Ana SayfaMüzikPentagram: "Metal hızlı tüketim ürünü değil!"

Pentagram: “Metal hızlı tüketim ürünü değil!”

Metal müzik Türkiyede 80lerin sonlarından beri büyük mücadelelerle bugüne kadar geldi. Tabii ki metalin bugüne ulaşmasında öncü diyebileceğimiz bazı büyük grupların rolü de yadsınamaz. 35 yıldır Türkiyede metal müzik yaparak, birçok kuşağa ilham olmuş ve bu müziğin gelişmesine katkıda bulunmuş Pentagramdan Hakan Utangaç ve Tarkan Gözübüyük ile yeni albüm ve 35. yıl röportajı gerçekleştirdik.

Batıkan BAKSI / [email protected]

35 yıl boyunca ivmenizi hep yükselterek devam ettiniz, 90lar gibi metal açısından handikaplı bir dönemde bile ayakta kalabildiniz. Pentagram bunu nasıl başardı?

Hakan Utangaç: Yola çıkarken her birimizin arkadaş şeçimi, bizi bir araya getiren en temel özellik. Bir nevi adanmışlıktır bu yolda bizi bir arada tutan. Şartlar hiç uygun olmasa da bu tarz müziği yapmak için iyi bir mücadele verdik. Olmadı şartları kendimiz yaratalım dedik. Hiç öğrenmememiz gereken meslekleri de öğrenmek zorunda kaldık. Ses teknisyenliği, film yönetmenliği, konser organizasyonu, canlı müzik çalınan ortamlarda ve bu alanda ne iş olursa yapmak gibi… Bunlarla beraber düşündüğünüz zaman biraz bölünüyorsunuz. Elbette o alanlarda da birtakım kazanımlar yarattık. Farklı uğraşlarla da haşır neşir olduğumuz için Pentagram ile ivmeyi çok da yükselttik diyemeyiz. Rock ve metal müzik her zaman handikaplı olmuştur. Neleri kastettiğinizi tahmin ederek söylemem gerekirse o handikaplar geçmediği gibi üzerine yenileri de eklendiği için normal vatandaş olarak da ayakta kalmayı başarabildik diyebilirim. Başta vurguladığım, hayatta kalabilmek adına yaptığımız diğer uğraşların getirisi belki de Pentagram’ın da ayakta kalmasını sağlamış olabilir.
Tarkan Gözübüyük: Her grup için inişli çıkışlı bir yol bu. Dar zamanlarda dinleyicilerden ve yakın çevremizden gördüğümüz desteğin de büyük payı var.

35 yıllık bir grup olarak X,Y,Z kuşaklarının da hayatlarına dokundunuz. Seyirci profilleri bu süre boyunca nasıl değişti sizce?

HU: Türkiye de rock müziği dinleyicisi Benjamin Button sendromu yaşıyor, her geçen yıl gençleşiyor. Özellikle giderek yaşlanan bir metal grubu için bulunmaz nimet. Sağ olsunlar. Müziğin sihirli gücü.
TG: Bir sonraki kuşağın şarkılara kulak verdiğini görmek, insanı gururlandırıyor. Yeni nesil nispeten biraz durgun. Ülke gündemi ve salgın şartlarının etkisi var. Geçmişte müzik, daha sıra dışı bir deneyimdi. Son yıllarda çok yayıldı ve ulaşılır oldu. Biraz bu yüzden de olabilir. Her şeye rağmen tekrar bir araya gelebilmek çok güzel. Yaşasın gençler ve her zaman genç kalanlar.

Yeni albümün çıkması 35. yıla özel olarak mı denk getirildi yoksa pandeminin de etkisi var mıydı?

HU: Elbette etkisi var, bir araya gelemedik. Özel olarak değil, böyle denk geldi.
TG: Hedeflenen tarihe yetişmedi. Plana göre 2021de yayımlanacaktı.

Ben Pentagram’ı sürekli işleyen bir fabrikaya benzetiyorum, çarkları durmaksızın dönen bir grupsunuz bence. Geride bıraktığınız bu 35 yıla baktığınızda biz olduk artık” demeyi mi tercih ediyorsunuz, yoksa her gün yeniliğin peşinden ilerlemeyi mi?

TG: İlk günden beri hep varlığını sürdürme çabasıyla ilerlendi. Müzik bir performans sanatı olduğu için işimizin aslında var olduğu tek yer sahne. Bu gelenek, müzik tutkunu insanların el birliğiyle yaşıyor. Bu alanda özveriyle çalışan veya dinleyici olarak katılan herkes hikayenin parçası. Sosyal ve ekonomik zorlukları beraber göğüslüyoruz. Temel amaç, bunu koruyup sürdürebilmek.
HU: Sattılar guzuuum, sattılar fabrikaları hep 🙂

20. yılda olduğu gibi 35. yılda da özel bir konser serisi olacak mı?

HU: Özellikle 35 diye siz tekrarlayınca ancak yeni farkına vardım. Düşünmedik özel bir şey fakat yeni albüm muhakkak bir hareket getirecektir.
TG: 2017 Akustik albümle birlikte bütün üyeler son bir direniş için buluştuk ve sağlık el verdiği sürece çalmak isteriz. Uzun boylu planlar bu siyasi iklimde pek yürümüyor. Şu ara sadece önümüzdeki ilk konsere bakıyoruz.

Artık tekli çıkarmanın ağır bastığı günümüzde hâlâ tam bir albüm çıkarmak riskli bir karar mı? Albüm fiziki olarak hangi formatlarda karşımıza çıkacak?

HU: Bu konuda gerçek düşüncem albüm olarak yayınlanmasıdır. Aynı zamanda bu tarz müziğin dinleyicisi olarak tekli şarkının bir anlık gücü olabilir ama akabinde albümün hemen yayınlanması ya da direkt albüm çıkması daha hayırlıdır diyebilirim. Hızlı tüketim ürünü değil metal.
TG: Dijital dağıtımda şarkıların tek tek yayılması, fizibilite olarak daha kazançlı diye anlıyoruz. Ne var ki albüm dinlemeyi ve biriktirmeyi seven dinleyiciler hala var. Birçok grup ve sanatçı albüm yapmaya devam ediyor. Bunun geleneksel bir değeri var. LP ve CD baskıları da maliyetli ama bizim için önemli.
HU: Kaset hariç, CD ve plak planımız var. Acaba kaset oluyor mu hala… 🙂

Bizi yeni albümde neler bekliyor?

HU: Bunun için bir fragman gerekiyor mu bilmiyorum, beklentiler ve anında oluşan tepkiler o kadar değişken ki ne söylesem onların üzerine çıkamam. Bir gün yayınlanacak ve değerlendirmeyi her zaman olduğu gibi dinleyiciler yapacak.
TG: İngilizce ve Türkçe şarkılar, bir de enstrümantal var. Her üyenin katkı yaptığı kolektif bir iş. Hazırlanması, aralıklı çalışmalarla iki buçuk yıla yayıldı. Önemli ve değerli misafirlerimiz oldu. Kaybedilen dostlar, ustalar anıldı. Yayım tarihi yaklaştıkça heyecan artıyor. Bunu grupla paylaşan herkese selamlar olsun.

2012de çıkan “MMXII” albümünde tek vokalli bir gruptunuz, şimdiyse ekip fazlasıyla büyüdü. Bu zenginliğin üretim sürecine etkisi ne oldu?

TG: Başlarken herkes birikmiş fikirlerini ortaya döktü. Bitme aşamasına daha yakın şarkılara öncelik verdik. Hakan, Ogün, Murat ve Gökalp; solo olarak birer şarkı seslendirdi. Beş şarkıyı birlikte söylediler. Demir ve Metin, albümdeki gitar sololarını dengeli şekilde paylaştı. Salgın nedeniyle iletişim çoğunlukla internet üzerinden yürüdü. Ekibin büyümesi yapımı zorlaştırdı ama konuk müzisyenlerle birlikte albüme ifade zenginliği getirdi.
HU: Ben de tekrar şarkı söylemiş oldum. Tüm ekibin bir araya gelmesi ise mucize sayılacak kadar görkemli.

Albümün temasını belirlerken neye dikkat ettiniz? İçinden geçtiğimiz buhranlı pandemi dönemi albümün temasına etki etti mi?

HU: Etkilemedi diyemem, dünya etkilendi. Yaşam şeklimize bakarsak bizim hayat hep pandemi gibi geçer. Ev ya da stüdyoya kapanıp uzun soluklu projeler veya albüm çalışmaları yaptığımız zamanlardan tek farkı, sağlıkla ilgili endişeler duymak oldu. Konser veremeden iki sene daha gitti hayatımızdan.
TG: Şarkılar, yaşanan toplumsal veya kişisel durumlara tepki olarak çıkıyor. Aradan yıllar da geçse, dönemin duygusunu bize hatırlatıyor. Salgın, iklim krizi ve dünyanın birçok bölgesinde yükselen faşizm, hepimizin ortak kaygıları. Tırmanan bu gerginliğin yanında bir de herkesin kendi bireysel mücadelesi var. Bir nebze içini dökebilmek, bu zorlu dönemde grup üyelerine iyi geldi. Dileriz, zamanla dinleyenlerin hayatında da bir anlam bulur.

Yeni albümün tahmini çıkış tarihi ne zaman gözüküyor? Dinleyici olarak yeni Pentagram şarkılarına ne zaman kavuşacağız?

HU: Az kaldı, tüm kayıtları tamamladık. Bir tarih veremiyoruz çünkü ufak gecikmeler büyük zamanlara yol açıyor. Fakat eli kulağında derler ya işte tam elini kaldırmak üzere, kulağına götürecek.
TG: Tarih söyleyince hep bir aksama oluyor 🙂

Son olarak Dergy.com okuyucularına ve sizi heyecanla bekleyen metal dinleyicilerine söylemek istediklerinizi duymak isteriz 🙂

TG: Albümü merak eden herkese ve röportaj için Dergy’ye sonsuz teşekkürler. Konserlerde görüşmek üzere.

Pentagram’ı yakın zamanda canlı canlı izlemek isteyenler için:
1 Temmuz Milyonfest Metal Kampı – Kilyos
6 Temmuz Kuşadası Gençlik Festivali
6 Ağustos Küçükçiftlik Park / Parkta Rock

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR