Ana SayfaÖzel DosyaJean-Luc Godard'ın ardından

Jean-Luc Godard’ın ardından

Sinema dünyasının önemli isimlerinden Jean-Luc Godard’ın ardından onu film sektörüne getirdiği yenilikler ve eserleriyle anıyoruz. 

Zeynep SİPAHİ / [email protected]

Fransız Yeni Dalga Sineması’nın öncülerinden olan 92 yaşındaki Jean-Luc Godard, bugün hayatını kaybetti. Sinema tarihine birçok başyapıt bırakan Godard, 1950’li ve 60’lı yıllarda sinemanın kalıplarını yıkıp dışına çıkmayı amaç edinen Fransız Yeni Dalga Akımı ve sinemasının önde gelen yönetmenlerinden biri, aynı zamanda da dünyadaki ilk film eleştirmeniydi. François Truffaut, Éric Rohmer ve Claude Chabrol gibi Fransız yönetmenlerle birlikte sinema yolculuğuna başlayan Godard, imza attığı her yapımda sinemayı özgür bırakma gayesi taşıyordu. Gelin bu değerli yönetmenin unutulmaz filmlerini yeniden hatırlayalım.

À Bout de Souffle

Dilimize “Serseri Aşıklar” olarak çevrilen “À Bout de Souffle”, Godard‘ın 1960 yılında çektiği ilk uzun metrajıydı. Aynı zamanda da Fransız Yeni Dalga Sineması’nın ilk örneklerinden biri olmasıyla sinema tarihi açısından da büyük öneme sahip bir filmdir.

Une Femme est Une Femme

1960 yılıyla birlikte zengin bir üretim sürecine giren Jean-Luc Godard, “À Bout de Souffle” filminin ardından ikinci uzun metrajı olan “Une Femme est une Femme”ı çekerek sinemanın kalıplaşmış kurallarını yıkmaya devam etti.

“Vivre sa Vie: Film en Douze Tableaux”

Nana adlı genç bir kadının hayatını konu edinen “Vivre sa Vie: Film en Douze Tableaux” 12 bölümden oluşur. “Une Femme est une Femme” filminde de başrolü üstlenen Anna Karina‘nın sergilediği başarılı performansla birlikte bu film de Godard‘ın sinematografisinde önemli bir yere sahiptir.

Masculin Feminin

Mubi’de de şu an gösterimde olan “Masculin Feminin”, isminden de anlaşılacağı üzere, kadın-erkek ilişkilerine odaklanır, ancak bu film içerdiği mesajlarla yayınlandığı dönem politik tartışmalara da neden olmuştur.

Prénom Carmen 

“Masculin Feminin” filmiyle birlikte eserlerinde politik mesajlar vermeye başlayan Godard, bunu diğer pek çok filminde de kullanmaya devam etti. 1983 yılında çektiği “Prénom Carmen”, Fransız Yeni Dalga Sineması’nın günümüze kadar gelişindeki önemli yapımlardan biridir. Senaryo ise bir nevi Stockholm sendromunun tersten okuması gibi de düşünülebilir. Filmde, terörist olan Carmen‘in bir polise aşık olmasını izleriz.

Adieu au Langage 

Godard dört yıl öncesine yani 88 yaşına kadar üretimini asla kesmedi ve sinema tutkusundan asla vazgeçmedi. 2014 yılında ilk üç boyutlu filmi olan “Adieu au Langage”ı çekti. Film insan ilişkilerine ve dilin önemine odaklanırken yine toplumsal ve politik göndermeler de içeriyordu.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR