4 yıl önce başladığı müzikal kariyeriyle bu zamana dek büyük bir dinleyici kitlesine ulaşan ve geçtiğimiz yıl Spotify’ın EQUAL programı aracılığıyla New York’taki Times Meydanı’nda boy gösteren Rana Türkyılmaz geçtiğimiz hafta yeni single’ı ‘Beni Anla’yı dinleyicileriyle buluşturdu. Ben de bunun üzerine hem single hem de müzik kariyeri hakkında kendisiyle biraz söyleştim, EQUAL sürecini bir de kendisinden dinledim.
Batıkan BAKSI / [email protected]
Rana hoş geldin, her şeyden önce seni bir tanımak isteriz. “Benim hayatım müzikle geçecek” dediğin ilk andan başlayarak müzik kariyerini anlatmak ister misin bize?
Merhaba, hoş bulduk. Ben Rana Türkyılmaz, 19 yaşında bir müzisyenim. Kendimi bildim bileli müzikle iç içeyim. 4 yaşımdan beri şarkı söylüyorum. Müzik kariyerim, içimdeki tutku sayesinde kendiliğinden gelişti. Küçüklüğümden bu yana şarkı söylemek benim için bir yaşam biçimiydi ve bir gün şarkılarımı paylaşma kararı alarak sosyal medya hesaplarıma videolar yüklemeye başladım. Ana hedefim her zaman insanlara ulaşmak ve kendi müziğimi paylaşmak oldu. 2021 yılında ilk single’ım yayınlandığında, bu yolculuğun ne kadar doğru bir tercih olduğunu anladım. Zamanla hem sosyal medyada hem de dijital platformlarda geniş bir dinleyici kitlesiyle tanıştım ve bu beni daha da motive etti. Müzik kariyerim, her geçen gün yeni deneyimlerle zenginleşiyor ve bu süreçte kendimi ifade etmenin en güzel yolunu bu sayede bulduğumu hissediyorum.
2021 yılında yayınladığın ilk single’ından bu zamana kadar hem sosyal medyada hem de dijital platformlarda geniş bir dinleyici kitlesiyle tanıştın. Peki müziğinin bu kadar ilgi göreceğini bekliyor muydun?
Aslında, evet bekliyordum. Kendi şarkılarımı yayınlama cesaretini kendimde bulamamışken bile beni motive eden birçok insan vardı. Yayınladığım cover parçalar sayesinde beni tanıyıp “Kendi şarkılarını yapmalısın, onları dinlemek istiyoruz” diyen insanların desteğiyle müziğimi yapmaya başladım. Bu ilgi, bana doğru yolda olduğumu gösterdi ve daha fazla üretme konusunda büyük bir enerji verdi.
“Farklı tarzları bir araya getirerek müziğimi zenginleştiriyorum…”
Yeni çıkan ‘Beni Anla’ single’ında klasik rock’a modern dokunuşlarda bulunduğundan bahsediyorsun, zaten seni dinleyenler de alışageldiğimiz rock sound’una sahip olmadığını fark edecektir. Müzikal anlayışını birazcık açmak istiyorum, farklı tarzları bir araya getirme konusundaki bakış açın nasıl?
Çok farklı türde birçok şarkı dinliyorum ve her türde beni etkileyen bambaşka noktalar. Temel amacım, yaptığım şarkının benden ne istediğini ve duygularımı nasıl daha dolu bir biçimde aktarabileceğimi anlamak. Bu nedenle tarz ayırt etmeden asıl yapmam gereken şeye odaklanıyorum. Farklı tarzları bir araya getirerek müziğimi zenginleştiriyor ve dinleyicilere farklı bir deneyim sunmaya çalışıyorum.
Sound’unla genel bir kitleyi hedefliyorsun gibi geliyor bana. Yani rock dinleyen de, dinlemeyen de senin şarkılarını çalma listesine ekleyebilir mesela. Bu bir strateji miydi, yoksa sen içinden geldiği gibi mi yapıyorsun şarkılarını?
Yaptığım müziğin türü ne olursa olsun, insanların temelde hissetmek istediği duyguyu vermeye odaklanıyorum. Tamamen içimden geldiği gibi, hislerimi ve deneyimlerimi yansıtarak yazıyorum. Farklı türleri harmanlamak, dinleyicilerin kendilerinden bir şeyler bulabileceği ve keyif alabileceği bir müzikal deneyim yaratmamı sağlıyor. Bu temelle ilerlemeye özen gösteriyorum.
“Beni Anla şarkısında hepimizin yaşadığı içsel çatışmaları dile getirmeye çalıştım…”
Beni Anla’da içsel bir çatışmadan bahsediyorsun; aslında hepimizin yaşadığı şeyleri su üstüne çıkartıyorsun sen. İyi bir gözlemci misin sence? Hem kendini hem de dışarıyı gözlerken ne gibi izlenimler elde edip, bunu müziğine yansıtıyorsun?
İyi bir gözlemci olduğumu düşünüyorum. Tabii ki her şarkıda farklı bir yerden besleniyorum. Çoğu zaman yaşadığım şeylerin bana ne hissettirdiğine odaklanıyorum. Bir olayı veya durumu yaşadıktan sonra kendime zaman tanıyorum ve “Ben bunu neden hissettim?” diye soruyorum. Bu süreci iyice düşünüp kafamda tarttıktan sonra yazım aşamasına geçiyorum. Bu sayede şarkılarım, yaşadığım duyguları en samimi şekilde yansıtıyor. Müziğimde samimi ve gerçek olmayı hedefliyorum, bu da dinleyicilerle aramızda güçlü bir bağ oluşturuyor. ‘Beni Anla’ şarkısında, hepimizin yaşadığı içsel çatışmaları ve duygusal dalgalanmaları dile getirmeye çalıştım. Şarkımız şimdiden çok güzel tepkiler aldı.
Bağımsız bir müzisyensin, bu da haliyle sana geniş bir alan açıyor. Peki bağımsız müzisyen olmanın avantajlarını ve dezavantajlarını söylemeni istesem bana nasıl bir cevap verirsin?
Bağımsız bir müzisyen olmak bana büyük bir özgürlük alanı sunuyor. Kendi müziğimi istediğim gibi yaratma ve yaratıcı süreçte tamamen kontrol sahibi olma şansına sahibim. Bu özgürlük, müziğimin her yönünü kendi vizyonuma göre şekillendirmeme olanak tanıyor. Pazarlama ve dağıtım konularında kendi stratejilerimi geliştirebilme ve doğrudan dinleyicilerime ulaşabilme fırsatını yakalıyorum. Bağımsız olmak, kendi sesimi bulmamı ve dinleyicilerime daha samimi ve içten bir müzikal deneyim sunmamı sağlıyor. Kendi yolumu çizerken karşılaştığım her zorluk, beni daha da güçlü ve yaratıcı kılıyor.
“Times Meydanı’nda kendimi gördüğüm sabahı asla unutamam!”
Genel bir hedef kitlen olduğuna değinmişken; biraz da Spotify EQUAL programı kapsamında geçtiğimiz yıl New York’taki Times Meydanı’nda görülmene gelmek istiyorum. Henüz çok genç bir yaşta (18) kendini orada görmek sana ne hissettirdi?
Times Meydanı‘nda kendimi görmek inanılmaz bir deneyimdi. O fotoğrafı gördüğüm sabahı asla unutamam. Tarif edemeyeceğim bir mutluluk yaşayıp fotoğrafa uzun bir süre bakmıştım. Sevdiklerimi arayıp olaydan bahsettiğimde, “Küçük Rana bunu görse ne kadar sevinirdi” dediğimi hatırlıyorum. Henüz 18 yaşında böyle bir başarıyı görmek, benim için büyük bir gurur kaynağıydı ve gelecekte neler başarabileceğime dair büyük bir motivasyon sağladı.
Kimileri yola çıkarken hedeflerini sıralamış olur, elbette ki senin de hedeflerin arasında dünya genelinde bilinmek vardır. Peki Times Meydanı’ndaki ekranlarda kendini gördüğünde “zaten biliyordum bir gün böyle olacağını” dedin mi hiç?
Hayata olan inancımı, ileride bu konuda başarılı olacağım hissini hiç kaybetmedim. Bir gün böyle olacağını biliyordum demek yerine, “Çok büyük hayallerin var ve başarıyorsun, devam et” dedim kendi kendime. Bu tür başarılar, hayallerimin gerçekleşebileceğini gösteriyor ve beni daha da büyük hedefler için motive ediyor.
“Her dönemin kendine has bir büyüsü var ve bu büyüyü müziğimde yansıtmak istiyorum…”
Doğduğun dönem itibarıyla aslında müziğin büyük bir kırılımdan geçtiği bir zaman dilimine denk geliyorsun. Yani mesela 2000’lerin ortalarında rock müzik çok popülerdi, sonrasında rap yükselişe geçti ve rock aslında o kadar da rağbet görmemeye başladı. Ama sen bu dönemde müzik yapan biri olarak rock müzikten devam ediyorsun. Peki başka bir dönemde yaşasaydın, bunun hangi yıllar olmasını isterdin?
Çok uzak bir döneme gitmeyeceğim. 70’ler ve 90’ların müzik anlayışı her zaman çok ilgimi çekmiştir. O dönemin enerjisi, özgünlüğü ve müzikal çeşitliliği beni her zaman büyülemiştir. Ancak, günümüzde de rock müziği yorumlama fırsatına sahip olduğum için oldukça mutluyum. Her dönemin kendine has bir büyüsü var ve ben de bu büyüyü müziğimde yansıtmak istiyorum.
Bundan sonra neler yapacaksın? Dolu dolu bir albüm yapmak gibi bir fikrin var mı yoksa single’lardan devam mı? Bir de ufukta yeni konserler gözüküyor mu?
Gelecek için birçok planım var. Dolu dolu bir albüm yapmak uzun zamandır hayalini kurduğum bir proje. Ancak şu an için single’larla devam etmeyi düşünüyorum çünkü bu şekilde her şarkıya daha fazla odaklanabiliyor ve dinleyicilere sürekli yeni içerik sunabiliyorum. Ayrıca, yeni konserler de ufukta görünüyor. Sahne performansları, dinleyicilerimle doğrudan etkileşimde bulunma fırsatı verdiği için benim için çok özel. Yakında daha fazla konser duyurusu yapacağım.
Röportajımız biterken Rana Türkyılmaz dinleyicilerine ve dergy.com okurlarına neler söylemek istersin?
Hayatta hedefiniz ne olursa olsun, bunlar için harekete geçmekten korkmayın. Eleştirilmekten ve dalga konusu olmaktan korktuğunuz için hayatınızdan vazgeçmeyin. Gelecekte “Keşke deneseydim” demek yerine “İyi ki denedim” demek benim için hayatı dolu dolu yaşamak demektir. Beni dinleyen ve destekleyen herkese çok teşekkür ediyorum. Müzik yolculuğumda yanımda olduğunuz için mutluyum. Ayrıca dergy.com okurlarına da sevgilerimi iletiyorum. Yeni projelerimde sizlerle buluşmak için sabırsızlanıyorum. Müzikle kalın!