Ana SayfaMüzikOgün Sanlısoy: "İçinde bulunduğumuz zamanın şartları, insanları hızlı tüketime yöneltiyor"

Ogün Sanlısoy: “İçinde bulunduğumuz zamanın şartları, insanları hızlı tüketime yöneltiyor”

Geçtiğimiz Nisan ayında çıkardığı 5 şarkılık “Gel” EP’siyle Türkçe Rock’ta özlenen müziğini dinleyicileriyle buluşturan Ogün Sanlısoy ile yeni albümünden ve Haziran ayında ön grubu olarak sahneye çıkacağı Alice Cooper ve Johnny Depp gibi isimlerin yer alacağı Hollywood Vampires konseri hakkında konuştuk.

Batıkan BAKSI / [email protected]

Kariyerinizin en başından beri sizi genelde çıkardığınız uzun albümlerle tanıyoruz. Yeni EPniz Gel” bu açıdan farklı bir önem taşıyor. Projeyi iki parça halinde yayınlama fikri nasıl doğdu?

Evet, albüm hazırlamak, sevdiğim ve müzik hayatım boyunca yaptığım bir format. Fakat zaman zaman tekli dediğimiz tek şarkılar da sundum dinleyicilere. İçinde bulunduğumuz zamanın şartları ve imkanları insanları daha çok, daha hızlı tüketime yöneltiyor. Uzun albümler yerine tek şarkılar veya EP dediğimiz 3-5 şarkıdan oluşan kısa albümler yapılıyor. Benim kafamda bu albümle ilgili bazı fikirler olsa da plak şirketimle yaptığımız toplantılarda bu projenin iki ayrı EP olarak tasarlayıp sunma konusunda bir karar aldık. Kapak, görseller ve içerik olarak birbirine uyumlu iki projenin birleşmesi sonucunda yine bir albüm oluşacağı için, hem albüm yapma alışkanlığından vazgeçmemiş oldum hem de yeni ve güncel bir formatta farklı bir yöntemle şarkılarımı sunmuş olduk.

EP çıkmadan önce yayınladığınız ‘İnan Buna’ şarkısı herkesi heyecanlandırmıştı. Klibi de yapay zeka ile üretilmiş olmasından dolayı oldukça ilgi uyandırdı. Klipte yapay zeka kullanmaya nasıl karar verdiniz?

Çok şarkıma video klip çekildi, hatta bazı kliplerimin yönetmenliğini de ben yaptım. Bu proje için daha önce uyguladığımız klasik videodan daha farklı bir video konsepti bulmak gerektiğine inanıyordum. Yapay zekanın verdiği imkanlar ve çıkan sonuçlar hoşuma gidiyordu. Bununla ilgili yapılan örnekleri incelerken Sefanın (@minelauvart) bazı işlerine denk geldim ve kendisine ulaşıp bu projede birlikte çalışmayı teklif ettim, sağ olsun dahil oldu ve 5 şarkıya 5 ayrı video hazırladık yapay zekayı kullanarak. Oldukça da memnunuz çıkan sonuçtan.

Gel”deki şarkılara baktığımızda oldukça agresif bir sound duyuyoruz. Ayrıca şarkıların sözleri de oldukça sert. Son yıllarda dünya ile birlikte içinden geçtiğimiz dönemsel buhranın bir dışavurumu diyebilir miyiz bu şarkılara?

Diyebiliriz… Her albüm ve şarkı, içinden geçilen zamanın bir tanığı ya da hatırlatıcısı oluyor.

Türkçe Rockta Ogün Sanlısoy Müziği” diyebileceğimiz bir müziğiniz var ve ayrıksı bir yerde duruyor. Ekibinizde değişiklikler de olsa müziğinizi hiç değiştirmeden ileriye taşıyabiliyorsunuz. Bunun sırrı ne?

“Beste ve sözlerimi içimden geldiği gibi yazıp kaydediyorum…”

Teşekkür ederim. Beste ve sözlerimi kendim yazıyorum, içimden geldiği gibi yazıp bunları kaydediyorum. Asıl kayıtta duymak istediğimi tarif etmek için demolar hazırlıyorum ve çalıştığım ekip arkadaşlarımla paylaşıyorum. Bugüne kadar farklı çok müzisyenle çalışma şansı buldum, beni anlayıp yapmak istediğim şeylere enerjilerini duygularını kattılar sağ olsunlar. Bu albümde de çok sevdiğim müzisyen arkadaşlarım var büyük katkı sağlayan. Davulda Erce Arslan, bas gitarda Cem Gürel, ritim gitarda Emir Saygan ve ritim & solo gitarda Fırat Öz var. Kayıt, miks, mastering bir önceki albümde olduğu gibi Arın Baykurt tarafından yapıldı.

Bir önceki albümde (Yaşamaya Devam) ekibe katılan gitaristiniz Fırat Öz, Estonyaya taşınmasına rağmen yine soloları ve riffleriyle EPye katkıda bulundu. Teknoloji sayesinde bir araya gelmeden bile şarkılar kaydedebilmek üretiminizi nasıl etkiliyor?

Evet, Yaşamaya Devam albümünü birlikte yapmıştık Fırat ile. Bir sonraki projeyle yani bu albümle ilgili planlar da vardı konuştuğumuz. Fakat şartlar gereği Estonyaya taşınınca durum değişti. Görüşmek, prova yapmak mümkün olmadı haliyle. Ama teknolojinin imkanları sayesinde Fırat’ın oradan da bu albüme dahil olabileceğini düşündüm ve önerdim. Fırat bazı şarkıları demo aşamasından zaten biliyordu, uzun zaman birlikte çalışmamızdan kaynaklı olarak ne istediğimi de iyi bilir eksik olmasın. Biz burada prova ve kayıt yaparken o da Estonyada şarkılarla ilgili fikirler ve sololar hazırlıyordu. Kendi stüdyosunda kaydettiği kanalları bize yolladı ve buradaki projeye ekledik. Çok da güzel oldu. Bugünkü teknoloji olmasaydı bunu yapmak mümkün değildi. Haziranda yapacağımız Ankara, İstanbul ve Antalya’daki lansman konserlerinde de sahnede bizimle birlikte olacak.

“Akademik eğitimde kazandığım bazı şeyler, müzik hayatımda da çok işe yarıyor…”

Siz aynı zamanda bir tasarımcısınız. Farklı sanat disiplinleriyle uğraşmak, bu dallar arasında karşılıklı bir ilişki doğuruyor mu?

Mimar Sinan Üniversitesi Endüstriyel Tasarım bölümü mezunuyum. Çocukluğumdan beri resim merakım ve sevgim, beni bu üniversiteye kadar götürdü. Aktif olarak aslında bu işi hiç yapmadım. Müzik de çocukken çok etkilendiğim sevdiğim bir hobimdi. Şu anda profesyonel olarak işim ve aktif olarak bu mesleği yapmaya çalışıyorum hala. Bunları niye anlattığıma gelince, sanatın dalları beni hep çekmiş hayatım boyunca. Tasarımcılık yapmasam bile akademik eğitimde kazandığım bazı şeylerin, müzik hayatımda da çok işime yaradığını görüyorum. Kapak tasarımı, video tasarımı gibi konularda özellikle. Farklı sanat dallarını izlemek, takip etmek, ilgilenmek, insanın yaratıcı tarafını körükleyen bir etki bırakıyor. Çocukken en keyif aldığım iki sanat dalını kullanarak kendimi ifade etmeye çalışıyorum hala.

10 Haziran 2023te İstanbulda gerçekleşecek Hollywood Vampires konserinin ön grubu olarak sahne alacaksınız. Ön grup olmaya giden süreç nasıl gelişti? 

Daha önce geleceklerdi fakat o konser ertelenmişti. Benim de izlemeye gitmeyi istediğim bir konserdi. 10 Haziran konserine gelirsek; aslında menajerim Serap Dirican ve bu konserin organizasyonunu yapan, Neoeventten Özgür İpekçinin sayesinde oldu. Bir toplantı sırasında, bu konserin ön gurubu olmamızla ilgili bir fikir birliğine varılmış, bana da ilettiler, ben de sevinerek kabul ettim… Daha sonra Hollywood Vampires’ın menajeriyle iletişime geçilip, açılışı yapmamızla ilgili fikirleri sorulmuş. Onların da çok memnun olacaklarını söylemesi ve olumlu geri dönüş yapmasıyla bu organizasyona dahil olmuş olduk. Yeni şarkıları çalacağımız ilk İstanbul konser olması yani lansman konserimiz de olması bakımından ayrıca heyecanlıyız. Bu konserde Fırat Öz de bizimle olacak, tam kadro elimizden gelenin en iyisini yapacağız.

Gel”in devamında bizi bekleyen Git” EPsinde neler duyacağız? Sound ve tema olarak Gel” ile farklılıkları ya da benzerlikleri neler olacak?

Orası sürpriz. Bazı netleşen şeyler var tabii ama bazı şeyler değişime veya farklılaşmaya açık. Devam niteliği taşıdığı için şarkılar arasında benzerlikler tabii olacak fakat sürpriz bir iki fikir de var, umarım hayata geçirebiliriz.

Son olarak dinleyicilerinize ve dergy.com okuyucularına söylemek istediklerinizi duyabilir miyiz?

Okudukları için teşekkürler, dinledikleri için teşekkürler. Daha güzel günlerde görüşmek üzere.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR