Her yıl “modanın en gösterişli gecesi” olarak kabul edilen Met Gala büyük bir heyecanla bekleniyor. Ama kabul edelim ki bu geceyi gerçekten özel kılan isimlerden biri varsa o da Rihanna. Moda sınırlarını zorlamaktan asla çekinmeyen, her yıl adeta kırmızı halıyı kendi podyumuna çeviren Rihanna, Met Gala sahnesinde bir yıldız değil, tam anlamıyla bir fenomen. Vogue’un efsanevi editörü Anna Wintour’un CFDA ödülünü takdim ederken Rihanna için söyledikleri de bu durumu özetliyor: “Rihanna, sadece bir ünlü değil. O, modanın kendisini yeniden tanımlayan bir güç. Her adımı, her görünümü bir devrim niteliğinde.”
Peki Met Gala söz konusu olduğunda neden sosyal medyada her yıl “Rihanna Gala” trend oluyor ve çok büyük beklentilerle gözler Rihanna’ya çevriliyor?
Rihanna Met Gala’nın kırmızı halısında ilk kez 2007’de göründü. Elinde tek bir gül ve oldukça zarif kıyafetiyle. Henüz genç bir yıldızken tercih ettiği kıyafetler gecelerin temaları ve “dress code”larıyla oldukça uyumluydu. Rihanna, 2007-2009-2011-2012-2014 yıllarındaki katılımlarıyla takdirleri topladı ancak onu “Met Gala’nın Kraliçesi”ne döndüren ilk hamle 2015’te geldi. Evet, o meşhur sarı pelerin.
Gecenin teması “China: Through the Looking Glass”tı ve RiRi, Guo Pei imzalı, ihtişamlı bir pelerinle neredeyse kırmızı halının tamamını kapladı. Kıyafetin uzun kuyruğu sosyal medyada pizzaya ve omlete benzetildi, gündemden hiç düşmedi. Ve gerçek şu ki, o gece kimse Rihanna’dan başka birini konuşmadı. Vogue, bu görünümün “sadece yılın değil, tüm zamanların en dikkat çekici Met Gala anlarından biri” olduğunu yazdı ve böylece Rihanna kültür tarihine de geçti.
2017’deyse deneysel modanın tartışıldığı bir gece olacağı belliydi ve Rihanna “Art of the In-Between” temasında da cüretkâr davranmayı tercih etti. “Modayı sanatla buluşturma” gayesini yerine getirmek için Comme des Garçons imzalı, 3 boyutlu çiçeklerle kaplı, oldukça renkli elbisesiyle yürüyen Rihanna adeta bir sanat eseriydi. Vogue, bu görünüm için “tam bir moda fantezisi” ifadesini kullandı. Elbette yüzündeki mor-pembe alacalı ışıltılar kendi markası olan Fenty Beauty’nin izlerini taşıyordu ve RiRi böylece bir taşla tüm moda kuşlarını vurmuş oldu.
Takvimler 2018’in Mayıs’ına geldiğinde ise tema “Heavenly Bodies: Fashion and the Catholic Imagination”dı ve Rihanna “dişi Papa” olmayı tercih etti. Maison Margiela imzalı, taşlarla süslenmiş elbisesi, ceketi ve mitra şapkasıyla Rihanna, gecenin hikâyesini çok katmanlı vizyonuyla anlatanlardan biri olduğunu yine ispatladı. Bu görünüm o kadar çarpıcıydı ki sosyal medya “Pope Rihanna” günlerce tartışıldı ve Vogue ise onun bu görünümünü “estetikle kutsalı buluşturan bir moda manifestosu” olarak tanımladı. Bu kıyafetin etkisi hâlâ sürüyor. Geçen haftalarda gerçekleşen Papa’nın cenaze töreni fotoğrafları Rihanna memeleriyle doldu taştı.
Pandemi sonrası gerçekleşen ilk gala için 2021’de Rihanna Amerika’nın siyah kültürünü yansıttı. “In America: A Lexicon of Fashion” teması için Balenciaga’yı tercih eden RiRi, siyah paltosuyla birlikte kullandığı beresi ve pırlantalarıyla hiphop kültürüne bir selam yolladı, hem de A$ap Rocky ile. Geceye oldukça geç katılan çift, Rocky’nin üstündeki battaniyeyi yere atmasıyla tüm flaşların bir yıldız yağmuru gibi patlamasını sağladı. Bazı eleştirmenler Rihanna’nın bu görünümünü sade bulsalar da genel anlamda moda çevreleri gecenin temasına gösterilen bu sadakati savundular ve Rihanna’nın “Amerika’nın isyankâr ruhu”nu çok iyi bir şekilde temsil ettiğinin altını çizdiler.
2023 için ise “Karl Lagerfeld: A Line of Beauty” teması seçilmişti ve Rihanna galadan birkaç gün önce “not even monday” açıklamasıyla bir poz paylaşmıştı. Bu gönderi gözlerin yine Rihanna’da olacağının habercisiydi. Ve o gün geldiğinde Rihanna Valentino imzalı, bembeyaz çiçeklerle kaplı bir pelerini ve başında Lagerfeld’i anımsatan güneş gözlükleriyle birlikte yanında A$ap Rocky ile yürüdü. O gece herkes onun için “Karl’ın gelini” dedi. Elbette pelerinini hayranların çığlıkları eşliğinde çıkarması, karnında bebeğini taşıması ve “It’s Valentino baby!” diye bağırması da sosyal medyada en çok konuşulan anlar arasında yer aldı. Vogue, RiRi’nin bu görünümünün “Lagerfeld’e modern bir övgü” olduğunu söyledi.
Tüm bu işaretler Met Gala söz konusu olduğunda Rihanna’yı tekrar tekrar gündeme getiriyor. Rihanna’nın Met Gala’ya katılımı sadece kıyafet seçmek ve bir halıda flaşlar eşliğinde yürümekten ibaret değil. O, her yılın temasını en doğru şekilde okuyup yorumluyor, doğru modacılarla çalışıyor ve katıldığı her geceyi kendine özgü halleriyle yeniden yazmaktan çekinmiyor. Her kıyafetinin bir hikâyesinin olması onu sadece bir moda ikonu değil, aynı zamanda bir moda anlatıcısı yapıyor. Gecenin sahibi Anna Wintour da Rihanna’nın bu istikrarı için şunları söylüyor: “Rihanna, moda söz konusu olduğunda herkesi kendine baktırıyor. O, kuralları yıkmaktan çekinmeyen bir öncü. Her Met Gala’ya gelişinde bu etkinliğin ne anlama geldiğini bize tekrar tekrar hatırlatıyor.”
Rihanna’nın modaya kattığı şey sadece estetik çizgilerle tartışılmıyor yani. Cesaret, ifade özgürlüğü ve kültür hikâyeleri… Onun her Met Gala görüntüsünün sadece o yılı değil, pop kültürünü bütünüyle tetiklemesinin sebebi bu.
Rihanna bu yıl da galaya katılacağını ama çok sade olacağını duyurdu. Ancak o zaman zaman yalan söylemeyi, sağ gösterip sol vurmayı ve bu halleriyle de kendisinden söz ettirmeyi seviyor. Hayranları da onun bu oyuncu huylarına alıştılar ve sabırla beklemeye devam ediyorlar. Belki efsanevi bir yürüyüşü daha olur, belki -ve nihayet- yeni albümünü duyurur, belki yine bir bebek haberi verir, belki de bunların hiçbiri olmadan Barbados sahilinde hindistan cevizi sütünü yudumlar. O Rihanna sonuçta. Ne yaparsa yapsın pop kültürünün tarihine yazılacağını gayet iyi biliyor.