Yerli indie rock dünyasının en yeni ekiplerinden Yabancılar’ı geçtiğimiz haftalarda yayınladıkları “Ama Ama”yla Dergy sayfalarına konuk ettik. 

Fadıl DİNÇER/ [email protected]

2017 yılında İstanbul’da kurulan ve ilk performanslarını Kadıköy’de gerçekleştiren Indie Rock dünyasının dikkat çeken gruplarından bir tanesi Yabancılar. 2018 yılında stüdyo çalışmalarını  tamamlayıp yine aynı yıl Mesafe EP’sini yayınlayarak profesyonel müzik kariyerlerine adım attılar. Ertesi yıl yayınladıkları “Yeni Günler” ve son teklileri “Ama Ama” ile başarı grafiğini yükselten grup bir taraftan da yoğun bir şekilde konserlerine devam ediyor. Vokalde Umut Arda, gitarda Ömer Aşgın ve Yiğit Kaan Tacikiyan, bas gitarda Eren Deksiz ve bateride Ali Emre Özer’den oluşan Yabancılar’ı kendilerinden dinledik.

Umarım beğenirsiniz.

Not: “Ama Ama” çok iyi şarkı 🙂

yabancilar dergy rop4

2018 yılında çıkardığınız ilk EP’niz “Mesafe” ile profesyonel müzik kariyerinize başladınız ve hem müziğinizle hem de sizinle bu sayede tanıştık. Çok da Yabancı olmamak adına bize grubunuzdan kendi kelime seçimleriniz ve kendi pencerenizden bakarak biraz bahsedebilir misiniz?

Eren Deksiz: Aslında bu yola çıktığımızda hepimizin ilk hedefi sadece indie rock yapmaktı. Sound olarak The Strokes, Arctic Monkeys ve The Libertines gibi grupların çok etkisinde kaldık. Yani amacımız tamamen batı vokallerini kullanarak bu amaç doğrultusunda ilerlemekti ve hala bu amaç doğrultusunda yürüyoruz sanırım.

Ömer Aşgın: Merhaba öncelikle, bizim grubumuz İngiliz müziğini Türkçe sözlerle dinleyiciye sunmak amacıyla kuruldu. Bu amacın şu ana kadar çok da dışına çıktığımızı söyleyemem ancak çıktığımız oldu. Yine de, bu şekilde başladık ve devam ettirmek öncelikli amacımız. 2000-2010 döneminin Arctic Monkeys’i, Franz Ferdinand’ı ve The Libertines’i çok örnek aldık grubu kurarken. Sonrasında Strokes da buna dahil oldu ve bir şekilde müziğimizi harmanlayıp, kendi ambiyansımızı sunup kendimizi geliştirmeye devam etmeye çalışıyoruz.

Ali Emre Özer: Kendi adıma konuşursam ben bu grubu ailem gibi görüyorum ve insanları eğlendirmek, duygulandırmak benim için bu grupta yapılan en güzel şey olduğuna inanıyorum.

Şarkılarınızı dinlediğimizde bas-gitar-davul yürüyen bir sound görüyoruz -ki özlediğimiz bir şey aslında. Dijitalleşen ve müzik seslerinin giderek elektronikleştiği bir dönemde bir risk mi bu seçim yoksa punk rock hiçbir zaman ölmez mi? Ne düşünüyorsunuz?

Eren Deksiz: Aslında kendi fikrim adına konuşursam bence yaptığımız şey bir risk seçimi değil. Ben hala gitar müziğinin sattığına inanıyorum, sadece punk rock değil bence hiçbir alt rock dalının sonsuza dek tarihe karışmayacak. Ama dijitalleşen bir dünyada yaşadığımız için müziğin de bu doğrultuda gitmesi beni şaşırtmıyor şahsen.

Ömer Aşgın: Bizim müziğimiz punk elementleri barındırsa da asla punk olduğunu söyleyemeyiz açıkçası. Bas-gitar-davul yürüyen bir soundumuz var elbette ancak modernleşen dünyaya biz de bir şekilde ayak uydurduğumuzu düşünüyoruz. Böylelikle bizim için bir risk olmaktan çıkıyor elbette.

Ali Emre Özer: Türümüzün öleceğine inanmıyorum, kitlemiz nasıl olursa olsun kendi müziğimize devam edeceğiz.

yabancilar dergy rop3

2019da çıkardığımız Yeni Günler teklisi ile dikkatleri üzerinize çektiniz. Yeni Günler’ in sizin tarafınızdan hikayesi ya da özelliği nedir?

Eren Deksiz: Yeni Günler’i yaptığımız dönemde grupça büyük bir mental çöküntüden geçiyorduk. O dönemde kara kara oturup gelecek günleri düşünüyorduk ve Yeni Günler’i yapmamız aslında bir ilaç gibi geldi bize. Aslında bizim için bir şarkı değildi sadece tekrar müziğe yüzümüzü dönmemizi sağladı. O dönem dağılmayı falan düşünüyorduk çünkü ama insanların yaptığınız bir işe takdir gösterdiğini gördüğünüzde hayatınızda geri kalan hiçbir şeyin önemi kalmadığını gördük.

Ömer Aşgın: O zamanlar grupta Pasha Bayramov vardı vokalimiz. İki akor bulup bize göstermişti ve o ilk akorları bastığında bile şarkının iyi olacağını düşünmüştük. Geri dönüşler de o şekilde oldu. Çok sevinçliyiz bunun adına tabii. Yeni Günler şarkısı bende ayrı bir yer taşıyor.

Ali Emre Özer: Yeni günler benim için o yaşadığımız samimi günleri hatırlatıyor bana.

Müzik dünyasında grup olarak ilerlemek oldukça meşakkatli bir yolculuk. Sizde işler nasıl ilerliyor? Grupta bir görev paylaşımı var mı? Yoksa her konu ile ilgili ortak kararlar mı veriyorsunuz? Öyleyse bu çok seslilik kaosa yol açmıyor mu?

Eren Deksiz: Görev paylaşımı var evet genellikle konser yapmak istediğimiz zamanlarda mekanlarla Yiğit Kaan, ben ve menajerimiz Deniz görüşüyor, tasarım işlerine ise gitaristimiz Ömer bakıyor genelde. Küçük olaylarda fikir ayrılığı durumları oluyor ama bu kaos durumuna getirmiyor olayları, genellikle her şeyi aramızda konuşup halledebiliyoruz. Şarkı üretme kısmında ise genellikle beşimizden birisi şöyle bir şey yaptım diyor ve bir fikrin üstüne gidiyoruz eğer o an yaptığımız şey hoşumuza giderse aranje ediyoruz ve kayıt almaya gidiyoruz.

Ömer Aşgın: Elbette tartışmaya yol açıyor ancak bir şekilde halletmeye çalışıyoruz. Grup paylaşımı tamamen duruma göre ilerliyor. Kimin ne zaman müsait olduğu ve kimin ne yapabileceğine bağlı. Grupta herkesin müzik dışında da farklı farklı yeteneklerinin olduğunu düşünüyorum.

Ali Emre Özer: Ben bir grup olarak ilerlemekten çok memnunum, hatta ilk soruda dediğim gibi sadece arkadaşım değil ailem gibiler. ve birlikte bu işi yapmak dünyanın en keyifli işine dönüşüyor.

yabancilar dergy rop2

Dünyada müzik üretimi teknoloji yardımıyla  çok kolaylaştı (Şarkı yapımından bahsetmiyorum tabi):) Fakat bu sefer de dinleyiciye ulaşabilme vb gibi sorunlar ortaya çıkmaya başladı.  Tabiri caizse uzaya şarkı gönderme çağındayız. Yabancılar’ın bu konuda bir stratejisi var mı? Dinleyicinize ulaşabilmek adına neler yapıyorsunuz?

Ömer Aşgın: Bu konuda size katılıyorum. Artık her saniye yeni bir müzikle karşılaşıyoruz. Tabii ki bunun iyi ve kötü getirileri oluyor ancak bizim kendi kitlemizi oluştuğumuzu düşünüyorum. Bence burada önemli olan özgün olabilmek ve diğerlerinden ayrışabilmek. PR için özel olarak bir stratejimiz yok ancak denediğimiz tek şey özgün olmak diyebilirim.

Son tekliniz “Ama ama” yı çok beğendimi söyleyebilirim hatta tekrar tekrar dinliyorum. Bu şarkıya bir video gelecek mi? Bu tekli yeni bir hazırlığın mı habercisi?

Eren Deksiz : “Ama Ama” aslında gelecek albümün ilk teklisi, video klip olarak aklımızda bir şey yok fakat bu olmayacak anlamına gelmiyor elbette. Şu an önceliğimiz ise ocak ayında 2 şehir dışı konserimiz var biri İzmir diğeri ise Ankara. Onlara yoğunlaşmak ve şarkı üretebilmek albümün son demlerine doğru belki video klip için bir şeyler hazırlayabiliriz.

Ömer Aşgın: Çok teşekkürler öncelikle. Şu an bir video planımız yok ancak albüm geliyor.

7 – Son olarak Yabancılar’ın önümüzdeki planları nelerdir? Hayalleri nelerdir? Ya da daha kurumsal bir dille soracak olursak; kendinizi 5 yıl sonra nerede görüyorsunuz 🙂

Ömer Aşgın: Şu anki tek planımız önceki soruda da söylediğimiz gibi albüme odaklanmak. Onun dışında kurumsal cevabım ise her zaman kendimizi geliştirip her bir diğer şarkımızda dinleyiciyi kendimize çekebilmek. Büyük amaçlarımız elbette var ama taş üstüne taş ekleyip gitmeliyiz.

Ali Emre Özer: Ben kendimizi daha büyük kitlelere ulaştığımız bir gelecek görüyorum. Kendimize güveniyorum bu konuda.

KISA KISA

Eren Deksiz:

  • Son zamanlarda en çok dinlediğim şarkı All these things That I’ve Done – The Killers
  • Hayatımda müzik girmeseydi kesin öğretmen olurdum herhalde veya yazılımla falan uğraşırdım
  • Bana göre gelmiş geçmiş en büyük sanatçı/grup The Strokes sanırım çünkü kullandıkları gitar ve vokal teknikleri beni gerçekten şarkılarının içine çekiyor.
  • Başucu kitabım ise Cemal Süreya’dan şapkam dolu çiçekle bi nedeni yok aslında sürekli okumayı seviyorum.
  • En büyük hayalim Cage The Elephant ile konser vermektir, soundları çok hoşuma gidiyor.

Ömer Aşgın:

  • Son zamanlarda sürekli dinlediğim şarkı Fox Stevenson – Good Time
  • Hayatıma müzik giremeseydi kesin spora çok daha fazla odaklanırdım
  • Bana göre gelmiş geçmiş en büyük sanatçı/grup The Strokes çünkü benim en sevdiğim grup. Kişisel olarak dinlediğimde en çok hazzı Strokes grubundan alıyorum. Başka bir sebebi yok. Gece dinleyip en çok hazzı kimden alıyorsam en büyük sanatçı benim için onlar oluyor.
  • Başucu kitabım yok çünkü o kadar fazla kitap okumuyorum ancak çocukluğumda Percy Jackson’ı çok severdim. Fantastik kitaplar okumayı seviyorum genellikle. Kitap okumak yerine Football Manager gibi oyunlarla öldürüyorum vaktimi.
  • En büyük hayalim Glastonbury sahnesinde 2000’lerden herhangi bir indie rock grubu ile konser vermektir. Tabii realistik bir hayal değil o yüzden Türkiye’de Küçükçiftlik’de sevilen gruplarla çıksak bile gayet uygun benim için.

Ali Emre Özer:

  • Son zamanlarda sürekli dinlediğim şarkı Bad Suns – Daft Pretty Boys
  • Hayatıma müzik girmeseydi ne yapardım bilmiyorum
  • Bana göre gelmiş geçmiş en büyük sanatçı/grup Chester Bennington
  • Sahne farketmez ama Palmiyeler’le konser vermeyi cidden çok istiyorum.