoruz. Maalesef ülkemizde pop punk çok da dinlenen bir tür değil. Ama yurtdışında pop punk fırtınası yeniden esmeye başladı. Umarız burada da daha çok ilgi görür. Bunu sağlamak ve ülkemizdeki insanlara göstermek-dinletmek için elimizden geleni yapacağız.
Müzik dönemlerini düşündüğünüzde, kendinizi en yakın hissettiğiniz, ilham kaynağı gruplarınızın o dönemde altın çağını yaşadığını düşündüğünüz yıllar hangileri? O yıllarda yaşamak, sahne almak ister miydiniz?
İkimiz de 2000’li yılların başlarındaki rock müziğe aşığız. Kendi aramızda da sürekli “Yanlış dönemde doğduk, 2000’li yıllarda 20’li yaşlarda olsak her şey daha farklı olabilirdi” Diye konuşuyoruz ama 2000’de henüz 2 yaşındaydık, bu işler için birazcık fazla gençtik 😀 Gerçekten çok isterdik.
“Satellite”ın klip çekimleri, montajı, kapak tasarımı derken neredeyse her iş sizden mi çıkıyor? Bu kendi işinde çok titizlenmek ve başkasına emanet edememekle mi ilgili, yoksa şarkının ruhunu en iyi siz bildiğiniz için mi işin görsel kısmına da el attınız?
İnanılmaz mükemmelliyetçi ve detaycı tipleriz. Bazen bunaltıcı olabilecek seviyede hatta. 😛 Ama her zaman yapabildiğimizin en iyisi olsun istiyoruz. Ve şarkıları yapan insanlar olarak hep kafamızda çok net bir imaj oluyor, bunu da en iyi biz yansıtabiliriz diye düşünüyoruz. Kontrolcüyüz de sanırız, ama bunlar hep en iyisi en güzeli olsun diye.
KISA KISA
En son izlediğim ve beni çok duygulandıran film ……………..
Bilge: Hatırlamıyorum 😀
Bengi: Film değil ama Squid Game’in 6. Bölümünde çok kötü oldum 🙁
Moralim bozulduğunda, keyfim kaçtığında en çok dinlediğim şarkı …………… Beni her zaman iyi hissettirir.
Bilge: Foo Fighters’ın “Times Like These”
Bengi: Bilge’ninkiyle aynı <3
İzleyicisi olarak gittiğim ve asla unutamadığım konser ……………
Bengi: Çocukken gittiğim ilk konser olan “Funda Arar” konseri 😀
Bilge: 2015 Zeytinli Rock Fest Black Tooth konseri.
Araba kullanırken/ yolculuk sırasında en iyi giden albüm bence …………..
Bengi: BTS -The Best
Bilge: QOTSA – Lullabies to Paralyze
Müzik yapmanın bence en iyi tarafı …………….
Bengi: Belki hiç tanımadığın insanlarla aynı şeyi hissedip bağıra bağıra şarkı söylemek. Bilge: Gerçekten yaşadığını hissettirmesi.