Yok Öyle Kararlı Şeyler, yeni EP’leri dumanı üzerindeki Olasılıklar’la Dergy’nin sayfalarına konuk oldu. 

Sebla KOÇAN / [email protected]

Alternatif rock evreninin en sağlam ekiplerinden Yok Öyle Kararlı Şeyler, yeni EP’leri Olasılıklar‘ı Sony Müzik Türkiye etiketiyle yayınladı. Ekibin kimi üyeleri değişmiş. YÖKŞ artık Vokalde Erdem Topsakal, elektrik gitarda Çağrı Özer ve Arda Erboz, bas gitarda Cem Konuk ve davulda Emre Uyar’dan oluşuyor. Bu değişim de grubun sound’una kesinlikle olumlu yönde yansımış. Elimizde 2021 boyunca dinleyeceğimiz oldukça iyi bir EP var. Ve şarkı sözleri anında dile dolanıyor. EP’nin en dikkat çeken şarkılarından “Kendimden Utanmadan” Ziya Paşa’nın meşhur manzumesinden ilham alarak yazılmış, mesela. Kendi adlarına, müziklerinde artık istedikleri gibi davrandıklarını söylüyor, ekip. “Özgürlük, sadece güzel bir ütopya. Düşüncelere ve müziğe bile sansür uygulatabilen bir ülkede yaşıyoruz. Müzik de yıllar içinde bundan nasibini aldı. İşte tam da bu yüzden kafamızın dikine gidip, ne duymayı ve söylemeyi seviyorsak ısrarla onu üretmeye çalışıyoruz” diyorlar. Yok Öyle Kararlı Şeyler, Dergy’nin konuğu oldu.

Arda Erboz, Cem Konuk ve Emre Uyar grubun yeni üyeleri oldu ve size katıldı. Ekibe taze kan girmesi nasıl oldu, birlikte neler deneyimlediniz?

Yökş için üretime devam edebilmek için değişim kaçınılmazdı. Eski ekibin bir kısmının İstanbul dışında olması bir araya gelmemizi ve planlı programlı çalışmamızı aksatıyordu. Zaten onlar sadece bu grubun bir üyesi değil, bizim kıymetli dostlarımız. Onların da fikrini alarak ekibin tazelenmesinin hepimiz için çok daha iyi olacağına hemfikir olduk. Arda, Cem ve Emre gibi vizyonlu ve tecrübeli müzisyenlerin Yökş’e dahil olması büyük şans. Bu değişimin tavrımızdan tutun, sözlerimize ve müziğimize de olgunluk derecesinde yansıdığı inancındayız.

YÖKŞ olarak Olasılıklar’la birlikte farklı bir mottoyla geri döndünüz, “Kaygılarımızdan arındık, artık ne istediğimizi ve ne istemediğimizi biliyoruz” diyorsunuz. Belki de hayatta ne istemediğimizi bilmek hepsinden önemli sahiden… Bu EP’nin hazırlık aşamasında ne istemediğinizi fark ettiniz?

Geçmiş tecrübelerimizden öğrendik ki, kaygıyla ve beklentiyle üretim yapmak hepimizi olumsuz etkiliyor. Biz de tüm soru işaretlerimizden arınıp, başkaları duyunca memnun olsun diye değil, kendimiz dinlediğimizde gurur duyup keyif alalım diye şarkılar yazıp kaydettik. EP’nin hazırlık aşamasında tamamen kendi iç görülerimize güvenerek, kulağımızı dışarıya kapatarak çalıştık. Sonuçta grupça sahnede çalarken de, yolculuk esnasında kulaklıkla dinlerken de keyif alacağımız bir iş çıktı ortaya.

Yeni sound’unuzda elektronik altyapılar da duyuyoruz, synth kökenli detaylar da. Ama bu çok temelinde gerçekten de elle tutulur bir rock kısaçaları. Son birkaç yıldır rock yeniden canlanmaya başladı, sanki uyandığı uykudan uyanmış gibi. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

Açıkçası hangi müzik türünün daha popüler olduğuna çok kafa yormuyoruz. Popüler kültür bir çok sebeple, sıklıkla yön değiştirebilen bir konsept. Müzik türü kısıtlamalarına takılmadan, gerçekten duymak istediğimiz sesleri çıkartmaya çalıştığımız, kendimizi ve duygularımızı en iyi şekilde yansıtabilecek şarkılar yapmaya odaklanmış haldeyiz.

Yoks B1
Grup 2021 içinde 4 yeni şarkı daha yayınlamayı planlıyor.

Olasılıklar’ın kayıt süreci nasıl geçti? Salgın döneminde yayınlanmış olması sizleri etkiledi mi, bir araya gelmek ve üretmek zor oldu mu?

Tabii ki etkiledi. Gruptaki değişiklikler pandemiden hemen önce yapılmıştı. Stüdyoya bile girememiş ve yeni tanışmış bir ekiple yeni şarkı yazmaya başlamak çok ilginç bir deneyimdi. Bir araya gelme şansımız olmadığı için, kayıt öncesinde yaptığımız neredeyse tüm hazırlıklar görüntülü konuşmalar üzerinden yapıldı. Bulduğumuz fikirleri grupça stüdyoda çalarak değil de, kendi dünyalarımıza kapanıp öncelikle kişisel olarak geliştirmemiz gerekti. Bu bir bakıma işin detay seviyesini arttırmakla birlikte, tamamlanma sürecini bir hayli uzattı.

“150 YILDIR YÖNETENLE YÖNETİLENİN İLİŞKİSİ DEĞİŞMEDİ BİZCE”

“Hayatta her şeyle tek başımıza mücadele ediyoruz aslında” diyorsunuz. Ama bir yandan da 2011’den bu yana -büyük çoğunluk- birlikte çalıyorsunuz, yani aslında sıkıntıların bir kısmına da birlikte göğüs geriyorsunuz. Bu durumun avantajları neler sizce?

Grup olmanın hem artıları hem de eksileri olduğu söylenir. Hatta, “Her grup dağılmanın eşiğinde kariyerini sürdürür” diyordu The Eagles bir belgeselde. Pandemi gibi olağanüstü bir süreçte her ne kadar evlerimize çekilip, bireysel olarak içimize kapansak da aslında grup olarak çalışmanın faydalarını da görmüş olduk. Yalnız olmadığımızı, zor günlerde birbirimize destek olabileceğimizi ve kolektif bir üretim biçimiyle müziğimizi düşlediğimiz seviyelerin üstüne çıkarabileceğimizi bir kez daha anlamış olduk.

Bu kez Olasılıklar gibi daha anlamlı, insanın kulağına tam anlamıyla oturan, ilk dinleyişte insanı yakalayan (Kendimden Utanmadan da aynı şekilde) şarkılarınız var. Şarkıların oluşum sürecini anlatır mısınız biraz bize, neler sizi tetikledi, ne kadar zaman aldı kaydetmesi?

Olasılıklar’ın taslağı önceden hazırlanmıştı, diğerleri Erdem’in demoları halindeydi. Prodüksiyonu Arda devraldı ve Çağrı’yla ikisi ilk düzenlemeleri yaptılar. Kayıtlara kadar yapılan görüntülü konuşmalarla partisyonlar son hallerini aldı. O aralar her hafta yeni bir yasak, yeni bir kural gelip duruyordu ve biz de programlarımızı bunlara göre şekillendirmek zorunda kalıyorduk. Kasım 2020’de kayıtlara başladık, ancak zaman kısıtlamaları yüzünden bu süreç yaklaşık 6 hafta sürdü.

Olasılıklar’ın sözlerinde hiçbir istediği yolunda gitmeyen ve ne yaparsa yapsın şu kısacık hayat mücadelesinde gölgesiyle tek başına kaldığını kabul etmek zorunda olan bir karakter var.

Kendinden Utanmadan’ın nakarat sözlerinde geçen “Sen zâtını bu âleme elzem mi sanırsın? Sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın?” dizeleri Ziya Paşa’nın meşhur manzumesi Terkib-i Bend VIII’den. Bu şiir yönetenle yönetilen ilişkisinin aradaki 150 yıla rağmen pek değişmediğini hatırlatıyor bize. Kalan sözleri de bu perspektiften yazarak şarkıyı tamamladık.

Yökş Cover

Üzerinde yaşadığımız topraklar ne yazık ki bize umut ve özgürlük vaadetmiyor. Pandemi döneminde de özellikle müzisyenlerin ne kadar zor şartlar yaşadıklarını görerek bir kez daha bunu görmüş olduk. Müzik yapmak sizi özgürleştiriyor mu, iyileştiriyor mu? Dirayetinizi nasıl koruyorsunuz?

Burada ne yazık ki özgürlük, sadece güzel bir ütopya. Düşüncelere ve müziğe bile sansür uygulatabilen bir ülkede yaşıyoruz. Müzik de yıllar içinde bundan nasibini aldı tabii. İşte tam da bu yüzden kafamızın dikine gidip, ne duymayı ve söylemeyi seviyorsak ısrarla onu üretmeye çalışıyoruz.

Olasılıklar’ın devam EP’si gelecek mi, ya da 2021 içinde yeni bir albüm planlıyor musunuz? Neler var aklınızda bu yıl içinde yayınlamayı düşündüğünüz?

Olasılıklar EP’si üzerine çalışırken bitirdiğimiz 4 şarkımız daha var. Şu an onlar üzerinde çalışıyoruz. Tarih veremesek de, bu yıl içinde bu 4 şarkının da yayınlanacağını söyleyebiliriz sanırım.

KISA KISA

● Her yaptıklarını hayranlıkla dinlediğim grup …………… Umarım bir gün aynı sahneyi paylaşırız.
Erdem: Radiohead
Arda: Queens of the Stone Age
Çağrı: Karnivool
Cem: Alice in Chains
Emre: Tower of Power

● Bana göre en iyi araba kullanma / yolculuk yapma şarkısı …………………
Erdem: Outkast – SpottieOttieDopaliscious
Arda: Queens of the Stone Age – Songs for the Deaf albümü
Çağrı: Polynation – Why You
Cem: Pearl Jam – State of Love and Trust
Emre: Coldplay – Don’t Panic

● Ne zaman TV karşısına geçsem düşünmeden izlediğim dizi ………………..
Erdem: Friends
Arda: Parks and Recreation
Emre: Seinfeld

● Son dönemde izlediğim ve beni çok etkileyen film …………….. Hele ki şu
sahnesi: ………………….
Erdem: Ah Gözel İstanbul – kayıkla keşif sahneleri oldukça etkileyiciydi.
Çağrı: The Perks of Being a Wallflower; tedaviden sonra ana karakterin arkadaşları ile tekrar buluşup, nihayet hayat ile ilgili olumlamalara girebildiği son sahne.
Emre: What Dreams May Come; cehenneme gittiği zaman insanların suratına basarak geçtiği sahne muazzam etkilemişti beni.

● Son dönemde takılı kaldığım albüm ………….’ın …………… albümü.
Erdem: Riff Cohen – A La Menthe
Arda: Eleven – Eleven
Çağrı: Thom Yorke – Suspiria
Cem: Curtis Mayfield – Superfly
Emre: Hiatus Kaiyote – Choose Your Weapon

● Günün en sevdiğim saati …………… İşte o zaman üretkenliğim tavan yapıyor.
Erdem: Yazın öğleden önceleri.
Arda: Gün batımı ile gün doğumu arasındaki saatler.
Çağrı: Gece 3 gibi.
Cem: Çok değişiyor.
Emre: 23:00-02:00