Yeni albümü Karanfil‘i geçtiğimiz günlerde dinleyiciyle buluşturan Spade427’yi Dergy’de ağırladık. 

Sebla KOÇAN / [email protected]

Cem “SPADE427” Deniz, 1993 yılında Ankara’da doğdu. 2006 yılında Freestyle yapmaya başladı. 2010-2012 yılları arasında Hip Hop etkinlikleri ve sokakta yaptığı Freestyle’lar sayesinde önce Ankara ve daha sonra tüm Türkiye’de bu konu ile ilgili en başarılı isimlerden biri olarak tanındı. 2012-2013 Yılında VooDoo Records bünyesine dahil oldu. Daha sonra 2016’dan itibaren çalışmalarına bağımsız olarak devam etmeye başladı. Spade, geçtiğimiz günlerde Karanfil adını verdiği albümünü de yayınladı. Ve bu albümü, Ankara’nın en önemli noktalarından Karanfil Sokak’a adadı. Mahlasındaki “427”yi Subayevleri – Aşağı Ayrancı otobüs hattından alan Spade427, bindiği otobüste kafasından geçen düşüncelerden freestyle’ın inceliklerine, müziğe neden ara verdiğinden eline kalemi aldıran sebeplere uzanan keyifli bir röportajla Dergy sayfalarına konuk oldu.

Albümü Ankara Kızılay’daki Karanfil Sokak’a adadınız.. Karanfil Sokak’ın sizdeki yeri neydi, sizi bugünkü siz yapan ne gibi bir özelliği vardı?

Karanfil Sokak o dönemler konserlere gitmeden önce ve dönüldüğü zaman genelde toplanılan yerdi. Kızılay’da olduğu için hepimizin yolu bi şekilde oradan geçerdi ve çok hareketli bir hip hop ortamı vardı. Kendimi geliştirmemi sağlayan bir sürü mücadeleyi ve paylaşımı orada yaşadım. Orada içinde kaldığım durumlar iyisi ve kötüsüyle bir tecrübeler bütünü oluşturdu ve bu bana hayata dair eşsiz bir bakış açısı kattı.

spade427-album-karanfil

Sizi aslında başından beri takip eden dinleyicileriniz freestyle konusundaki başarınızı biliyor. Hatta size “Son freestyle bükücü” deniyor. Freestyle çok idman gerektiren bir etkinlik, tamamen doğaçlama ve biraz da kendine güven… İyi freestyle yapmak isteyen genç rapperlara ne öğütlerdiniz?

İyi Freestyle yapmak isteyen gençlere kendi bireysel konfor alanlarının dışına çıkmalarını, dinleme becerilerini geliştirmelerini, eserlerde yazarların anlatım dillerine dikkat ederek kitap okumalarını öneririm. Mizahı hiçbir zaman hayatlarından eksik etmemelerini, çünkü bu en önemli noktalardan biridir freestyle için. Bir şeyi iyi yapmak aslında hata yaptığımız yönlerindeki hatalarımız üzerinde ustalaşmaktır diye düşünüyorum, bu bakış açısıyla pratik yapabilirler. Freestyle yaparken kendilerini dinlemelerini, an içinde sakin kalmalarını tekrara düşmek yerine de boşluk bırakmalarını öneririm. Doğaçlama yapmak bir bakış açısıdır bence ve karşındakinin algısını iyi yönettiğin bir illüzyon. Zihninize hem hiç düşünmemeyi hem de aynı anda tüm süreci takip edebilmeyi öğretmeniz lazım.

İsminizdeki “427 Subayevleri – Aşağı Ayrancı otobüs hattından geliyor. Gençliğimiz uzun zaman otobüste geçti, yol boyunca hayaller kurduk, hayatımızın önemli bir kısmını otobüs yolculuklarımız oluşturdu. O zamanlar otobüse binen Spade nasıl biriydi, nasıl hayalleri vardı, nasıl bir ruh haliyle nereye gidiyordu?

Benim için otobüslerde akşam saatleri biraz daha durgun hüzünlü düşünceler özellikle bir yerden dönülüyorsa, gündüzleri de biraz daha umutlu hisler vardır özellikle öğlenleri. Sabahlarıysa ya okula ya da işe giderken otobüsün maksimum doluluğuna son binen kişi olarak merdivenle otobüs kapısının camı arasındaki sıkışma anı gelir aklıma. Düşünceler değişken, bireysel olgunluk ve hayata dair farkındalık değişken olsa da sanırım her dönem hislerimiz aynı kalıyor. Örnekleyecek olursam benim için bazen “iyi bi kayıt almaya stüdyoya”, bazen “sokağa bebeleri görmeye”, bazen “bir şeyi başarma hissi”, bazen “bir dahaki sefere yaparım bu sefer olmadı, yapamadık”, bazen “bugün aldığım haber muhteşemdi!”, bazen “bu ne güzel bi randevuydu be!” bazen “umarım sınava veya işe gecikmem”…

spade427 dergy roportaj5

Bir süre müziğe ara verdiğinizi okuduk biyografinizde. Neden böyle bir karar aldınız? Müzik dışında başka bir iş yapıyor musunuz, yoksa o dönemde sadece dinlenmek mi istediniz?

Müziğe ara verme kararım hayatımın sosyal kısmı ve müzik kısmı birbirine çok karışmıştı ve o sırada bir yandan Üniversite hayatıma devam ediyordum bu süreçte zihnime çok yüklendim ve depresyona girdim. Zararlı arkadaşlıklar ve ilişkiler bunun tetikleyicisi oldu. O sırada Üniversiteye tutundum, bu sayede dünyanın görmek istediğim kısımlarını görme fırsatım oldu. Gönüllü çalışmaya Brezilya’ya, Erasmus’a Çek Cumhuriyeti’ne gitme fırsatım oldu. Bir yandan hayatta aradığım yaşam kalitesini ve kendimi sorguladığım uzun bir dönem oldu. Herkesin kendini bulma yolculuğu ve olacağı kişi farklı, benim içinde karakterimi staj yaptığım yerler, çalıştığım yerler, müzik yaptığım yerler, sokak ve Üniversite bir arada oluşturdu.

“DEMOLARIMI İLK DİNLETTİĞİM MC BANEVA’DIR”

Karanfil albümünde Şehinşah, Kamufle, Baneva, F.A gibi pek çok düet görüyoruz. Albümün kayıt süreci ne kadar zaman aldı? Sizi en çok zorlayan şarkı hangisi oldu?

Albümde beni en çok zorlayan şarkı Baneva ile olan parçayı kaydetmek oldu. Çünkü yazdığım asıl verse’ü sabaha kadar söz yazıp yorgun bi şekilde uyuduğum için bilgisayarıma kaydetmeden kapatıp uyuyarak kaybettim. Herhangi bir yazılı çalışmayı kaydetmediği için tamamını kaybedenler bu hissi bilirler. O yüzden tekrar yazmam ve içime sinen bir flow’la kaydetmem normalde aldığından daha çok zaman aldı.

spade427 dergy roportaj3

Şarkılar bittikten sonra ilk kime dinletirsiniz, kimin fikrini alırsınız? Tamamen son haline getirdikten sonra büyük ölçüde değiştirdiğiniz ya da çöpe attığınız şarkılar da olur mu mesela?

Bir şarkı kaydettiğimde aslında ilk dinlettiğim kişi Info olur, Yiğit’e de çok dinletirim demolarımı, sonrasında MC olarak aramızda en çok demo paylaşımı yaptığımız arkadaşlarımdan birisi Baneva’dır. Onların eleştirilerini birleştirerek ilerlerim. Aslında bir demoya veya şarkıya dair ne kadar çok fikir alırsanız kafanızın o kadar çok karışması ihtimali de var. Ben o yüzden müzikal yolculuğa büyük bir resim ve şarkılaraysa o resme vurduğumuz fırça darbeleri olarak bakıyorum. Çöpe attığımız veya büyük ölçüde değiştirdiğimiz şarkılarımız oluyor. Ben onlara mikrofon ve mix pratiği yaptığımız parçalar olarak bakıyorum sonuçta tecrübe de bir değerdir. Hiçbir efor ve emek boşa gitmiyor.

Rap müziğin altın çağını ülkemizde de yaşamasıyla birbirinden farksız, sırf beat üstüne söylenmek için söylenmiş karman çorman şarkılara denk geliyoruz. Karanfil ise pek çok anlamda sağlam bir albüm. Aslında rap’in omurgasında iyi bir kalem olmak önemli. Son dönemde rap dünyasındaki eserleri dil bakımından nasıl buluyorsunuz? Size kalemi en çok neler aldırıyor, sizi neler tetikliyor?

Yani bu “kafiye göz için midir yoksa kulak için midir?” tartışması gibi. Geçmiştede yazarlar, şairler, müzik çevreleri çok uzun süre bu konular üzerine düşünmüş. O yüzden ben kendi yapmak istediklerimi yaparak, yaratmak istediğim etkiyi yaratıp kendi rengimi katmaya bakıyorum bu tabloya. Dil çok yoğunsa dinleyici o an bunu almak istemiyor olabilir, dil çok hafifse genel kalite aşağı iniyor olabilir beyin tembelliği açısından, ama sürekli de beyin jimnastiği yapılacaksa o zaman müzik dinlemek yerine gidip kitap okunması zaten daha mantıklı olacaktır bu da bi gerçek. Yani madalyonun iki tarafındaki argümanlar sürekli birbirini iptal edebilicek şekilde eşit güçteler bence. Bir sürü başka soruyu daha doğuran bir soru bu. Bana kalemi aldıran etkenler ise, genel anlamda o sırada yaşadığım hisler oluyor. Bu toplumla alakalı canımı sıkan bir durum, ekonomik anlamda canımı sıkan bir durum, yolda yürürken tanıklık ettiğim bir durum, aldığım güzel bir haberin mutluluğu, yalnızlık, kalabalık, hüzün, öfke ya da neşe olabilir. Ben kendi anlatım dilimle dinleyici başka bir evrene çekmeyi seviyorum.

spade427 dergy roportaj2

17 yaşına kadar basketbol oynadığınızı biliyoruz, neden bıraktınız? Hala ara sıra oynuyor musunuz?

Basketbol hala oynuyorum. Türkiye’de büyüyen bir gençseniz hayatınız sınavlarla geçiyor sosyal sınavlarınız ayrı sistem sınavlarınız ayrı. O dönemler rap, graffiti, basketbol hayatımın tamamıydı zamanla sınavlar, okul ve zamanı yönetmek zorunda kalmaktan ötürü önce graffitiyi sonra da Basketbol’u bırakmak zorunda kaldım çünkü en sevdiğim şey rapti.

spade427 dergy roportaj4

KISA KISA

  • Bugüne kadar beni en çok etkileyen sahnem dizlerimin titrediği ilk sahnemdir.
  • Şimdiye kadar yaptığım için en gurur duyduğum şarkım MATRIX
  • En son izlediğim ve son dönemde beni en çok etkileyen film: En son izlediğim film Amerikan Gangsteri, son dönemde en çok etkileyen ise bir dizi olsa da “After Life”
  • Başucumda duran kitap Seneca – Mutlu Yaşam Üzerine & Mutlu Yaşamın Kısalığı Üzerine
  • En sevmediğim huyum fazla düşünmem ve bunun olduğum an’a yansıması.
  • Yurtdışında yaşayacak olsam İspanya’da yaşamak isterdim.
  • Konserini izlediğimde beni havalara uçuran, bana “Ben de sahnelerde olacağım” dedirten MC televizyonda “Lose Yourself” klibinde Eminem, gerçek hayatta ise Ceza’ydı