Röportaj

Lin Pesto: “Lin Pesto karakteri benim tam zıttım”

Uzun süren sessizliğinin ardından müzik dünyasına tekrardan "merhaba" diyen Lin Pesto ile hem yeni albümü "Kabul" hem de “Değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul etmek üzerine” konuştuk.
Sarp Rüzgar Atila - 26 Eylül 2025
post image

Lin Pesto, uzun bir sessizliğin ardından, ilk uzunçalar albümü “Kabul” ile müzik dünyasına geri döndü. Temasını, “Değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul etmek üzerine” olarak açıkladığı albümünü “Yenilgi ve ölüm” kavramlarının üzerine inşa etmiş. “Kişisel” bir taraftan yazdığını söylediği şarkılarda bu kavramları iyiden iyiye hissediyoruz.

Ekim ayında gerçekleşecek konserleriyle birlikte dinleyicisiyle de yeniden buluşacak. Biz de bu “geri dönüşü” fırsat bilip Lin Pesto’nun kapısını çaldık. Albümü de konuştuk dünyasını da…

Müzik dünyasına tekrardan hoş geldin diyerek başlayalım. Bu geri dönüşün arkasında nasıl bir hikâye var? “Kabul” isimli ilk uzunçaların senin için ne zamandır gündemdeydi ve prodüksiyon süreci nasıl geçti?

Merhabalar, çok teşekkür ederim. 2019’un sonlarına doğru yeni bir albüm için şarkılar yapmaya başladım. 2020’de pandemi ile birlikte bu süreç kesintiye uğradı. Uzun bir süre şarkı yapamadım. Belirsizliğin de vermiş olduğu sıkıntıdan dolayı bu süreç beş sene kadar uzadı. Prodüksiyon sürecinde yalnızdım. Daha kolay olacağını düşünmüştüm fakat hiç de öyle değilmiş. Albümü bitirmekte oldukça zorlandım. Bu deneyim sayesinde artık müzik ile ilgili çoğu şey hakkında farklı düşünüyorum.

Albümün dünyasında hangi temalar öne çıkıyor? “Kabul” ile kişisel bir hikâye mi anlatıyorsun, yoksa dinleyiciyi kolektif bir duygunun içine mi davet ediyorsun?

Albümün teması değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul etmek üzerine. İnsan olarak kabullenmeye çalıştığımız en büyük şey de ölüm. Albümde de yenilgi ve ölüm temaları yer alıyor. “Kabul” beklediğimden çok daha kişisel bir albüm oldu. Şarkı sözlerinde de bunu yansıtmaya çalıştım.

Peki bu albümde de önceki parçalarındaki gibi lo-fi ve indie pop tınıları mı ön planda?

Evet, lofi bir synth pop albümü oldu diyebilirim. Beklediğimden çok daha hızlı tempolu şarkı var albümde. Biraz kendimi bu açıdan zorlamaya çalıştım. Şarkıların aranjeleri ile de uzun zamanlar geçirdim. Katman katman birçok melodi kaydettim.

Albümü yaratırken sana ilham veren müzisyenler, filmler, şehirler ya da bambaşka şeyler oldu mu?

Albümü kaydederken odamdan dışarı çıkmadım. Çok gezen bir insan değilim. Çok müzik dinleyip film de izleyemedim. Büyük ihtimal albümün kayıtlarının beş sene sürmesinin de nedenlerinden biri de bu. İlham alabilmek için yeni deneyimler ve yeni hisler yaşamak gerekiyor sanırım. Çevremde de ilham alabileceğim çok fazla şeyin olduğunu düşünmüyorum. Genelde içimdeki sıkıntıyı geçirebilmek için bir şeyler kaydetmeye çalışıyorum.

Yaratım sürecinde “Lin Pesto” kimliği ile kendi kişisel kimliğin arasında nasıl bir ilişki kuruyorsun? Bu ayrımı korumak ya da bulanıklaştırmak senin için önemli mi?

Benim kafamda oluşturduğum “Lin Pesto” karakteri benim tam zıttım olan biri. Yaratım sürecinde yok ama sunumda sadece “o” var. Daha güler yüzlü ve pozitif. Onu bir kalkan olarak kullanıyorum. Bu nedenle ayrımı korumak benim için çok önemli.

Günümüzde Türkiye’de bağımsız müzik sahnesi hem çok yaratıcı hem de oldukça zorlu koşullarda ilerliyor. Sen bu sahne hakkında ne düşünüyorsun ve nasıl bir yol haritası çiziyorsun?

Zorlu koşullarda ilerlemesinin en büyük sebebi ekonomik sıkıntılar bence. İnsanlar artık müzik yapmak bir kenara, kiralarını dahi ödeyemeyecek durumdalar. Müzik yaparken ekipman eksikliğini çok yaşıyorum mesela. Uzun süredir hiçbir müzik ekipmanının fiyatına bakmadım, moralim bozulmasın diye. İyi bir ses kartı alayım da ya da vokal için iyi bir condenser mikrofon alayım da beni senelerce götürsün desen fiyatlar dudak uçuklatıyor. Hâlâ müziğe ilk başladığım zamanlardaki ses kartı ve mikrofonu kullanıyorum. Bu yüzden albüm lo-fi. Bu şartlar altında bir yol haritası da çizemiyor insan.

“Kabul” albümü dışında başka çalışmaların var mı? Albüm çıktıktan sonra üretmeye devam etmeyi düşünüyor musun?

Tek başına albüm bitirmeye çalışmak oldukça zor bir deneyimdi benim için. Sanırım uzun bir süre sadece kafamın içinde dönen sesleri kaydedip kendime saklayacağım. Şarkı üretmeye devam edebilmek istiyorum çünkü bu beni mutlu eden tek şey. Bir gün gelir de yaptığım müzikleri paylaşmasam bile hâlâ bir şeyler üretebilmeyi çok isterim.

Ekim ayının başında İstanbul ve Ankara’da birer lansman konserin var. Sahnelere geri döneceğin için heyecanlı mısın? Albümle sahneyi birleştirerek nasıl bir atmosfer kurmayı planlıyorsun?

Heyecandan midem bulanıyor sürekli. Sahne deneyimim bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda. Bu nedenle endişe de çok mevcut. Albümün görsel temasının çiçekler olmasını istedim. Albüm kapağındaki çiçekler gibi sahneyi de çiçeklerle süsleme fikri üzerinde çalışıyoruz. Kafamda bir şeyler canlanıyor ama gerçekte görene kadar nasıl bir şeyin ortaya çıkacağını asla bilemeyeceğim.

Röportajımıza katıldığın ve de üretmeye devam ettiğin için teşekkür ederim. Son olarak dinleyicilerine iletmek istediğin bir mesaj var mı?

Asıl ben teşekkür ederim beni düşünüp röportaj yapmak istediğin için. Dinleyicilerin hepsine de destekleri ve sevgileri için çok çok teşekkür ederim. Bu albümü bitirme motivasyonum dinleyenlerin güzel mesajları sayesinde oldu. Umarım albümü severek ve kendilerinden bir parça bularak dinlerler.

İlgili Yazılar
Development by Bom Ajans