Ana SayfaMüzikDemir Demirkan: "İki farklı hayat yaşamak beni daha da besliyor."

Demir Demirkan: “İki farklı hayat yaşamak beni daha da besliyor.”

Demir Demirkan, Hayko Cepkin, Fatma Turgut ve Ferman Akgül gibi isimlerin de yer aldığı bu proje ile karşımızda! Pandeminin ardından bir dönüş diyebileceğimiz bu projeye dair sorularımızı kendisine yönelttik.

Batıkan BAKSI / [email protected]

İlk olarak 10 şarkılık yeni projenizle başlamak istiyorum. Hayko Cepkin, Fatma Turgut ve Ferman Akgül gibi isimlerin de yer aldığı bu projenin çıkış noktası neydi?

Pandemiden beri uzunca bir süre sahneden ve dinleyicimden uzak kaldım. Bu nereden baksanız 4 yıla yakın bir süre. Bu süre içinde de haliyle çok sayıda grup albümler ve sahne olmak üzere müzik üretmeye ve çalışmaya devam etti. Kendimi biraz olsun hatırlatmak, yeni nesile tanıtmak ve sahneye tekrar doneceğimi ifade etmek için böyle bir proje yapmak istedim. Hayko, Ferman ve Fatma ile ortak bir projede olmamız da tesadüf değil. Hayko ile zaten dostluğumuz neredeyse kardeşlik denebilecek kadar eski. 2004 albümümde ve sonrasındaki Türkiye ve Avrupa konserlerinde birlikte çok zaman geçirdik ve ardından da iletişimi hiç koparmadık. ‘Kahpe’nin klibinde Hayko klavye çalıyor, şimdi de birlikte söylüyoruz. Bu uzun zamandır gerçekleştirmek istediğim bir şeydi çünkü Hayko’nun yeteneğine, profesyonelliğine hayranım ve onunla gurur duyuyorum. Fatma ile zaten Model’den beri arkadaşız ve birlikte bir çok başarılı işlere imza attık. Çok iyi dostuz ve müzik dışında da birlikte zaman geçiriyoruz. maNga ile beste ve prodüksiyonda birlikte çok başarılı bir iş yaptık. ‘Yadeller’in olduğu EP’yi birlikte hazırladık ve harika bir zaman geçirdik. Bütün ekip ile dost olduk. Ferman ile ‘Gitti Gider’i seslendirmek ve Ferman’ın ikinci tekrarda sözleri rap yapması şarkıya taze bir kan getirdi. Bu projede bu isimler var, kim bilir belki ilerde, birlikte çalışma şansı bulduğum başka dostlarımla yeni bir projede bir araya gelebiliriz.

Siz şarkıcılıkla birlikte aslında temel olarak virtüöz sayılabilecek bir gitaristsiniz ve dünya genelinde de gitaristlerin sanatçı” arkadaşlarıyla yaptığı albümler çok ses getiriyor. Yeni projenizi de bu tür bir iş birliği albümü olarak nitelendirmek mümkün mü?

Çok teşekkür ederim. Bu projede yeni bir şarkı yazmadık, eski şarkıları birlikte yorumladık. Bahsettiğiniz gibi bir iş birliği için sıfırdan projeler üretmek tercihim olabilir ama şimdilik böyle bir plan yok. Öteki taraftan bahsettiğiniz gibi bir çalışmayı Amerika’da yapma düşüncesindeyim, ama bunun için daha zaman var.

“Demir Demirkan albümü söz konusu olunca kaydı canlı yapmak tercihim.”

Duyduğuma göre albümdeki konukların performansları video klip olarak da kaydedildi. Albümdeki diğer tüm performansları bu şekilde klip formatında da görecek miyiz? Çünkü Türkiyede albümün tamamının canlı çalındığı bu tarz performans videolarına rastlamak pek mümkün olmuyor günümüzde.

Evet, performanslar videoya da çekildi. Şu anda ‘Gitti Gider’in videosu YouTube kanalımda mevcut. Diğerleri de şarkılar ile eş zamanlı yayınlanacak. Açıkçası uzun zamandır canlı kayıt (buna müzisyenler arasında “hücum kayıt” da deniyor) yapmıyordum ve çok özlemiştim. Benim müzikte var oluşum performans tabanlı olduğu için performansı iyi olan müzisyenlerle canlı çalıp bunu kaydetmek bana doğal gelen bir şey. Yıllarca aranjörlük, prodüktörlük ve film/tv müziği yaparken tabii ki bilgisayarın başında bir sürü iş yaptım ve itiraf edeyim bu konuda oldukça fazla deneyimim var. O da güzel, bu şekilde çalışmayı da seviyorum ama bir “Demir Demirkan” albümü söz konusu olunca kaydı canlı yapmak tercihim.

Teknolojik imkanların gelişmesi albümlerin prodüksiyon aşamalarını da daha mekanik hale getiriyor. Siz, yeni projenizde canlı kayıt yapmayı tercih etmişsiniz. Tüm ekiple bir arada albüm kaydetmek size nasıl hissettirdi?

Bahsettiğim gibi elektronik ortamda da çalışıp, üretmeyi çok seviyorum. Evet doğru, eğer amacınız hızlı üretimler yapıp tribüne oynamak ise iş çok mekanik bir hale gelir. Ben açıkçası böyle işler duyunca geçiyorum ama yine bu metod ile çok çok iyi işler çıkaran sanatçılar da var. Dediğim gibi solo sanatçıların albüm prodüksiyonlarını ve film/tv müziği yaparken bilgisayar karşısında çok zaman geçiriyorum. Bu yalnız geçen uzun günler ve geceler de başka bir yaratıcılık kapısı açıyor bana. Ancak, zaten sahneye taşımak istediğim ve dinleyici ile canlı olarak paylaşacağım şarkıları grup ile düzenlemek, provalarını yapmak ve kaydetmek bana daha doğru ve eğlenceli geliyor. Müzik üretmenin, yaratıcılığın kolektif ve fiziksel halde deneyimlenmesi sonucu da etkiliyor tabi. En önemlisi, tekrardan bir sahne düzenlemesi yapmak gerekmiyor çünkü şarkılar zaten en dinamik haliyle performansa hazır oluyor. Grup ile stüdyoda zaman geçirmek, sohbet etmek, düşünce alış verişi yapmak ve sonra da müzikal olarak bütün bunları gerçekleştirebiliyor olmak aramızda başka bir bağ kuruyor. Bu bağın samimiyeti de kayda ve prodüksiyona yansıyor tabii. Önemli olan bu enerjiyi de müzik ile birlikte kayda geçirebilmek, yani gerçekte yaşananın eksiksiz bir fotoğrafını çekebilmek. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyorum.

Demir Demirkan deyince akla müziğin her alanında üretimler yapan bir sanatçı geliyor. Üretiminizi aktif tutabilmek için en büyük motivasyon kaynağınız ne?

Kendi adıma bir şey üretmek söz konusu olduğunda bazen aylarca hiç çalışmadığım oluyor. Aklıma bir sürü şey geliyor ama kayda değer olanı gelene kadar harekete geçmiyorum. Söyleyecek yeni bir söz, bir bakış açısı veya durdurulamaz bir müzikal dürtü olduğunda çalışmaya başlıyorum. Profesyonel işler başka ama, yani film müziği veya başka bir sanatçının işi söz konusu olduğunda çok disiplinli bir çalışma programım var. Bunun güzel yanı şu, bu türlü işleri yaparken bir sürü yeni fikir doğuyor ve bunlar da benim şahsi üretimimi besliyor. Dolayısıyla bu iki dünya aynı anda gerçekleşmese bile birbirini destekliyor.

“Ülke kültürü her geldiğimde biraz daha değişmiş oluyor.”

Amerikadan Türkiyeye üretimler yapan bir sanatçısınız, haliyle çok kez Türkiyeye gidip geliyorsunuz. Bu yolculuklar sizin üretiminizi ve bakış açınızı nasıl etkiliyor?

Ülke kültürü her geldiğimde biraz daha değişmiş oluyor. Yanlış anlaşılmasın, çok uzun süreler uzakta kalmıyorum, hemen hemen yılın dört ya da altı ayı Türkiye’deyim. Jargon, konular, gündem, tavır, espiri anlayışı o kadar hızlı değişiyor ki ülkemizde, her geldiğimde ilk bir iki hafta bakış açımı güncellemem gerekiyor. Amerika’daki hayatım Türkiye’deki hayatımdan çok ama çok farklı. İki farklı hayat yaşamak beni daha da besliyor. Dil, anlayış farklılıkları, ilişkiler, tavır farkılıkları, günlük işleyiş, başka bir kültürün iyileri kötüleri, doğrularını yanlışlarını içselleştirmek insanın ruhunu genişletiyor. İki dünya arasındaki aynılıkları ve farklılıkları eşlemek ve benimsemek beni doyuruyor. Evet kafa da karıştırıyor. Çok ince bir çizgi ama zor da olsa doğru bir şekilde yaşayabiliyorum bunu.

demirdemirkan4

Yıllar sonra yeniden Pentagrama dönüp, yeniden Pentagram dinleyicisiyle buluşmak; üzerine bir de grubun yeni albümünde gitar çalmak size nasıl hissettirdi?

Tek kelimeyle harika!! Öncelikle kardeşlerimle birlikte zaman geçirmek çok doyurucu. Açıkçası müzik bunun arkasından takip ediyor. Şöyle izah edeyim, birlikte zaman geçirmekten hoşlanmadığım insanlar ile müzik de yapamıyorum, zorlayıp yapsam da sonuç berbat oluyor. Zaten bunu niye yapayım ki? Ama bunun tam aksine, birlikte olmaktan büyük keyif aldığım, beni ruhen ve zihnen besleyen dostlarımla üretmek gibisi de yok. Sonuç ise tartışmasız daha iyi oluyor. Dolayısıyla, Pentagram zaten benim profesyonel müzisyenliğe ilk adımım ve “performer” maceramın alfabesi. Bütün canlı performans kültürümün köklendiği yer Pentagram. Haliyle yıllar sonra, ve bu yılların deneyimi ile yeniden gerçekleşen bu buluşma inkar edilemez ve kapsayamadığım bir güzellik, bakmaya doyamadığın bir şafak veya dolunay gibi…

Geçtiğimiz ocak ayında Blindda Ferman Akgül ve Fatma Turgutun da katılımıyla bir konser gerçekleştirmiştiniz. Yeni projenizle birlikte sizi Türkiyede solo olarak ve diğer sanatçı arkadaşlarınızla konserlerde görecek miyiz?

Umarım olur. Yaz için planlanan bazı konserlerde aynı festivallerdeyiz. Bakarsınız birbirimizin sahnesine de konuk oluruz. Yeni yayınlamaya başladığım bu “Live” projede birlikte seslendirdiğimiz parçaları sahnede dinleyicelerimiz ile de paylaşabilmek büyük mutluluk olur.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR