Ana SayfaalternatifYiğit Atilla: "Tek isteğim, müzikten para kazanma kaygımı yok etmekti"

Yiğit Atilla: “Tek isteğim, müzikten para kazanma kaygımı yok etmekti”

Yerli alternatif sahnenin yeni yeteneklerinden biri olan Yiğit Atilla, yakın zamanda yeni şarkısı “Gerek Yok”u yayınladı. Genç müzisyen, Dergy’nin sorularını yanıtladı.

Sebla KOÇAN / [email protected]

Rock ve trap altyapılarını harmanlayarak yayınladığı “Gerek Yok” ve “Beni Severdin” şarkılarıyla müzik dünyasında yeni bir soluk, Yiğit Atilla. Konservatuvarlı genç müzisyen, henüz iki şarkı yayınlasa da dinleyicileri şarkılarının bağımlılık yaptığını söylüyor. Genç müzisyen, müzik dışında hep bir yedek planı olduğunu, ünlü olma hayalinin yeterince yorucu olduğunu düşünüyor. “Tek isteğim müzikten para kazanma kaygımı yok etmekti” diyor, samimiyetle. Yiğit Atilla, Dergy’nin sorularını yanıtladı.

Ankara doğumlusunuz ve 12 yaşında gitar dersleri almaya başladınız. Müziğe olan ilginizde ailenizin payı büyük, anlaşılan… Nasıl yönlendirdiler sizi müziğe, evde neler dinlenirdi?
Ailemin payı hem direkt hem dolaylı yoldan büyük aslında. Çok küçüklüğümden beri sinema hastasıydım. Gittiğim Disney filmlerinin, eve soundtrack albümleriyle dönerdim. Babam bir dönem TRT ses sanatçılığı da yapmış. Evde türkü mırıldanırdı. Annemse bir o kadar yerli yabancı pop hayranıdır. Ben biraz daha annemin tarzını seçmişim, hala 90’lar popunu çok severim. Bu sevgiyi de eğitime dönüştürmemde ailem direkt etki etti ve beni konservatuvara hazırladılar.

yiğitatilla3

İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda eğitim gördünüz. Konservatuvarlı bir müzisyen olmak bakış açınızı nasıl etkiledi?
Açıkçası eğitim ve disiplin bir yana, öğrenci arkadaşlarımdan ve ortamdan çok şey öğrendim. Çok disiplinli, ciddi emek harcayan insanlar çoğu. Ben klasik müziği pek sevemedim. O nedenle, yaşımın da getirdiği enerjiyle rock müziğe yönelmek istedim.

Şu ana kadar sizi iki single’ınızdan tanıyoruz. Peki 2020 içinde bir albüm ya da EP niyetiniz var mı? Şu sıralar ne üzerinde çalışıyorsunuz?
Aslında 15 kadar demo hazırladım. Kimisi akustik, kimi elektronik tarzda. Hangi sırayla paylaşacağıma karar verene kadar yeni besteler de yapıyorum. Single olarak ilerleyeceğiz muhtemelen. “Beni Severdin” ve “Gerek Yok” arasındaki kadar uzun bir süre beklemeyeceğim. Bu kez çok daha kısa aralıklarla parçalarımı paylaşabilmeyi planlıyorum.

yiğitatilla2

Manga’nın ön grubu olarak turnelerine dahil oldunuz. İlginç anılarınız var mı bu turnelerden, bizimle paylaşır mısınız?
Bodrum konserimiz sonrası tek çıkış kapısı önünde büyük kalabalık vardı. Elbette Manga’ya olan bir ilgi, biz de ekmeğini yiyorduk bu cool hayatın. Yaşlarımız 18’di ve şehir dışında konserler veriyorduk büyük kitlelere. Her neyse, bu kalabalığa takılmamak için Manga ekibiyle birlikte, kulise bitişik olan Starbucks’a atlayarak kaçmıştık. İnsanları baya şok eden bir hareket olmalı, kahve içerken havadan Manga düşmesi.

Gerek Yok

2012 yılında Papyon adında bir müzik grubunuz vardı. Hatta “Öyle Bir Geçer Zaman Ki”de oynadınız. Ne oldu, nasıl bir an geldi de solo olarak devam etmeye karar verdiniz? 
Papyon’la çocukluğumuz geçti. Kaygısız müzik yapmak çok zevkliydi, bir yaştan sonra herkesin yolunu çizmesi gerekti. Belki büyük paralar kazansak hala üstüne giderdik ama böylesi hepimiz için daha iyi olmuş. Tüm ekip üyeleri şu an başarılı müzisyenler oldular. Ben de müzik dışında bir kariyer edindim ve tekrar müziğe solo olarak dönmek için doğru zamanı bekledim. Kendim için en doğru zamanın geldiğini hissediyorum.

yiğitatilla4

“ÇEŞME’DE MANGA’YLA ÇALDIĞIMIZ KONSER AKLIMDAN ÇIKMIYOR”

“Gerek Yok”ta rock ve trap altyapılarını birleştiriyorsunuz. Peki bir şarkı yaparken, “Benim tarzım şudur, şu olmalı” diye düşünüyor musunuz? Nasıl tanımlarsınız yaptığınız müziği?
Açıkçası ben bestelerimi gitarla yapıyorum. Bir virtüöz de değilim, o nedenle basit ve melodisi akılda kalır şeyler deniyorum. Trap kısmı kardeşim ve ekibimden kaynaklanıyor. 98 doğumlu bir stüdyo ekibim var; kardeşim Ateş, ki kendisini de her yerde dinleyebilirsiniz, Cenker ve Berk. Bu ekip parçalarıma katkıda bulunduğu zaman, en güncel sound üzerinden ilerliyoruz. “Gerek Yok” hazırlanırken geçen yıl Ekim aylarıydı ve trap çok tavandı. Çıkarana kadar biraz fazlaca duyulmuş oldu maalesef. Sıradaki şarkılarımda bu duruma odaklanacağım. Yaptığım tarz bence şarkı ne gerektiriyorsa o. Modern devam da edebilirim, çok sevdiğim 2000’ler Türkçe Rock moduna da girebilirim her an.

https://www.youtube.com/watch?v=byZAKlzw8ls

“Gerek Yok” bir ayrılık şarkısı ve sözlerinde “Sensizlik daha iyi, gerek yok sevgine” diyor bizlere. Pek hayal dünyasında yaşamayan, gerçekçi bir şarkı bu.. Nasıl bir duyguyla, ne zaman kaleme aldınız bu şarkıyı, biraz hikâyesini anlatır mısınız?
Bu şarkının söz ve müziği kardeşime ait. Benim katkım aslında bazı kelimeleri değiştirmekten ötede değil. Ama genel anlamda onun yazımının gelişmesi beni mutlu ediyor. Yakınızdır ama bu sözleri yazacak derinlikte bir tecrübesi olduğunu bilmiyordum. Belki de yoktur, ilk fırsatta soracağım bunu. Hiç aklıma gelmemişti.

Hayatınızda müziği seçmeniz için sizi o yöne çeken, özel olduğunu düşündüğünüz, bir şeylerin doğru olduğunu hissettiğiniz bir an yaşadınız mı?
Papyon dönemi tahmin ediyorum 40-50 konser vermişizdir, bazıları da yarışmalardı ve çoğunu kazandık. Ama beni devam etmeye iten gün, Manga ile turnede olduğumuz Çeşme Açıkhava Konseri’ydi. O kadar büyük seyirciyi havaya sokup karşılıklı bir etkileşim yarattığımızdan beri tekrar o kalabalığın hayalini kuruyorum. Aradan 10 sene geçti, dün gibi aklımda o anki hislerim. 

https://www.youtube.com/watch?v=6KKc9Q8zZok

Yaşadığınız şehir müzikal olarak sizi nasıl etkiliyor? En çok hangi yer ve zamanlarda üretim yapıyorsunuz, nasıl bir rutininiz var? 
Açıkçası ben İstanbul’un güzel yanlarına doymuş hissediyorum. Benim için eski Taksim ve boğazdan vapurla geçmekti, tramvayla gezmekti olay. Şimdi daha sakin ve izole yaşamayı tercih ediyorum. Müzikal olarak da genelde evde, akşam vakitleri kulaklığı takıp loş ışıkta dakikalarca hiçbir şey yapmadan düşünmeye çalışarak vakit geçiriyorum. Beklediğiniz tarzda bir hikayem olmayabilir bu yüzden ama ben de isterdim deniz kenarına falan gidip çalabilmeyi. Bitmemiş beste dinletmekten bile çekinen biriyimdir, kötü yorumlardan yılmamak için.

yiğitatilla5

Henüz müzik dünyasında sizi yeni tanıyoruz. Peki kendinize hatırlattığınız, eğer bir şeyler yolunda gitmezse, motivasyonunuz düşerse diye kenarda kıyıda duran, sahiplendiğiniz altın bir öğüdünüz var mı? 
Her zaman yedek bir planınız olsun. Ben müziği en bırakmak istemediğim dönemde, reklam sektöründe işe girdim. TV’ye, radyoya çıkan, klipleri milyon izlenen, küçük yaşıma oranla egoya sahip olan biriyken stajyerlikten, bu yaşımda direktörlüğe yükseldim. Tek isteğim, müzikten para kazanma kaygımı yok etmekti. İnsanlara da bunu tavsiye edebilirim, ünlü olma hayali tek başına yetiyor zaten yorulmaya. Bir de zengin olma hayaliyle kasmanın alemi yok. Olacaksa olur, olmazsa müzik yapıp paylaşmış oluruz.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR