Ana SayfaRöportajlarCem Gültepe: "Ne olursa olsun vazgeçmemelerini öneririm"

Cem Gültepe: “Ne olursa olsun vazgeçmemelerini öneririm”

5 – 15 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilecek olan 212 Photography İstanbul, 6. yılında da fotoğrafın yanı sıra farklı disiplinlerin de dahil olduğu kapsamlı bir programla bizlerle. Özellikle de bir bölüm var ki tabii ki ilgimizi çok çekti; son 30 yılda İstanbul’un ev sahipliği yaptığı konserler. Cem Gültepe kürasyonuyla gerçekleşecek sergiye ve tabii ki Cem Gültepe’nin konser fotoğrafçılığı serüvenine yakından bakalım istedik. Söz Cem’de…

İpek ATCAN / [email protected]

Aslında sokakları fotoğraflayarak başlıyor her şey… Kısaca başından bugün hikayeni dinleyebilir miyiz?

Evet ben de birçok fotoğrafçı gibi sokak fotoğraflarıyla başladım. Sokak, manzara, kuşlar, vapurlar vs. derken bunların peşinde epey vakit geçirdim. İlk başlarda çok sevsem de fotoğrafla olan ilişkim arttıkça bunların gerçekliği ve hissiyatının çok güçlü olmadığını düşünmeye başladım. Çünkü bu tarz fotoğraflarda çoğu şeyi ya kurguluyorsun ya da altına sonradan uydurma yazılarla hikayeleştiriyorsun. Halbuki iyi bir fotoğrafın kelimelere ihtiyacı yok bence. Bu düşünce beni bir süre fotoğraf çekmekten uzaklaştırmıştı.

Fotoğraf çekmek dışında en çok sevdiğim şey konserlere gitmekti, tabii yanımda arkadaşlarımızla kendi hatıra fotoğraflarımızı çekmek için iyi kötü bir makine de oluyordu ama makineyi ne zaman, hangi konserde sahneye çevirdim hiç hatırlamıyorum. Kendiliğinden bir şeyler birbirini bulmuştu ve zamanla sırf sahne fotoğrafları çekmek için konserlere giden biri olmuştum. Sevdiğim grupların/sanatçıların ya da hiç tanımadığım ama bundan iyi fotoğraf çıkar dediğim isimlerin konserlerine bilet alıp, makinemi içeri kaçak sokup gizli gizli fotoğraf çektim yıllarca. Ve konser fotoğraflarında beni fotoğrafa asıl bağlayan gerçekliği ve güçlü hissiyatları bulmuştum. Sahnede zaten iyi müzik varsa fotoğraflara yansıyan hissiyat da ne kadar gerçek dışı olabilirdi ki… Ayrıca bu fotoğrafların kelimelere ihtiyacı da yoktu. Artık sevdiğim şeyin ne olduğunu bulduktan sonra daha da hevesle devam ettim. Sonrasında doğru karşılaşmalar, doğru isimlerle denk gelişlerle Babylon, Zorlu PSM ve sonrasında da İKSV’yle çalışmaya başladım ve çok yoğun bir tempoda devam ediyorum.

Senin için en unutulmaz çekim hangisiydi ve neden?

Çok fazla var aslında ama en yenilerden olan 2022 yazında İKSV’nin 50. yılı için çektiğim Nick Cave konseri unutulmazlar arasında en başta artık. Zaten konser değil bir ayindi o gece. Sanatçı ve seyirci arasında oluşan bu kadar güçlü bir bağın ve etkileşimin ortasında kalmamıştım daha önce. Kendimi dinleyici olmakla fotoğrafçı olmak arasında zor ayırmıştım ama zor da olsa çekim yapmaya devam edebildim. Nasıl fotoğraflar çekeceğimi de öncesinde çok iyi biliyordum, çıkan fotoğraflara şaşırmamıştım hiç ama aklımdakileri gerçeğe dönüştürmenin hazzını o fotoğraflara baktıkça hala yaşıyorum.

Her birimiz onlarca fotoğraf/video çekeriz konserlerde ama senin/seni gibilerin yakaladığı duyguyu da asla yakalayamayız. Her biri sonradan telefonda yer kaplıyor diye silinen karelere dönüşür bizim için. Sen bu anları yakalarken neler hissediyorsun?

Fotoğraf sosyal medyanın da etkisiyle çok çabuk tüketilir hale geldi. Bir sürü uğraşın, koşturmacanın, emeğin sonunda ortaya çıkan işler birkaç gün sonra göz önünde olmuyor artık. Ama aralarında gerçekten iyi olanlar bir şekilde kendini koruyabiliyor, yıllar içinde sergilerde, kitaplarda kendini tekrar hatırlatabiliyor. Ben de konserlerde çekim yaparken doğru ışık, doğru açı gibi fotoğrafçılık klişelerine takılmayıp sadece en güçlü hissiyatın peşinde oluyorum. Eğer yakaladığım karede güçlü bir hissiyat varsa o mevcut ışığı doğru ışığa, açıyı da doğru açıya dönüştürüyor zaten. Ve bu fotoğraflarda da çok güçlü bir yaşanmışlık hissi oluşuyor, bu da o fotoğrafların zamansızlaşmasını ve yıllar sonra bir yerlerde kendilerini tekrar hatırlatmasını sağlıyor.

Evimde Muhsin Akgün’ün 2 tane kitabı var. Her biri gittiğim konserlerden unutulmaz kareler. Tam bir “coffee table book” misali duruyor, arada açıp bakıyorum. Senin fotoğraflarını da bilen biri olarak “nerede bu kitap, hadi artık” demek istiyorum 🙂

Bu artık bana en çok sorulan sorulardan biri olmaya başladı ama kitaba daha çok var 🙂 Aslında kitabın tasarımı, kapağı, hangi yayınevinden çıkarmak istediğim gibi şeyler hep hazır kafamda hatta fotoğrafları bile ayrı bir klasörde biriktirmeye başladım ama sırf adı kitap diye de erkenden yapacağım bir şey değil bu, daha fotoğrafını çekmeyi istediğim çok fazla grup/sanatçı var, onları çekip gerçekten kitap çıkarmaya değer bir içeriği tamamladıktan sonra çıkaracağım umarım.

212 Photography İstanbul’da Kayıtlı Hafıza isimli bir sergin olacak biraz ondan da bahsedelim…

5 – 15 Ekim tarihlerinde gerçekleşecek 212 Photography Istanbul Festivali’nin 6. yılındaki sergilerden bir tanesi de küratörü olduğum İstanbul’un son 30 yılda ev sahipliği yaptığı unutulmaz konser ve festivallerin fotoğraflarından oluşan içeriğiyle “Kayıtlı Hafıza” isimli sergi olacak. Müze Gazhane’de gerçekleşecek sergide birçok fotoğrafçı, gazete arşivleri ve organizasyonları yapan kurumların arşivlerinden aklımızda yer etmiş ya da ilk defa göreceğiniz dönemin ruhunu, neler yaşadığımızı ve unutulmayan anların fotoğraflarıyla birlikte müzik, sahne fotoğrafçılığı ve o dönem üzerine söyleşiler ve konserler de olacak.

Cem Gultepe

Ayrıca 2 söyleşide de yer alacaksın. O söyleşilerde bizleri neler bekliyor?

Söyleşilerden ilkinde Ahmet Uluğ moderatörlüğünde Aylin Güngör, Muhsin Akgün ve ben olacağız. Diğerinde ise yine benimle birlikte Artemis Günebakanlı ve Dilan Bozyel olacak. İki söyleşide de sahne fotoğrafçılığı üzerine, deneyimlerimizi, anılarımızı, heyecanlarımızı konuşacağız.

Son olarak bu yolda ilerlemek isteyenlere neler söylemek istersin?

Öncelikle ne olursa olsun vazgeçmemelerini öneririm. İlerledikçe de fotoğrafta neyi sevip sevmedikleri konusunda kendilerine karşı açık olmalılar. Ayrıca çekilen her fotoğrafla bağ kurulmaması da bence çok önemli çünkü iyi fotoğraf çekmek kadar iyi fotoğrafı yüzlerce kare arasından seçebilmek de çok önemli. Son olarak da fotoğraf çekerken ilk tatmin edecekleri kişinin kendileri olduğunu unutmamaları gerektiğini söylemek isterim.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR