Ana SayfaÖzel DosyaChatGPT ve onun gibilerin kökenleri: Yapay zekanın sınırları ve evrimleri

ChatGPT ve onun gibilerin kökenleri: Yapay zekanın sınırları ve evrimleri

Hayatımıza hiç beklemediğimiz bir anda girdi ChatGPT. Kimisi “sen nerelerdeydin şu zamana kadar?” diye sorarken kimileri için de varlığı bir tehdit oldu: Tıpkı hayatımıza öylece giren diğer beklenmedik şeyler gibi. Fakat gerçekten de bir anda mı karşımıza çıktı, yoksa başka maskelerle her zaman etrafımızda mıydı?

Eylül BOMBACI

Dünyaya bir çeşit matematiksel sihir gibi tanıtılan ve gerçekten de bazı konularda zaman kazandırıp mucizeler yaratan yapay zeka birkaç senedir yeniden markalaştırılarak farklı isimlerle önümüzde çıkıyor. Özellikle geçtiğimiz son 3 senedir; görsel üreteçleri, yazı tamamlayan robotlar ve markalar arasındaki rekabetle patlayan yapay zeka asistanlarıyla çokça sözünü ettirmeyi başardı. Bu yazıdaki amacımızsa yapay zekayı veya bununla birlikte geleceği lanetlemek değil, fakat onlarla geleceği güzel inşa etmek adına olumlu olumsuz taraflarıyla konuyu ele almak. Artık kendi yapay zekasını geliştirmeyen bir tane bile teknoloji şirketi bulamazken ChatGPT’den yola çıkarak yapay zekaya tarihsel ve tanımsal bir yolculuk yapıyoruz. Ne istedi ne oldu? Bireyler olarak taleplerimiz olabilir mi? Hep birlikte bakalım.

“Yapay zeka” dediğimiz kavram

Aslında ChatGPT’den bahsederken yapay zeka dediğimiz geniş bir sistemden bahsediliyor. Yapay zeka ise adını “zeka” dediğimiz aslında ucu bucağı olmayan, tanımlamasında ciddi tartışmalara yol açan bir yerden alırken zekanın “yapay” oluşu da bu geniş anlam kalıplarının üstüne bir tane daha eklemiş oluyor.

Yapay zeka dediğimiz kavramdan genişçe bahsetmek gerekirse, farklı “zeka” türlerini sistemsel olarak oluşturmak üzerine çalışmalardan meydana geliyor. Yapay zekayı tanımlamak üzerine yapılan eski çalışmalarda, bu tanımı anlayabilmek için zekayı tanımlayıcı bazı kavramlar üretilmeye çalışılıyor. Şu anda herkesin dilinden düşmeyen “yapay zeka”yı yapay zeka yapan deneylerin çoğu ise zekayı tanımlamak yerine daha çok birtakım görevleri tamamlayabilmek üzerine çalışmalar olarak karşımıza çıkıyor. Mesela satranç oynayabilmek gibi. 90’lardan başlayarak yapılan bu tarz çalışmalar inanılmaz bir başarıyla sonuçlanıyor tabii ki. Birkaç hedef öncesini ve ihtimalleri oyun kurallarına göre rahatlıkla hesaplayabildiği için bu konuda çok başarılı bir hale geliyor. Bunun üzerine 2000’lerde “Artificial General Intelligence” (AGI) popüler bir kavram haline geliyor. Neden genel diye sorulacak olursa, zekanın mantık, planlama gibi çok temel ve geniş kavramlarından yola çıktığı için bu isim uygun görünüyor. Fakat yapay zeka ile sadece bunun gibi basit görevleri yerine getirmek durmuyor, tanımlanabildiği kadar insan zekasının da üzerinde bir bütünsel zeka elde etmek hedefleniyor.

Yapay zeka, satranç oyunları ve bunun haricinde birçok şeyle bizim hayatımıza girerken son zamanlarda ise ChatGPT ile trend bir mesele haline geldi. ChatGPT ilk bakışta göze belki bir sihir, belki de sadece “yapay zeka” denip geçecek gibi bir şey olarak gelse de aslında son zamanların en önemli bilimsel basamağı “LLM” yani “Large Language Models”tan (Büyük dil modelleri) yola çıkıyor. Geliştiricilerin aynı beyin gibi birtakım sinirsel bağlardan oluşan bir ağ olarak düzenledikleri bu sistem bir cümlenin sonraki kelimesini tahmin etme şansına sahip. Bütün ihtimaller arasından en yüksek oyu almış seçenekleri bir araya getirirken hızlı bir şekilde bahsedilen sinirsel ağlardan yolculuk yapıyor. OpenAI’ın geliştirdiği ChatGPT, sadece metinden yola çıkarak anlama, matematik, hukuk, tıp gibi çok geniş bir skalada etrafa zeka pırıltılara saçarak halka açık ve bedava versiyonlarıyla birçok kişinin kalem arkadaşı, ders arkadaşı hatta danışmanı oldu. Birçok insan bilmedikleri veya hızlı yapmak istedikleri şeylerle ziyaret ettiği bu platformun aslen bir insanın yapabileceklerinin ötesinde bir şey yapamadığını iddia ediyor bilim insanları. Nasıl yani, o kadar şey danışırken mucizeler yarattığı düşünülüyordu? 2021’de GPT4’ün erken versiyonlarında yapılan testlerde şunu anlıyorlar: Evet GPT yeni güncellemeler ve tek bir seansta ona yüklenen bilgilerle dağarcığını genişletse de GPT üzerine yapılan bu pozitif ve fütüristik temennileri pek de karşılayamıyor.

Harvard kaynaklı “AI bizi nasıl başarısızlığa uğrattı?” isimli yazı da şu anki yapay zekanın nasıl tamamen ekonomi ve sektöre dayalı üretimler üzerine çalıştığından bahsediyor. Bu durum yapay zekayı korkulduğu gibi tehlikeli sulara doğru yol aldığını veya çok da verimli olmayacak sonuçlar da doğuracağından bahsediyor. Yapay zeka konuşulmaya başladığından beri süregelen “sayesinde işgücünde destek oluşturularak iş yükü azaltılacak ve insanlar daha az işle daha çok para kazanacak” argümanı bir kenara atılırken son 45 yılda işgücü verimlilik oranı hızla azalıyor ve bunun üzerine gelen olanak ve ödemeler ise gitgide daha da kısılıyor ve daha çoğunlukla büyük teknoloji şirketlerinin üst düzey yöneticilerine pay biçiliyor. Yani yapay zeka tüm halkın işini kolaylaştırıp daha kolay para kazanmasını sağlayarak bireyleri özgürleştirmek yerine, tekelleşmiş teknoloji sermayesine ciddi bir orantısızlıkla dağıtılıyor.

Yapay zeka yaratıcılığa meydan mı okuyor?

Bu dönemden en çok gelir sağlayan teknoloji şirketleri ise diğer alanlara göre kendi çalışanlarına çok daha düşük bir gelir paydası ödüyor. Bunun yanında film ve müzik camiası gibi sanatsal sektörlerde, özellikle daha önce bahsettiğimiz “Büyük dil modelleri” hızı ve detaylı metinler yazabilme yetisiyle birçok alanda çalışan insanların ekonomik özgürlüğüne tehditte bulunuyor. Tabii ki konu sanat olunca sadece mesele finansal değerler değil aynı zamanda kişinin kendini gerçekleştirme ve kendi bireysel sınırlarına da bir saldırı olarak görülebilir. Yıllarca mücadelesi verilen ve kimi işler için önemli bir yetenek olan “yaratıcılık” yapay zeka içerisinden de “üretilebilecek” bir sermaye olduğunda kimi sanatçı için bu durum tehdit kimisi için de yeni yaratıcılıklara kapı açacak bir olanak haline geliyor. Geçtiğimiz aylarda çokça duyduğumuz hatta bazı filmlerin çıkışını geciktiren büyük Hollywood grevi de yapay zeka kullanımına kısıtlama getirilmesine dair taleplerde bulunuyor. Gitgide düşen ödeme oranları ve yıllarca vakti nakit olarak bildiğimiz bu öğretiler sonrasında bazı şeyleri bir çırpıda önümüze koyabilen sistemleri gitgide hızlanan ekonomide ciddi bir önem taşıyor.

Dahası yapay zeka kullandığı bilgileri insanlar tarafından kaydedilmiş bilgi arşivlerinden alıyor. Karar mekanizması şimdilik insanın verdiği kararlardan farksız ama bir o kadar da hızlı ve optimize edilmiş şekillerde sunuluyor. Bu nedenle çağımızın belası güvensiz ve kutuplaşmış politik dünyayı pekiştirmiş oluyor. Ekonomiye ve aslında tüm işlerimize kazandırdığı hızla geldi ChatGPT ve onun tüm yapay zeka dostları. Bir anda tüm yüzlerin ona çevrilmesiyle bir nevi devrim yaratırken beraberinde konuşulması ve tartışılması gereken bir sürü sorun, tanım ve düzenlemeleri de yanında sürüklüyor tabii ki. Aynı matbaa, barut ve sanayi devrimi gibi…

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR