“Derinden” şarkısıyla YouTube’da 5 milyona Spotify’da ise 6,5 milyona yaklaşan bir izlenme / dinlenme oranına sahip olan Barış Diri’yi daha yakından tanımak istedik.
Sanatçının yeni single’ı “Hayvanlar ve İnsanlar” 3 Eylül’de yayınlanacak.
Aslında pek çok dizi ve film müziğinde imzanız var. Sizi biraz daha yakından tanımak isteriz. Ne zamandır müzikle ilgileniyorsunuz, hangi eğitimi aldınız? Dizi ve film müzikleri üzerine eğilmeye nasıl karar verdiniz?
Müziğe ilgim -çocukluğu saymazsak- Bursa’da, sanırım 95 senesinde, bir arkadaşımın gitarıyla “Come As You Are”ın melodisini çıkarmayla başladı diyebilirim. Sonrası bir kaç grupta gitaristlik ve ardından Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliği bölümü ile İstanbul’a geliş. Okuldan sonra müzik programlarına (DAW) sardım biraz. Yaptığım müzikleri düzenlemeye, kaydetmeye başladım. O ara çokça gittiğimiz bir bar vardı, Alpuşka. Neyse onun sahibi Alp Erkin Çakmak bi yandan dizi-film müziği yapıyordu. Ona dinletmiştim bi kaç besteyi. “Bir film için demo hazırlamam lazım, birlikte çalışalım mı?” sorusuyla hemen o dönem yaptığım öğretmenlik işini bıraktım. Sene 2006 idi…
Müzik yapma motivasyonunuzu nasıl tanımlardınız, sizi özgürleştirdiği için mi, rahatlattığı için mi, dinleyicilerle iletişim kurabildiğiniz için mi, söylemek istediklerinizi duyurmak için mi….
Bu saydıklarınızın hepsinin geçerliliği var. Fakat bir yandan çok sebepsiz, varoluşsal bir şey. Söylemek istediklerimi başkalarına duyurmaktan öte, ne hissettiğimi farketmeye ve anlamaya çalıştığım bir süreç belki. Evet çok özgürleştirici ama aynı zamanda kısıtlayan bir yönü de var. İnanıp da yazdığınız ve söylediğiniz bir sözün tam aksini hayat içinde hissederken, işte o sözün bağlayıcılığıyla hareket ettiğiniz oluyor. Bu ahlaki anlamda onurlu, insani ve hayvani anlamda ise kısıtlayıcı olabiliyor. Tüm bunlardan sonra şunu da demek lazım, bir şey işte!
Bu yıl içinde “Derinden” ve “Herkesin Bir Sırrı Var” single’larını yayınladınız. Özellikle “Derinden” büyük ilgi gördü, bu şarkının hikâyesini ve yapım sürecini anlatır mısınız?
“Derinden” 2014 senesinde bestelendi. Henüz sözlerin ilk kısmını yazmışken Soma faciası-katliamı (artık ne derseniz) gerçekleşti. Çok doğal olarak o “derinde ölmüş adamlar” girdi ikinci kısıma ve onlarla birlikte Türkiye’ye ve kendime dair başka sinir bozukluklarım. Dertleri sıralayıp çekilen karanlık bir şarkı da olmasın istedim bir yandan ve mücadele isteğini, o saflık arayışını ve her anlamda isyan fikrini işlemeye çalıştım. Düzenleme aşamasında tüm şarkıya yayılan bir kreşendo üzerine uğraştım, sözlerle birlikte müziğin de yoğunluğunun artmasına kastım. Aslında şarkının adı “Bazen Hayat Çok Kötü Gidiyor Ve Ben Onu Nasıl Anlatacağımı Bilemiyorum”. Adı kendini anlatıyor sanırım.
Sizinle bugün, şu an tanışan ve bir yandan da şarkılarınızı dinleyen yeni dinleyicilerinize müziğinizi nasıl anlatırdınız ve neler söylemek isterdiniz?
Tamamen kendi zevkimin hakim olduğu, biraz şiire ve imgeye dayanan bir müzik yapmaya çalışıyorum. Tür anlamında singer-songwriter bir yere doğru gitsem de ilerde yan yollara da girmek istiyorum. Nilgün Marmara’nın müzik için müthiş bir tanımı var; “Halelerin eş düşmesi”. Bu eş düşmenin müziğimi dinleyen biri ile gerçekleşmesi fikri çıldırtıcı ve çok güzel!
2021 bitmeden yayınlamayı planladığınız başka projeleriniz de olacak mı?
3 Eylül’de “Hayvanlar ve İnsanlar” adlı single yayınlanacak. Aslında “Derinden” yerine bu şarkıyı çıkaracaktım bu sene başında, fakat düzenlemesini bir türlü istediğim gibi yapamadığımdan şimdiye kaldı. Sona doğru gospel vokallerin girdiği, bol perküsyonlu bir şarkı oldu. Bu şarkıda da mix mastering’de Aziz Berk Erten, şarkı görselinde ise yine Engin Yağmurdereli ile çalıştık. Cem Erman bi dolu perküsyon çaldı, Çağıl Kaya ise bi dünya vokal yaptı 🙂
Bunun haricinde sene sonu ya da 2022 başında iki farklı filme bestelediğim şarkıların girme ihtimali de gündemde. Şu an çalıştığım filmin müziğini teslim ettikten sonra da yıllardır yapıp kenara koyduğum müzikleri düzenleyip yayınlama planım var. Bakalım, hayat…