Son klibi “Gizli Saklı” ile dikkatleri çeken, müzisyen Melisa Uzunarslan’la sohbet ettik. Yetenekli ve başarılı şarkıcı, yakın zamanda Teoman’la yollarını ayırdığını duyurdu.

Sebla KOÇAN / [email protected]

Konservatuvar eğitimli, yetenekli ve başarılı müzisyen Melisa Uzunarslan, “Teoman’ın sahnesinde keman çalan güzel kız” sıfatından kurtulalı çok oldu. Uzunarslan, 2016’da yayınladığı “Duy Beni”nin ardından ilk büyük çıkışını 2017’de yayınladığı “Bir Aşk Şarkısı” ile yaptı. Uzun zamandır yaptığı coverları ve kendi şarkılarını YouTube’da ve sosyal medya hesaplarında paylaşan başarılı müzisyen, 2018’de ilk solo albümü “Tanıdığım En Güzel Deli”yi yayınladı. 2019 yılında, Can Algeç’le birlikte unutulmaz bir Yavuz Çetin şarkısı olan “Sadece Senin Olmak”ı kaydetti. Renkli klipleriyle çalışkan ve üretken bir müzisyen olan Melisa Uzunarslan’la bir araya geldik.

İki tane yeni single hazırladığını biliyoruz, bunları ne zaman yayınlamayı planlıyorsun? Ufukta yeni bir albüm var mı? 
Öncelikle Serkan Ferat ile hazırladığımız, söz ve müzikleri kendisine ait olan iki düet çalışmamız var önce onları paylaşacağız yakın zamanda. Bir süre albüm yapmayı düşünmüyorum ama besteler tabii ki birikmeye devam ediyor. Düetlerden sonra bu yıl içinde single paylaşacağım sanırım.

melisa 4
Kuşadası Gençlik Festivali, 2019’un temmuz ayında yapılmıştı.

Bu sene Kuşadası’nda ilk kez bir festivalde kalabalık bir kitleye çaldın. Neler hissettin o an?
Festival ruhu bambaşka. Herkes yaşamalı bence sahnede olmak da seyirci olmak da enerjisi çok pozitif ve çok mutluluk verici. Kuşadası Gençlik Festivali benim solo olarak çıktığım ilk büyük festivaldi, heyecandan ölüyordum ama insanların şarkılarımı biliyor olması ve eşlik etmesi beni kendimden geçirdi. Hiç cover yapmadım, sadece söz ve müziği bana ait olan şarkılarımı çaldık buna rağmen böyle güzel tepki almak çok özeldi. 

“Ah bir de şu sahnede çalsam” dediğin bir hayalin var mı?
Eskiden olsa belki çok büyük sahnelerin isimlerini verebilirdim ama şu an benim için mekanın değil dinleyicimle buluşabildiğim, iletişim kurabildiğim her yer hayalim. Onlarla şarkılarımla buluşmak hep beni çok heyecanlandırıyor.

melisa ve nil
Melisa Uzunarslan ve Nil Karaibrahimgil, bir Nil konserinin kulis arkasında

YENİ BİR AKIM YARATMAK GİBİ BİR DERDİM YOK

Bugüne kadar Sezen Aksu, Teoman gibi isimlerle çalıştın ve klasik müzik köklerinden gelen bir isimsin aslında. Hatta Nil Karaibrahimgil’in sahnesinde de gördük seni… Bu isimlerle çalışmak solo kariyerinde sana neler kattı? 
Her birinden başka değerli tecrübeler kazandım. Ortak noktaları profesyonel sanatçılar olmaları olsa da çalıştığım her sanatçı farklı bir disiplin, farklı karakterler. Kağıt üzerinde yazılı olarak okuyup kazanılamayacak tecrübeleri yaşayarak kazandığım için şanslıyım.

Konservatuvarda eğitim almış bir müzisyen olarak, şu an yaptığın müziğin dışında başka bir şey daha yapmak ister miydin? Ya da belki bir gün, çok sevdiğin bir türde birkaç şarkı yapma hayalin var mı? 
Müzik dışında başka hiçbir şey yapmak istemem. Büyük prodüksiyonlar işin kaliteli olması açısından çok konforlu ve güvenli bir alan yaratsa da daha samimi şeyleri daha çok seviyorum. Tek başıma solo keman çalarak beni bu kadar seveni takdir eden insana ulaştıktan sonra yolculuğumla ilgili fikrim biraz değişti. Albümümde de sözleri yazarken hep kendimi anlattım. Biraz terapi gibi, o sözleri dinleyip  “Ben de bunları yaşıyorum” diyen biri olması insana yalnız olmadığını hissettiriyor. Belki de herkese ulaşma kaygısından kurtulmama yardımcı oldu bu solo kariyer serüveni.

Hayalimdeki şey içimden ne geliyorsa o olacak artık. O yüzden yeni bir akım yaratmak gibi bir derdim yok ama daha özgün olacağım şeyler yapacağım. Kaygılarımdan kurtuldukça özgürleşiyorum, o yüzden her geçen yıl daha güzel bir kitlem ve müziğim olacağına inanıyorum.

Yavuz Çetin’in ünlü şarkısı “Sadece Senin Olmak”ı Can Algeç’le birlikte coverladın. Yavuz Çetin’in sendeki yeri nedir, nasıl karar verdiniz bu şarkıyı coverlamaya? 
Yavuz Çetin’e yaş olarak yetişemedim ama anlatılanlar, müzikleri hep kafamda çok naif birini canlandırdı. Bir şekilde çok özel biri olduğunu hissettim bir çok insan gibi. “Sadece Senin Olmak”  en sevdiğim şarkısıdır. Albüm bittikten sonra Can ile stüdyoda yeni müziklerim üzerine çalışıyor sohbet ediyorduk. Bir anda koltukta oturup çalarken, kaydederken bulduk kendimizi. Hatta “Telefonla klibini çekelim bunun ne olacak ki” dedik. Sonra sevgili Yavuzcan Çetin’e dinlettim çok beğendi ve iznimizi aldık. Aslında sadece YouTube’a koyacaktık ama plak şirketim de (DMC) dinleyince “Hadi single olarak çıkaralım” dedi. Üzerin düşünülmüş bir proje değildi belki de bu yüzden çok sevildi.

Türk rock dünyasında bir dönem hakim olan sessizlik, son birkaç yılda çıkan “Üçüncü Yeniler” sayesinde biraz kırılmaya başladı sanki. Senin yeni isimlerden takip ettiğin, “Belki bir iş birliği yaparım” diye düşündüğün kimler var? 
Üçüncü yeniler ile ilgili fikrim karışık aslında. Onlar yeni ozanlar galiba… Sözler üzerinden bu ismi alıyorlar. Ben oraya pek uymuyorum galiba. Daha klasik şarkı formu üzerinden çalışmayı seviyorum, en azından şimdilik. İçerik oluştururken de çok gündelik şeylerden onlar kadar güzel bahsetmeyi iyi beceremeyebilirim. Ama artık tarzlar çok karıştı bu tartışılacak bir konu… Rock nedir, pop nedir vb.. Onun dışında yeni bir çok grubu çok beğeniyorum, birlikte daha çok müzik yapılmalı bence. Genelde bir komün hayatı gibi hep aynı insanlar aynı insanlarla çalışıyor. Farklı şeylere sıcak bakan herkesle çalışabilirim. Müzikle ilgili egolarım ya da stratejik düşüncelerim yok. İsim istersen de Kaan Boşnak, Sena Şener çok beğendiğim isimler… 

melisa 2

“SOSYAL MEDYADA LİNÇ KÜLTÜRÜ ÇOK YAYGINLAŞMIŞ”

Sosyal medyayı, özellikle Twitter’ı çok aktif şekilde kullanıyorsun. Söz yazan ve beste yapan biri olarak; yalnız kalmamızın, kendimizi izole edip düşüncelerimize odaklanmamızın çok zor olduğu bu çağda nasıl bir üretme süreci yaşıyorsun? Mesela Twitter’da görüp etkilendiğin herhangi bir şey sana bir şeyler yazdırıyor mu? 
Sosyal medyayı özellikle Twitter’ı genelde canım sıkkınken kullanıyorum. Yorgunken, bezmişken.. O yüzden yazıp yazıp sildiğim çok tweet var. Şunu fark ettim, sosyal medya linç kültürü çok yaygınlaşmış. Twitter biraz kötü niyetli kullanıma açık bir yer… Çok samimi bir paylaşımıma garip etkileşimler gelebiliyor. O yüzden azaltmaya çalışıyorum kullanımımı. Ve haklısın, bazen öyle bir tweet yazıyorum ki “Ya dur bu gerçekten bir şarkı hikayesi yazma bunu” diyip kaydedip siliyorum. Tweet’lerden değil ama filmlerden ve kitaplardan daha çok etkileniyorum.

melisa 3

Teoman’la çıktığın turnelerde dünyanın pek çok şehrini gezip dolaşıyorsun… Evcimen biri olduğunu biliyoruz ama bugüne kadar gidip de çok sevdiğin, “Ben burada da yaşar ve müziğimi yapardım” dediğin bir yer oldu mu? 
Londra’ya aşığım. Çok isterdim orada da bir ayağım olsun. Bir de Melbourne’u çok beğendim. Ayrıca Doğu turnemizde Van çok etkilendiğim sevdiğim bir yer oldu. Ama ben Yedi göbek İstanbullu, daha doğrusu Boğaz çocuğu olduğum için umarım hep Boğaziçi’nde yaşamaya devam ederim. 

Hep hayranı olduğun, “Onunla çalışmak için kapısında yatardım!” dediğin müzisyen kim? 
Hiç düşünmeden aklıma gelen tek isim THOM YORKE!
Kapısında yatmam ama… Kimseyi rahatsız edemem öyle! Ama onunla tanışmak ve çalışmak için epey uğraşırdım öyle bir ihtimal olsaydı…