31 Mart Dünya Uluslararası Trans Görünürlüğü Günü kutlu olsun! Bugün, trans bireylerin karşılaştığı ayrımcılık konusunda farkındalık yaratmak için kutlanan özel bir gün.

Kanadalı dünyaca ünlü oyuncu Elliot Page’in yakın zamanda trans birey olduğunu açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Ünlü oyuncu “Şu anda son derece mutlu hissetmeme rağmen ben de korkuyorum. Saldırganlıktan, nefretten, ‘şakalardan’ ve şiddetten korkuyorum” diyerek, bu konudaki sıkıntılara parmak basmıştı. Her insanın hissettiği gibi yaşamaya, mutlu olmaya hakkı vardır. Trans bireylerin toplumca yok sayılması, travmatize edilmesi kabul edilemez ve bu bir nefret suçudur. 

Trans bireylere karşı insanlık dışı hak ihlallerine ortak olmuyor ve Trans Görünürlüğü Günü’nü müzik dünyasının en havalı 9 trans bireyi ile kutluyoruz. Kalbinizde her renge, her sese yer açın ve koşulsuz sevginin en değerli parçamız olduğunu unutmayın. 

Kim Petras 

2009’da Kim Petras , Almanya’da hormon tedavisi gören en genç insanlardan biri olmak için savaşırken gazete manşetlerine çıktı . Petras daha sonra müziği üzerinde epeyce çalıştı ve YouTube’da paylaştı. 2017’de hit olan “I Don’t Want It At All” şarkısını çıkardı. O zamandan bu yana kısa sürede, Petras pek çok şarkı yayınladı. Petras’ın Spotify’da 2 milyondan fazla dinleyicisi ve 16 milyondan fazla stream’i var. Hit şarkılarından bazıları arasında “Heart to Break”, “Hillside Boys” ve “Malibu” yer alıyor. Petras , New York Times’a “İlk transseksüel genç idol olmayı hiç umursamıyorum” demiş ve eklemişti: “Sadece harika bir müzisyen olarak bilinmek istiyorum. Öte yandan, bu tamamen iğrenç olurdu.”

Sophie 

Şubat ayında 34 yaşındayken aramızdan ayrılan İskoç müzisyen Sophie, deneysel elektronik pop müzik dünyası için umut vaadeden bir sanatçıydı. Charlie XCX ve Madonna gibi isimlerle birlikte çalışmıştı. “It’s Ok to Cry” onun transseksüel bir birey olmasıyla alakalı duygusal bir şarkıydı ve bu şarkıyla geniş kitleler tarafından tanınmıştı. Genç sanatçı, ölümünden önce Paper dergisine şunları söylemişti: “Translık, bedeninizi ruhunuz ve ruhunuzla daha uyumlu hale getirmek için kontrolü ele alıyor, böylece ikisi birbiriyle savaşmıyor ve hayatta kalmak için mücadele etmiyor. Bu dünyada, cinsiyete dayalı belirli geleneksel rolleri yerine getirme zorunluluğunun toplumsal baskıları olmadan gerçek özünüzün nasıl olduğunu hissettiğinize yaklaşabilirsiniz.”

Skylar Kergil

Amerikalı bir aktivist, şarkıcı-söz yazarı ve YouTube ünlüsü olan Skylar Kergil, “Tell Me A Story” ve “Brothers” gibi şarkılarla folk müzikte iddiasını ortaya koyuyor. Lise yıllarında kadından erkeğe geçiş yapmaya başladığında, bunu YouTube’da yayınlamaya karar verdi. Yıllar boyunca 100 binden fazla abonesi oldu. Ve transseksüel bir aktivist olarak da nam saldı. (YouTube’da 12 yıl önce kaydettiği ilk videosu da bulunuyor.) Kergil, Huffington Post’a şunları söylemişti: “Vücudumla ilgili kontrol edemediğim şeylerin ve ayrıca bir gerçeğe dönüştürmek için çok çalıştığım şeylerin bu bütünlüğünü ve kabulünü hissediyorum. Nerede olduğum ve şimdi nereye gittiğimle ilgili umudum var.” 

Shea Diamond 

Shea Diamond, cinsiyet değiştirme ameliyatı için paraya sahip olmak için bir marketi soyduğunu söyledikten sonra 2000’lerin başını hapishanede geçirdi. Hapiste geçirdiği yıllarda şarkı söyleme ve söz yazarlığı üzerine çalıştı, böylece nihayet dışarı çıktığında müzik sahnesine hazırdı. 2016 yılında, ne tür müzik yaratacağını tanımlayan ilk single’ı “I Am Her”ü yayınladı. İki yıl sonra, ilk EP’si olan Seen It All’u yayınladı. Diğer en iyi şarkıları arasında “American Pie” ve “Don’t Shoot” var. Sanatçı, Variety’e şunları söylemişti: “40 yaşında bir trans kadın olmak, o yaşa gelmek kimse tarafından pek duyulmuyor. Çünkü 25 yaşına gelmeden öldürülüyoruz. İnsanlar bir trans kadının hayatta kalması için gereken mücadeleyi görmek istemiyor. İnsanlar konfor alanından çıkmadan bir ‘drag queen’ görmeyi tercih edebiliyor. Trans deneyimi, bunu eğlence amacıyla yapmaz. Bu kişinin yaptığı her şey hayatta kalmak içindir. Hayatta kalmak dediğiniz şey neye benziyor? Görünüşe göre bana…” 

Lucas Silveira 

Lucas Silveira’nın kariyeri, 2004 yılında The Cliks adlı grubunu kurmasıyla başladı. Büyük ilgi uyandıran Müzikleri, LGBTİ dünyasının en ünlü dizilerinden “The L Word” de yer aldı. Sadece iki yıl sonra, büyük bir plak şirketiyle anlaşma imzalayan ilk transseksüel müzisyen olarak tarih yazdı. O zamandan beri Silveira ve grubu “Complicated”, “Dirty King” ve “Oh Yeah” gibi birçok popüler şarkı yayınladı. HuffPost’a şunları demişti, Silveira: “Bilinen bir figür olarak yapmak istediğim bir şey, benim gibi insanlara normalliğin bazı yönlerini göstermek.Biz çok, çok çeşitli bir topluluğuz. Mesela aynı deneyime sahip iki transseksüel insanla hiç tanışmadım.”

Ah-Mer-Ah-Su

Ah-Mer-Ah-Su 2018’de transseksüel, siyah ve kadın deneyimi hakkında hikayeler paylaştığı Star albümünü çıkardı. Bazı mecralar bu albümün transseksüellerin bir kutlaması olduğunu ve hatta Solange ve Janelle Monae’nin çalışmalarıyla karşılaştırıldığını bile yazdı. Ah-Mer-Ah-Su Billboard’a şunları söyledi: “Transseksüel insanlar sonsuza kadar müzik yapıyorlar ve bazılarımız fark ediliyor ve başarılı oluyoruz. Ama bence gerçek mesele, transların genellikle insanlıktan çıkarılması ve deneyimlerimizin ötekileştirilmesi. İktidardaki insanlar bizim mesajımızı daha geniş kitlelere yaymamayı seçiyor. LGBTQ sanatçılarının müziği özellikle LGBTQ insanlar içindir. İnsanlar, farklılıkları ne olursa olsun, başkalarının deneyimleriyle özdeşleşebileceklerini fark ettiklerinde, müzik endüstrisinde daha fazla çeşitliliğe sahip olacağız.” 

Teddy Geiger 

Teddy Geiger’ın kariyeri, 2000’li yılların başında, gençken “For You I Will (Confidence)” adlı single ile başladı. Ama ondan sonra, spot ışıklarının altından çekildi. Bunun yerine, One Direction, Shawn Mendes ve 5 Seconds of Summer gibi yıldızların en büyük single’larından bazılarını yazmaya odaklandı. Ancak 2017’de transseksüellik hikayesi manşet oldu. Geiger, New York Times’a “Artık her şey hakkında konuşmaya istekli olduğum için, insanlar bana karşı daha açıklar. Artık arkada “Don’t Go There” (Oraya gitme) diyen bu parçam yok. Eskiden şarkılar söyleyip düşünürdüm, sanki o şeylerden bahsediyormuşum gibi geliyor ve o şeylerden bahsetmek istemiyorum.” Geiger,  “Teddy <3” lakabı altında kendi müziklerinden bazılarını yayınladı. En popüler şarkılarından bazıları “I was in a Cult”, “Body and Soul” ve “Lilly Anna”…

Against Me!

Punk rock dünyasının en havalı gruplarından biri de Against Me!. Tom Gabel adıyla doğan vokalist ve gitarist Laura Jane Grace ise grubun kurucusu. 2012 yılında tüm dünyaya transseksüel olduğunu açıklayan Grace, 1997’de Against Me!’yi kurup sahne almaya başladığında erkekti. Hatta iki evlilik yaptı ve bir kızı oldu. Ancak çocukluğundan bu yana hayalini kurduğu şey kadın olmaktı. Rolling Stone’a şöyle konuşmuştu: “Şu ara geçişin en tuhaf dönemindeyim. Erkeğe benziyorum, erkek gibi hissediyorum ve bu korkunç. En sonunda dönüşeceğim ve bir kadın olarak sunacağım kendimi.” Against Me! Pek çok şarkısında transseksüellik konusunu işledi ve Grace bu konuda “Tranny: Confessions of Punk Rock’s Most Infamous Anarchist Sellout (Transseksüel: Punk Rock’ın En Ünsüz Anarşistinin İhanet İtirafları)” adında bir kitap da yazdı.

BONUS 

Bülent Ersoy 

Antony and the Johnsons solisti Antony Hegarty (şimdilerde adı Anohni olarak değişti)  2007 yılında İstanbul’da İstanbul Caz Festivali kapsamında verdiği konserde, Bülent Ersoy’a olan hayranlığını şöyle dile getirmişti: “Bülent Ersoy’un muhteşem bir şarkıcı olduğunu düşünüyorum. İçinizde onu tanıyan birisi varsa lütfen sevgilerimi iletsin. Gerçi kendisi çok alımlı biri; beni böyle görse pas vermeyecek belki ama olsun.” Hegarty o konserde, Türkiye’den çıkan transseksüel bir şarkıcının bu kadar ünlü olmasına inanamadığını belirtmişti. Ersoy, 1981 yılında Londra’da cinsiyet değiştirme operasyonu geçirmiş ve uzun bir süre magazin gündemini işgal etmişti. Ersoy, 12 Eylül darbesi sonrasında 1981’den 1988 yılına kadar yasaklı bir dönem geçirdi. Uzun zaman sahne alamadı, albüm yapamadı. Çünkü Türkiye, onu kadın olarak tanımıyordu. Bülent Ersoy’un kimliği 1988 yılında Turgut Özal tarafından tanındı. Ersoy sonrasında “Diva” lakabını aldı. 

Kaynaklar: Insider, Billboard