Özel Dosya

İnternetin kültür harmonisi: Cadılar Bayramı’nı nasıl kucakladık?

Cadılar Bayramı, Anadolu topraklarından çıkmadı. Ama her geçen yıl kendimize biraz daha yakın buluyoruz bu adetleri. 2 bin yılı aşkın geçmişiyle siz deyin Cadılar Bayramı ben diyeyim Halloween ya da Samhain Festivali, internet ve neoliberal alışveriş merakıyla da kocaman bir partiye dönüştü. Fakat nasıl oldu da pek de “buradan” sayılmayan gelenekler hayatımızın yıllık bir geleneği oldu?
Eylül Bombacı - 14 Kasım 2025
post image

Özünü ilk önce Kelt Samhain festivalinden alan Cadılar Bayramı, aslında 2 bin yıllık bir tarihe dayanıyor. Esasen çiftçilik ve tarımla uğraşan bir halk olan Keltler, Hristiyanlık öncesi Kelt yılını tarım mevsimlerine göre belirliyordu ve Samhain; yazın sonunu, hasadı ve karanlık, soğuk kışın başlangıcını takvimliyordu. Festival, yaşayanlar dünyası ile ölüler dünyası arasındaki sınırın bir simgesiydi. Korkutucu kostümlerle kötülükleri uzak tutmaya çalışırken ev ocakları da kutsal şenlik ateşiyle yanmaya devam eder ki insanlar karanlıktan ve soğuktan kış aylarında korunabilsin. Romalıların M.S. 43’ten itibaren Avrupa’ya ve beşinci yüzyıldan itibaren Britanya’ya açılımıyla önce çok tanrılı Roma dinleri sonrasında da Romalıların Hıristiyanlığa geçişiyle Kelt gelenekleri asimile olurken farklı kültürler birbirine giriverdi. Hallowe’en yani inançları uğruna ölmüşleri hatırlama günü, “All Hallows’ Day” önceden 13 Mayıs’ta kutlanırken Papa Gregory bu günü 1 Kasım’a çekerek Kelt Samhain ölüler festivalini de bir kültür çorbasının içine kattı. 

İlginçtir ki Meksika’da 1 ve 2 Kasım tarihlerinde kutlanan ve daha çok ailevi bağlarla ilişkilendirilen Ölüler Günü geleneğinin kökeni hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı Meksikalı tarihçiler, bu geleneğin yerli Meksika halkları ve Aztek kültürünün etkisiyle ortaya çıktığını savunurken diğerleri ise, İspanyol sömürge döneminde Avrupa geleneklerinin, özellikle de Halloween’in etkisiyle biçimlenmiş olabileceğini öne sürüyor. Yine ölüler diyarıyla dünyaya perdelerini aralayan bu gelenekte de süslenmiş kuru kafa desenleriyle yüz boyamaları yapılıyor ve ölmüşler bu gecelerde aranıyor.

İnternet ve değişen tüketim alışkanlıklarımız

Şimdilerde ise birçok kültürü birden peşine takan Cadılar Bayramı küresel bir tema hâline gelmiş ve tarihi bilinir bilinmez, büyük bir kostüm partisine dönüşmüş durumda. Sosyal medya elbette doğru kostümü giymeyenlere kızanlarla, “Bu bir kostüm partisi değil, korkunç olmak asıl amaç.” diyenlerle dolmuşken belki de amaç sadece eğlenmek, kendini ifade etmekten geçiyor. Dünyada büyük bir fenomen hâline gelen 31 Ekim gecesi, bu sene Birleşik Krallık’ta yaklaşık 779 milyon sterlin harcamayla sona erdi. Partiler, bir kere giyilen kostümler, bir nevi harcama çılgınlığıyla ekimi kasıp kavururken Cadılar Bayramı şu soğuk kış günlerinin bizi üşüteceği gri günleri biraz olsun aydınlatacaktı belki de.

Anadolu Cadıları, toplanın

Cadılar Bayramı aynı Noel’den nasibini almış yeni yıl kutlamaları gibi Türkiye’de de varlığını bir şekilde devam ettirirken Hıristiyanlıktan gelen (ki anlayacağınız üzere tam olarak da öyle değil) kökleriyle kutlanması da kimileri tarafından yersiz bulunuyor. Aslında kapitalizmin de kültürlerin içerisine girmesiyle kendi geçmişinden iyice koparılan bu gece bir ritüelden çok bir parti gecesi ve yaratıcılığın farklı enlemlerde sergilendiği bir gelenek haline geldi. İnternetin ve ardından sosyal medyanın büyümesi, dünyada olan bitenlere erişimimizi artırırken hızlı ve tadımlık bilgiler de aslında aynı bir zamanlar asimile olan bu Samhain dini gibi bazı şeylerin unutulmasına ve bazı şeylerin daha da hatırlanmasına sebep oluyor. Böylece dünyanın dört bir yanından gelsin Cadılar Bayramı kutlamaları.

Fakat bu kadar bizden olmayan bir şeyi nasıl kendi içimize alabildik? Her geçen yıl daha çok ilgi gören bu bayram, bir yandan da bize ait olmamasıyla tepki çekiyor, geleneklerimize, örf ve adetlerimize ters bulunuyor. Tüm bunlar olurken Anadolu’nun ve bu topraklarda yaşayan ve yaşamış bir çok medeniyetinin de gelenekleri çoktan silinmiş veya başka inançlar ve geleneklerle harmanlanmış durumda.

Durum böyle olunca çok beklemeden kendi tarihini tekrardan yazan, gücünü ve topluluğunu eski nesillere göre daha çok internette bulan yeni jenerasyon içerisinde de çok daha kıymet görüyor Cadılar Bayramı. Global medyanın çevrimiçi yayın platformları ile daha ulaşılabilir hâle gelmesi ve meme’lerle dolu internet kültürü bambaşka dünyalara kapılar açarken o dünyaları farklı topraklara da getirmeyi başarıyor.


Sude Belkıs’ın Cadılar Bayramı ile bir aradalaşan ve ilk defa bu yıl yapılan Cadılar Birliği Kongresi de aynı bu şekilde ortaya çıkıyor. “Her yerin cadısı var bizim neden yok?” diye sorarken, cadılığın arkasında yatan feminist hikaye, Anadolu ve Trakya’nın hikâyelerini biraz daha farklı okumaya ortam sağlıyor.

@belkis_tv

Cadılar birliği kongresi tarz yarışmamız part 1

♬ orijinal ses – belkıs


Yani Cadılar Bayramı kimsenin çok da bilmediği o diziyi özgürce konuşabilmenin ama aynı zamanda kendini de yeniden yaratmanın günü haline gelmiş durumda. Kim bilir, belki de üstüne kapak örtülmüş Anadolu kültürlerini de tekrardan gün yüzüne çıkarır.

İlgili Yazılar
Development by Bom Ajans