“Yüzleşmek Bu Sonla” adını verdikleri yeni şarkılarını geçtiğimiz günlerde yayınlayan Rody Dünyada’yı Dergy’e konuk ettik. 

Sebla KOÇAN / [email protected]

Indie-folk dünyasının en kendine has ekiplerinden biri, Rody Dünyada. Grup, 2017 yılında Ümit Sergin ve Abdülkadir Demirci tarafından kuruldu. Lisede kurdukları dostluklarını sokaklarda birlikte müzik yaparak perçinledi, ikili. Daha sonra üniversite yüzünden yolları ayrıldı ama içlerinde yanan asıl ateşe, müzik yapma isteklerine daha fazla karşı koyamadılar. Binbir zorluk içinde İstanbul’da bir ev tuttular ve işte bugün dinlediğimiz, bağımlısı olduğumuz şarkıları böyle çıktı ortaya… Üzerlerinde hiçbir baskı hissetmek istemedikleri için, tamamen bağımsız olarak ilerlemeye karar verdiler. “Bizden Olmaz”, “Türkü”, “Uçar Gider Hepsi” gibi şarkılarıyla gönüllerde taht kuran Rody Dünyada, son single’ları “Yüzleşmek Bu Sonla”yı da geçtiğimiz haftalarda yayınladı. Rody Dünyada’yı Dergy sayfalarında ağırladık.

Lise yıllarından beri süren bir dostluğunuz var. Bu da nihayet bir gruba ve haliyle iş arkadaşlığına dönüştü. Birlikte çalışırken birbirinizi nasıl tamamlıyorsunuz? Kavga edip küstüğünüz oluyor mu mesela, nasıl bir iç dinamiğiniz var birlikteyken?

Açık olmak gerekirse uzun yıllardır arkadaş olmamızın iş arkadaşlığına dönüşme süreci biraz sancılı oldu. Müziğe ilk başladığımızda üzerimizdeki sorumluluk daha azdı ve üretim sürecimiz sancısız geçiyordu. Hiçbir kaygımız olmadığı için prova ve üretim süreçlerini sadece eğlence olarak görüyorduk. İşler ciddileşmeye başladığında eskiden kalma rahatlığımızı üzerimizden atmamız biraz zaman aldı. Deyim yerindeyse tembelliğimiz bizi olumsuz etkiledi. Zaman zaman tartışmalar yaşadık. Birbirimize surat astık fakat bunlar kısa süreli şeylerdi. Arkadaşlığımızı ve müziği ayrı yerlerde tutmayı becermeye başladığımızda her şey daha iyi oldu. Artık müziğe daha profesyonel bakıyoruz.

“Yüzleşmek Bu Sonla” çok sakin, deyim yerindeyse kıyı kıyı akan bir şarkı… Bu şarkıyla sakladıklarımız, hayal kırıklıklarımız, korkaklıklarımız su yüzüne çıkıyor. Aslında tam anlamıyla konuşamamanın, iletişim kuramamanın şarkısı bu. Ne zaman yazdınız, kayıt süreci ne kadar sürdü? Hikâyesi nedir bu şarkının?

Aslında bu şarkı birine korkak olduğunu söylemekten çok korkaklığımızı kendi yüzümüze vurduğumuz bir şarkı. Yaklaşık dört yıl önce bir gece yarısı doğaçlama bir şekilde gelişti. Kadir’in dolaştığı bir riff üzerine benim doğaçladığım sözlerle ortaya çıktı. Hayatımızın içe kapanık dönemleriydi ve sadece evde doğaçlama bir şeyler deniyorduk. Dışa açılmaktan korktuğumuz ve çekindiğimiz zamanlardı. Müziğimizi insanlarla paylaşmaya korkuyorduk açıkçası. Şarkının yazılması ve düzenlenmesi o gece neredeyse bitti aslında. Birkaç küçük dokunuş haricinde üzerine pek bir şey eklemedik. Şarkı uzun yıllar kenarda bekledikten sonra kayıt edildi. Kayıt süreci diğer şarkılarımızla birlikte on gün kadar sürdü.

rody dunyada dergy rop2

Birlikte çalmaya karar verdiğiniz o ilk an, bunu yıllarca sürdürmek istediğinizi fark ettiğiniz o kırılma anı nasıl bir şeydi? Nerede, ne zaman olmuştu, hatırlıyor musunuz?

Birlikte çalmaya karar verdiğimiz o ilk an aslında lise yıllarına kadar dayanıyor. Bu o zamanlar çocuksu bir heyecandı. Farklı şehirlerde üniversite okuma tercihi yapınca müzik bizim için sadece eğlenceye dönüşmüştü. Bursa’ya döndüğümüz yaz tatillerinde, sokakta gitar çalıp şarkı söylemeye devam ediyorduk. Asla ilerisini düşünmüyorduk. Zaten o zamanlar yaptığımız bestelerin gücüne de pek inandığımız söylenemezdi. Müziği bir kenara atıp okula yönelmiştik.Her şey Kadir’in bir gün İstanbul’a beni ziyarete gelmesiyle başladı. Hayatta en çok keyif aldığımız şeyin müzik olduğunu anladık. Sancılı bir süreç oldu ama Kadir Erzurum’dan İstanbul’a taşınma kararı aldığında içten içe bu kararın doğru olduğundan ikimiz de emindik. Birlikte şartlar gereği epey kötü bir ev tuttuk ve maddi olarak bizi zorladı. Bu yüzden zamanımızın çoğunu evde doğaçlama bir şeyler yazarak ve besteleyerek geçirdik. Bestelerimizi yakınlarımıza dinlettiğimizde olumlu tepkiler almaya başladık. İşte o zaman müzikte başarılı olabileceğimize inandık.

Bugüne kadar yaptıklarınızı hep bağımsız bir biçimde, bağımsız olarak yayınladınız. Bunun sebebi neydi?

Bunun en büyük sebebi bizim hayat mottomuzdu. İkimizde rekabetten hiç haz etmeyen insanlar olduğumuz için üzerimizde kimsenin baskısını hissetmek istemedik. Kendi imkanlarımızla aldığımız amatör kayıtları bağımsız bir şekilde yayınlamak istedik. Kimseye hiçbir eserimizi diretmedik. Beklenti içine de girmedik. Duygularımızı sadece içimizden geldiği gibi bağımsız bir şekilde müzik severlere ulaştırmayı istedik.

“DİNLEYİCİLERİMİZ BİZİ KİLİTLİ SANDIKLARDA TUTMAK İSTİYOR”

Üzerinde yaşadığımız topraklar üzerinde müzisyenler özgür değil, bazı değerleri uğruna sürekli mücadele etmek durumunda. Müzik yapabiliyor olmak size ne katıyor? Sizi özgürleştirdiğini düşünüyor musunuz? Müzik yapma dirayetinizi nasıl sağlıyorsunuz?

Ne yazık ki ülkemizde duygularımızı ve fikirlerimizi özgürce ifade etmenin bedeli ağır. Sadece müzik için değil, tüm sanatçılar bunun baskısını omuzlarında hissediyor. Müzik yapmak bizi tamamen özgür kılmasa da özgürlüğe yaklaştırıyor diyebiliriz. Özgürlük çok geniş bir kavram elbette, ne söylesek yetersiz kalacaktır. Yakın zamanda yaşanan ve hala devam etmekte olan salgından en büyük hasarı alan meslek gruplarından biri de biz müzisyenler olduk. Bu salgın ve maddi sıkıntılar dirayetimizi epey kırsa da üretmeye ve düşlemeye devam ettik. Bizi dirayetli kılan şey dinleyicilerimizle konserlerde buluşup, bağıra çağıra şarkılar söylemenin hayali oldu.

Rody Dünyada dinleyicileri çok kemik bir kitle. Sizi çok seviyor, sahipleniyorlar. Rody Dünyada dinleyicisini nasıl tanımlarsınız? Nasıl bir ilişkiniz var hayranlarınızla?

Aramızda çok sıcak bir bağ var. Ailelerindenmişiz gibi seviyorlar bizi. Hatta bazen bu sevginin aşırıya kaçtığı da oluyor. Mesela bazı dinleyicilerimiz bizi kimsenin keşfetmemesini istiyor. Deyim yerindeyse kilitli sandıklarda tutmak istiyorlar. Bu bizi hem güldürüyor hem de sevindiriyor. Böyle sevilmeyi herkes ister fakat bizim de artık sesimizi daha büyük kitlelere ulaştırmamız gerekiyor ki hayatta kalabilelim ve kemik kitlemizle daha çok konserde buluşabilelim. Bizi anladıklarını biliyoruz. Bizi çok sevdiklerini de… Bizim de onlarla aramızda güzel bir bağ var. Onlarla en yakın zamanda konserlerde görüşeceğimiz günleri iple çekiyoruz.

Bugüne kadar yaptığınız şarkılar içinde sizin için en özel olanı, “Bunun yeri bizde ayrıdır” dediğiniz hangisi oldu? Neden?

Henüz yayınlanmamış bir şarkımız var. Adı “Rüya”. İlk göz ağrımız. Her çaldığımızda bizi grubun kurulduğu ilk zamanlara götürüyor. Bu yüzden çok özel bir şarkı.

Gözlerinizi kapatıp hayal ettiğinizde bundan birkaç yıl sonra kendinizi nasıl hayal ediyorsunuz? 

Büyük bir Türkiye turnesi hayalimiz var. İmkanlar el verdiğince her şehirde konser vermek istiyoruz. Küçük şehirlerde müzik severlerin sevdiği sanatçılarla buluşma imkanları çok daha az. Biz o şehirlere de müziğimizi ulaştırmak istiyoruz. Üniversite şenliklerinin yeniden hayata dönmesini ve üniversitelerin yeniden müzikle buluşmasını istiyoruz. Üniversiteli gençlerin sanatla iç içe olmalarını istiyoruz. Sevgili Cem abi (Cem Kısmet) gibi kaliteli bir dizi için beste yapma hayalimiz de var. “Behzat Ç.” Gibi kaliteli bir yapım olursa tabii…

KISA KISA

  • Son dönemde takılı kaldığım şarkı,
    Ümit: Alice in Chains- Nutshell
    Kadir: Eden Project- Times Like These
  • Kulaklıklarımı takıp yürüyerek müzik dinlemeyi en sevdiğim yer, 
    Ümit: Kalabalığın içinde yürürken dinlemeyi çok seviyorum yerin pek önemi yok.
    Kadir: Genelde deniz kenarında yürürken dinlemeyi seviyorum.
  • Moralim yoksa bile beni yükselttiğini bildiğim, yüksek ses dinlediğim o şarkı,
    Ümit: Khruangbin- Pelota
    Kadir: Büyük Ev Ablukada- Havadar
  • Dinleyicisi olarak gittiğimde aklımı başımdan alan konser,
    Henüz öyle bir konserde bulunmadık. Umarız bir gün o duyguyu yaşarız.
  • Bir gün sahnemizde konuk olsa çok sevineceğimiz o müzisyen,
    Tereddütsüz ikimizin de cevabı Cem Kısmet. Büyük hayranlık duyuyoruz.
  • Günün en ilham veren saati,
    Çoğunlukla gece yarısından sonra bir şeyler üretiyoruz.
  • Dinlemeye asla tahammül edemediğim müzik türü,
    İkimiz de son dönem çıkan kalitesiz pop müziğe katlanamıyoruz, ve sahte Türkçe gangsta rap şarkılarına.