Uzun -ama gerçekten uzun- bir aranın ardından Kargo, bildiğimiz ve alışık olduğumuz kadrosu ile sahnedeydi. Herkesi geçmişe ışınlayan, arada geçen yılları sorgulatan ve “bir daha umarım hiç ayrılmazlar” dedirten konsere doğru uzanıyoruz şimdi.
İpek ATCAN / [email protected]
Normalde şehir dışında olacağım diye biraz tadım kaçıktı. Çünkü tam olarak neyle karşılaşacağımızı bilmememe rağmen Ankara’da verdikleri konserin videolarını izleyince muhakkak bu konserde olmam gerektiğini biliyordum. Nitekim iptal olan planım beni üzmedi, aksine mutlu etti. Konser alanına biraz geç gidebildim ve taksiden kalabalık bir insan korosunun eşlik ettiği ‘Renklerin İçinde**’ eşliğinde iniş yaptım. Sahnede yıllardır tanıdığım Koray’ı, Serkan’ı, Selim’i görmek çok güzeldi ama ben başladım insanları izlemeye -konserlerde en büyük hobim!- Bir kalabalık düşünün ki istisnasız herkesin gözlerinin içi gülüyor. Hani konserlerde vardır ya, “Ya iyi konserdi ama X,Y,Z kısmı da çok kötüydü” yorumları ve bakışları, yok… Birçok müzisyen arkadaşım ve diğer tanıdıklarımla yaptığım sohbetlerde de tek bir kötü yorum yoktu. Çünkü gerçekten kötü olarak söylenecek tek bir şey yoktu. “Makina gibi çalmak” derler ya gerçekten öyle çalıyorlardı.
Evet, grup daha öncesinde de kadro değiştirdi ama hepimizin bildiği, zihinlere kazınan kadronun bu olduğu net, aksini söyleyen olacağını sanmıyorum. Herkes kendi zaman tünelinde savrulurken ben de konserde, ‘Şairin Elinde’yi ilk dinlediğim zamanları düşündüm. 9 (yazı ile DOKUZ) yaşındaydım ve Kargo benim için yeryüzündeki en iyi grup olmuştu o şarkı ile. Klibine sayılı kanallarda denk geleceğim diye ekranın başına kurulduğum zamanları hatırlıyorum. Ve üzerinden geçen çok (sayı telaffuz etmek istemedim!) senenin ardından sahnede gördüğüm ekibe bir kez daha hayran kaldım.
Bize kalan şarkılar
Yaklaşık 2 yıl boyunca üstünde çalıştıkları Tribute projelerini duyduğumda acaba bir araya da gelirler mi, bir konser verirler mi diye çok düşünmüştüm ama henüz bir kesinlik yoktu. 90’ların sonu 2000’lerin başında Türkiye’deki gençliğin hayatına fon müziği olan Kargo’ya saygı albümü kapsamında yaklaşık 20 sanatçı yer aldı projede. “Kargo☆Yarına Kalan Şarkılar” isimli albüm serisi 4 pati halinde bizlerle buluştu. Albümde Abkountry, Aleyna Tilki, Barış Demirel, Batu Akdeniz, Buray, Cem Adrian, Deniz Tekin, Evdeki Saat, Gece, Gökçe, Jabbar, maNga, mor ve ötesi, Nilipek., Rashit, Sattas, Selin, Simge Pınar, Sufle, Şanışer, TNK, Vega ve Yalın sevilen Kargo şarkılarını seslendirdi. Ne güzel ki konserlerde de bu isimlerden sürprizler bizlerle buluşuyor. Ankara konserinde Harun sahneye çıkmıştı. İstanbul’da ise ‘Ateş ve Su’da Batu Akdeniz, ‘Kalamış Parkı’nda Aleyna Tilki sahnedeydi. Bu arada yeri gelmişken Aleyna Tilki’yi de çok başarılı ve cesur bulduğumu söylemeliyim. Cesareti benim için, hiçbir eleştiriyi takmadan bildiği yolda kendini geliştirmeye çalışarak ilerliyor olması. Onun için de Kargo ile sahnede olmak inanılmaz olsa gerek. Batu’ya da ayrıca bayıldım.
Keşke bitmese
Bis’teki 3 şarkıyla beraber 22 şarkılık bir setlist ile bizlerleydi ekip. Konser her bir şarkıda büyüyüp serpilerek devam etti. Sahnedeki espriler bambaşka bir atmosfer kattı ortama. M.Ş.Ş.’nin ‘Bad’lik Amiri’ performansı muhteşemdi (bu arada kendisi ile tribute albüm üzerine bir sohbet gerçekleştirmiştik. Onu da BURADAN okuyabilirsiniz) ‘Yıllar Sonra’da yine inanılmaz bir eşlik vardı. Hatta Koray sahneden “Bu şarkıyı kendimize yazmışız” gibi (tam cümleyi tabii ki hatırlamıyorum!) bir espri yaptı ki espriden öte resmen gerçekti. Çünkü yıllar sonra yine eskisi gibi sahnedelerdi. Zaten sonra kuliste sormadan ve de söylemeden edemedim “Nasıl bu kadar ara verdiniz? Ve umarım bir daha yapmazsınız”
‘Son Defa’, ‘Sonbahar’, ‘Yüzleşme’ ve ‘Boğaziçi’ gibi birbirinden güzel Kargo şarkılarına hep birilikte eşlik ettik.
Yıllarca Koray & Serkan’ı MaSKott ile ve ayrıca Koray’ı her cuma Hayal Kahvesi’nde izledim evet ve de çok severim. Koray’ın sesine zaten büyük hayranımdır hep ama bu bambaşka bir enerjiydi. Kendilerinin de bizimle aynı adrenalini yaşadıklarını düşünüyorum. Ben sadece bir şey müdahale edecek olsam -23 Nisan’da makam koltuğuna oturmak gibi! :)- son şarkı olarak ‘Yıldızların Altında’yı seçmezdim de yine kendi şahane şarkılarından birini seçerdim.
Herkese çok iyi gelen bir akşam olduğuna eminim. Ki Melis (Danişmend), Aslı (Gökyokuş) ve Kerem (Özyeğen) ile bol bol bunu konuştuk.
Biliyorum, bu bir proje. Ama dilerim bir proje olarak başlayan bu süreç kalıcı olur. Bizler de bol bol konserlerine gideriz ve hatta kim bilir belki de yeni şarkılar dinleriz 😉