Ana SayfaMüzikŞenay Lambaoğlu: “Günümüzde hayatta kalmayı becerebilmek bile bir kahramanlık hikayesi…”

Şenay Lambaoğlu: “Günümüzde hayatta kalmayı becerebilmek bile bir kahramanlık hikayesi…”

Genco Arı ile beraber iki yıldır sürdürdüğü müzikal ortaklığıyla 10 şarkı yapan Şenay Lambaoğlu, 9 Şubat’ta yeni single’ı ‘Kartpostal’ı dinleyicileriyle buluşturdu. Tamamı analog olarak kaydedilen yeni şarkısını kendi deyişiyle kenarda unutulmuş tüm gizli kahramanlara ithaf eden Şenay Lambaoğlu’ndan hem ‘Kartpostal’ı hem de günümüzde benimsediği müzik ve üretim anlayışını dinledik.

Batıkan BAKSI / [email protected]

2024’ün ilk günlerini yeni single’ınız Kartpostalile karşıladınız. Kasım ayında çıkan albümünüz Sığınak”tan sonra çıkan 2. single’ınız aynı zamanda. Kartpostal’ın hikayesini birazcık sizden dinleyelim mi?

Kartpostal’ doğru zamanı bekleyen bir şarkı aslında. Sabırla paylaşmak için gün saydık. Hüzünlü ve isyankar duygulara sahip. Sistemin içinde sıkışıp kalmışların, istemediği ve seçmediği hayatı yaşamaya mecbur bırakılanların hikayesi. Günümüzde hayatta kalmayı becerebilmek bile başlı başına bir kahramanlık hikayesi çünkü.

Kartpostal, aynı zamanda prodüktör ve aranjör besteci Genco Arı ile birlikte yaptığınız 10. şarkı. Genco Arı ile yakaladığınız uyum, üretim aşamasında size ne gibi kolaylıklar sağlıyor? Bu sürekliliği nasıl sağladınız kendisiyle?

Genco, her şeyden önce dostum diyebileceğim çok özel bir insan. Yeni bir şarkı paylaştığımda benimle aynı heyecanı duyan bir kişi. Müzikal yaratımına gözüm kapalı teslim oluyorum. Birbirimizi tanıdıkça müziğimizdeki uyumu da geliştirdiğimizi düşünüyorum. Uzun vadeli üretim için sürekliliğin ve gelişimin peşinde olmak önceliğimiz oldu ve bu da bizi iyi müzik ve iyi beste çıkarma noktasına getirdi diyebiliriz.

“Müzik, ruhumu şifalandırabildiğim yer…”

Şarkı için kurduğunuz bir cümle var: “İstemediği bir hayatı yaşamaya mecbur bırakılanların öyküsü” diye. Sizce hayatı tam da istediğimiz gibi, dört dörtlük yaşamak mümkün mü? Hepimiz zaman zaman bu aşamalardan geçiyoruz neticede, o hâlde bu şarkı herkesin hayatından minik kesitler de taşıyor diyebilir miyiz?

Hayatımızı sorguladığımızda “iyi ki” dediklerimiz kadar ne yazık ki keşkelerimiz de var. Başarısızlık ya da pişmanlık olarak gördüklerimiz ise gerçek anlamda bizi geliştiriyor, büyütüyor ve pişiriyor bir bakıma. Çocukluk hayallerini gerçekleştiren kaç kişi var? Ya da her şeyi yapabileceğini düşündüğümüz o özgür ruh ne zaman kayboldu içimizden? Bardağın neresinden baktığımız zaman zaman değişiyor. Hayat da öyle…

Ben Kartpostal’ı ilk dinlediğimde daha ilk melodiden itibaren lo-fi bir şey geliyor!” diye bekledim. Sonradan iş çok farklı yerlere gitti ve şarkının soundunun bir sürü farklı tarzı içine kattığını duydum. Piyasaya yönelik olmayan ama günümüz popüler müzik dinleyicilerini de çekecek bir şarkı bence. Üretirken farklı tarzlarla oynamak nasıl hissettiriyor size?

Müzik tek oyun alanım. Ruhumu şifalandırabildiğim yer. Çocuklar gibi mutlu oluyorum farklı tarzlarda kostümler giydiğimde üstüme. Tam da bu duygu işte. Her şarkının hikayesine uygun bir karakter çıkarmak gibi. Türler arasında bu geliş gidişler beni diri tutuyor.

Kartpostal’ın mutfak kısmını biraz kurcaladığımda tüm duyduklarımızın gerçek enstrümanlar olduğunu ve analog şekilde kaydedildiğini öğrendim. Açıkçası analog müzik delisi birisi olarak çok heyecanlandım. Bu kadar yapaylaşmış, artık bir laptopla bile kaydedilebilen şarkıların döneminde neden analogu tercih ettiniz?

Genco’nun titizliğinin yanında şarkının aradığı ve ihtiyacı olan ses dokusu diyebiliriz. Yaptığı işe saygılı olan her müzisyenin izleyeceği yol aslında bu olmalı. Tüm o yapay ve fabrikasyon işlerin arasından ayrışmak istedik.

Senay Lambaoglu 3

Uzun süredir müzik çalışmalarınızda albüm kapaklarınızın tasarımcılarına kadar aynı isimlerle çalışıyorsunuz. Bir ekiple uyum içinde çalışmak, işlerin de hızlı ilerlemesine yardımcı oluyor mu?

Kesinlikle çok güven verici bir duygu. Arada farklı isimlerle yollarımın kesişmesi elbette keyifli ve farklı bir bakış açısı da kazandırıyor. Fakat ekip uyumu çok başka.

“Ne kadar nitelikli üretimler yaparsak, gelecek kuşaklara da kaliteli şeyler bırakıyoruz…”

Son yıllarda popüler müzikteki en büyük trendlerden biri de daha çok vokallerin ortaya çıktığı şarkılar aslında. Müziğe çok da önem vermiyorlar sanki; klişe davullar, tekdüze melodiler vs. Ama siz vokali öne çıkarırken, müzikten de ödün vermiyorsunuz. Vokal ile müziğin birbirini tamamlaması müzikal anlayışınızda olmazsa olmaz sanıyorum ki?

Yaptığınız her şey imzanızı taşıyor sonuçta. Arşiv oluşuyor hakkınızda. Ne kadar nitelikli üretimler yaparsak gelecek kuşaklara da kaliteli bir şeyler bırakmış oluyoruz. Daha iyiyi ve güzeli hedef alıyorum ve bu düşüncede insanlarla müzik üretmeye çalışıyorum. Dijital çağın çöplüğüne bırakacak bir şeyim olmamalı.

Almanyada doğmuş ve oranın kültürünü alırken haliyle müziğinden de etkilenmiş bir caz müzisyenisiniz. Bu çok ulusluluk müziğinizi nasıl etkiledi? Türk ve Batı müziğinden birini seçmek mi yoksa bunların bir sentezini yaratmak mı daha iyi sizin için?

Melez müzikler hep ilgimi çekiyor, hem klasik müzik hem de Türk Sanat Müziği içinde büyüdüm ve bu çok renklilik beni daha özgür kılıyor bence. Makam ve caz birbiriyle kardeş gibi aslında. Çok kültürlülük içinde yoğrulmuş olmak müziğe yaklaşımımı da daha evrensel kılıyor.

Caz müziğe değinmişken Türkiyedeki cazın bugünkü konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiyede cazın hikayesi çok eski malum ve dinleyici kitlesini de hep koruyor. Tatmin edici geri dönüşler alıyor musunuz?

Müziğimin caz yerine alternatif pop olarak değerlendirilmesini daha doğru buluyorum. Caz, zaten yıllar içerisinde birçok şekle büründü. Girdiği her janra içinde daha da renklendi, derinleşti. Müzik, türler arasında seyahat ettiğinde, başka şeylerle beslendiğinde daha çok renkleniyor ve çoğalıyor. Müziğimde caz, pop, rock ve etnik tınıları kendimce eritmeye çalışıyorum diyebiliriz. Aldığım güzel geri dönüşler cesaretimi daha da artırıyor.

Çıkardığınız singlelar yakın / uzun vadede bir albüme dönüşecek mi? Şenay Lambaoğlu yakın zamanda karşımıza nelerle çıkacak?

Genco Arı’yla yola çıktığımız bu elektrik projenin bir albüme dönüşmesini çok istiyorum. Yeni şarkılarımı arayı açmadan paylaşmayı düşünüyorum. Önümüzdeki konserlerde buluşmayı çok isterim.

Dinleyicilerinize ve dergy.com okurlarına söyleyeceklerinizi de duymak isterim 🙂

Dergy yakından ve keyif alarak takip ettiğim bir müzikal mecra.  Binbir emekle hazırladığımız şarkılara kulak verebilirlerse çok mutlu olurum. 2024, hepimiz için müzik ve ilham dolu geçsin.

BENZER İÇERİKLER

EN ÇOK OKUNANLAR

ÖZEL DOSYALAR