Ana SayfaKeşifKeşif: Paz: "Müziğin batak olduğunu İstanbul’a geldiğimde ancak anladım"

Keşif: Paz: “Müziğin batak olduğunu İstanbul’a geldiğimde ancak anladım”

Birçok isimle yaptığı çalışmalardan tanıdığımız Barış Çakmakçı, 3 senelik sessizliğini 2022‘de bozduğu grubu PAZ’la ilgili soruları, 27 Ekim’de çıkaracağı yeni teklisi ‚ ‘Suzi’ öncesinde yanıtladı.

Ant Arın ŞERMET 

Gregor Samsa dev bir böceğe dönüştüğünü anlamaktansa gitmek zorunda olduğu işe gidememesini nasıl kompanse edebileceğini düşünüyordu. Belki de onun insandan böceğe dönüşümünün temelindeki insanlığını kaybetmesinin altında bu yatıyordu. PAZ’ın yolculuğunda Barış’ın seçtiği dönüşüm, Gregor’un aksi yönünü gösteriyor. Önce eğitimini aldığı mesleği yapmak yerine, tutkusunun peşine düşüyor, sonra doğup büyüdüğü Ankara‘dan İstanbul’a geliyor; yetmezmiş gibi bir de kendi üretimlerini dahi dönüştürerek tekrar var ediyordu. Sözü Barış’a bırakıyor, keyifli okumalar diliyorum.

Müzik yolculuğuna 2012de Roxy Müzik Günlerini Milankundura grubunuzla kazanarak başladığınızı ve çok çalışkan bir müzik insanı olduğunu biliyoruz. Bu yolculuğu 2012den günümüze getirmeni ve PAZ’ın hikayesini anlatmanı isteyebilir miyim?

2012 yılında Ankara’da üniversite eğitimimi tamamlamaya giden süreçte, daha önce Ankara’da daha standart olan cover müzisyenliği ekseninde buluştuğumuz geniş arkadaş çevremden en yakınlarıyla kurduğumuz Milankundura grubu ile beste çalışmalarımız oldu. Daha somut bir hal aldığını hissettiğimizde ve yakın çevremizden aldığım gaz ile ROXY’e 8 kişilik bir ekip olarak katıldık. Ve yarışmanın o seneki birincisi olduk. Devamındaki süreçte 8 kişi olarak aynı şehirde yaşamıyorduk artık. Ben ve birkaç arkadaş hayata İstanbul’da devam ettik, kimimiz Ankara’da kaldı. Bazısı da yurt dışı olayları…

İstanbul’a geldiğimde MIAM Ses Mühendisliği, Master bölümüne kabul edilmiş, Aylin Aslım’ın ekibinde müzik yapmaya başlamış, aynı zamanda da birden fazla indie grup ile (Gözyaşı Çetesi, Aynen, POST…) müzik yapıyordum. Ve Maslak’ta 2012’de bir stüdyo açmıştım. O stüdyoyu o günden beri kullanmaya devam ediyorum. Ancak asıl olarak kendi yapmak istediğim özgün bir müzik anlayışı vardı ve Milankundura’nın devam edemeyeceğini anladığımda o sıralar oturduğum Dikilitaş’taki evimde şarkılar yapmaya başladım. 7-8 parça yaptım ve bunları Ankara’dan İstanbul’a benzer zamanlarda geldiğim, Milankundura’da beraber müzik yaptığım arkadaşlarıma dinlettim. Ve İstanbul’da ‘core rock band’ (4 kişi) formunda müzik yapan bir ekip olduk. İsmini de izlediğim İspanyolca bir dizide duyduğum ve sonra anlamının “barış” olduğunu teyit ettiğim Paz koyduk. Şarkıları hücum kaydederek üretmek gibi bir nihai amacım olduğundan, yıllarca şarkılar üzerinde prova ekseninde çalıştık, bazı konserler verdik. 2019 da çıkardığımız bir de albüm yaptık. Adı “can” olan ilk albüm benim için okul oldu. Devamında beraber müzik yapmak için vakit paylaştığım arkadaşlarım zamanla vakit ayıramaz oldular veya İstanbul’dan uzaklaştılar gibi şeyler oldu ve ben şarkılarımla kaldım. O zamandan beri de çok sevdiğim PAZ ismi altında şarkılar yapmaya ve yayınlamaya devam ediyorum.

Sahi, sen ODTÜ’de İnşaat Mühendisliği eğitimini tamamlayıp kendini müziğe verdin ve hayatını müzik üzerinden şekillendirdin. Ki profesyonel seviyede multi enstrümantalist olmanı da düşününce, tırnak içinde söylüyorum nereden düştün bu batağa?

Doğup büyüdüğüm Ankara’da, ODTÜ’de okurken yaşadığım dönemler, beni aldığım mühendislik eğitimden ziyade, kendimi keşfetmeye ve okulun da sunduğu özgürlük ve imkanlar dahilinde müzikte gelişmeye itti. Daha önce sadece şarkı söylemeyi becerebilen biriyken, devamında öğrenme merakım beni birden fazla enstrümanın derinliğine inmeye itti. Bu merak ve keşif süreçlerini hep kendi kendime gerçekleştirdim ve şimdi şarkılar üretirken içindeki tüm icraatı kendim gerçekleştiriyorum. Müziğin “batak” olduğunu da konfor alanından çıkıp da İstanbul’a geldiğimde ancak anlama fırsatım oldu. (Gülerek) Kandırıldım yani.

Ay sonunda çıkaracağın yeni teklin Suzi” aslında PAZ dinleyicilerinin aşina olduğu bir şarkı. İlk albümün can”da yer alan Suzan” şarkısının yeniden düzenlenmiş ve biraz daha aydınlık bir versiyonu gibi düşünüyorum. Suzi”yi farklı bir versiyonla kaydetme motivasyonunu açar mısın? Ayrıca bu meşhur Suziyi okurlarımızla da tanıştırsan ne kadar hoş olur.

Suzi benim büyük kızım sayılır. 8,5 yıldır hayatı beraber yaşadığımız aile mensubumuz, köpeğimiz. Kendisine ilk albüm sürecinde bir şarkı yazmıştım, “Suzan” adı ile ilk albümde yerini aldı. Uzun bir sessizliğin ardından, pandemi sonrası süreçte müzik çalışmalarına tekrar hız kazandırdığımda, ilk albümdeki progressive/jazz rock temelini aynen yakalamak yerine spektrumu daha geniş, synthlerin vs. olduğu yeni bir kıvam bulmak için çalışırken, eski şarkılara da yeni düzenlemeler yapmaya başladım. Ancak “Suzan” için yaptığım düzenleme bir yerde öyle bir şekil aldı ki, yeni düzenlemenin üzerine yeni sözler akıverdi dilimden. Sonuçta “suzan” şarkısından esinlenen, yeni bir şarkı oluverdi. Bir sequel diyebiliriz. Artık nasıl bir yalnızlık yaşıyorsam onun dışavurumu…

Aklıma takılan bir diğer noktaya geçmek istiyorum. 2012de Roxyi kazandığından beri CEZAdan Aylin Aslıma, PAZdan Gözyaşı Çetesine birbirinden tamamen farklı isimlerle, birbirinden tamamen farklı türlerde yoğun üretim süreçlerinde yer aldın. Bu çeşitlilik, bir odak kaybına mı yoksa kendi yaratıcılığının sınırlarını keşfetmene mi olanak sağladı?

Bir açıdan bakıldığında fazla dağılmışım gibi görünüyor muhtemelen. Belki tek bir projeye/gruba daha sıkı sıkıya odaklanmak başka neticeler de doğurabilirdi. Ama benim de daha yakın olduğum açıdan bakıldığında, bu tür girişimlerimin hepsi (devam eden ya da artık etmeyen) genel olarak müzikal farkındalığımı artıran ya da o farkındalığımı tatmin eden çeşitlilikte ve tek bir enstrümana odaklanmadan, müziğe bir bütün olarak yaklaşmamı, kulak vermemi sağlayan bir yolculuk bu.

Kapanışı PAZ’ın geleceğiyle yapalım derim. İlk albümden bu yana 4 seneden fazla zaman geçti. Yeni teklilerini ve bazı şarkılarını tekrar yorumladığını duyunca aklıma ikinci albüm geliyor mu sorusu düşüyor. Bir de PAZ’ı tekrar sahnede görme ihtimalimiz var mı? O sürece dair de merakımızı gidersen şahane olur.

İlk albüm dönemindeki bakış açım ile bugünkü çok farklı. Orada bir ekip olarak müzik yapmaya adamıştım kendimi, şimdi ise tek başıma müzik üretme yolunda ilerliyorum. Müzik, en azından benim için, kendini ifade edebilmenin en eşsiz yolu. Ve kime ne kadar ulaşabildiğinden bağımsız olarak, üretmeye devam etmeme ihtimalim yok belli ki. 2022 yaz sonundan beri 6 single yayınladım. “Suzi” de 7. single olacak. Suzi’den sonra çıkaracağım son single ile toplam 8 şarkı olmuş olacak ve bu şarkıları bir albüm altında toplayarak ayrıca da yayınlayacağım. 2023 sonu ve 2024 gibi de hem single’lar hem de albüm yayınlamayı planlıyorum. Sıfırdan başladım diyebiliriz, devam ediyorum. Sahne için ise şu an setlist’i olgunlaştırma sürecindeyim. İstanbul’a geldiğimden beri çok yakın arkadaşım olan Ahmet Kalabay ile 2 gitar ve altyapıdan oluşacak çok keyifli bir konser seti hazırlıyoruz. Ahmet de harika besteler yapan, muhteşem bir müzisyen ve onun da PAZ’a müzikal katkılarını heyecanla paylaşmayı bekliyorum. Yeni bir gelişme olarak, kadrosunu çok beğendiğim ve aralarında olmaktan çok mutlu olduğum İyi Müzik Agency, Yazın Kaçan ile yeni konserleri çok yakında duyuracak olmanın da heyecanı içerisindeyim. Takipte kalın!

 

 

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR