90’lı yıllarda Türkçe pop dünyasında imaj çalışması her şey demekti. Günümüz dünyasındaki tektipleşmenin tam zıttı olan o dönemin kendine has moda ikonları arasında bir yolculuğa çıkıyoruz.
Zeynep SİPAHİ / [email protected]
90’lı yıllara dair duyduğumuz nostalji hissi hiçbir zaman geçmeyeceğe benziyor. O kadar şahsına münhasır bir dönemdi ki… Türkçe popun adeta altın çağını yaşadığı bu döneme damgasını vuran şarkıcılar en az şarkıları kadar giyim tarzlarıyla da konuşuluyor, gençlerin ilham kaynağı oluyordu. Şimdi geriye dönüp bakınca pijamalı Gülşen‘den “abajur kız” Bendeniz‘e aslında ne kadar renkli, ne kadar farklı bir dönemmiş diye iç geçirmemek elde değil.
O zamanlar günümüzdeki gibi alında bir ok gibi gerilen kalın kaşlar, UFO’yu andıracak abartıda elmacık kemiği dolguları ya da kişinin yüzünden bağımsız hareket eder gibi duran şiş dudaklar yoktu… Oldukları gibi kameranın karşısına geçiyorlardı ama tek bir farkla… O dönem müzik piyasasına adım atarken imaj çalışması her şey demekti ve en az şarkının aranjesi kadar büyük önem taşıyordu. Türkçe pop alanında işlerini icra eden isimler albümlerini yayınlamadan önce sıkı bir imaj çalışmasına giriyordu. Giyimlerinden saç stillerine her şey incelikle tasarlanıyordu. Haliyle 90’lı yılların Türkçe pop dünyasının bu kadar aklımızda yer etmesinin bir nedeni de belki budur. O güzel günleri yad ederken, orijinal olmanın ne demek olduğunu da yeniden hatırlayalım ve hatırlatalım istedim.
Bendeniz
1993 yılında Türkçe pop sahnesine yepyeni bir isim adım attı. “Ya hey ya hey yah” diyerek anında dilimize dolanan o kişi Bendeniz‘di. Gerek sahne adı olarak seçtiği ismi, gerek kalıp gibi duran mini küt saçları, gerekse giyim tarzıyla, şöhreti ilk günden yakalamıştı. “Bendeniz I” albümünün çıkış şarkısı olan ‘Ya Sen Ya Hiç’in klibi, Bendeniz için yaratılan imaj çalışmasını gözler önüne seriyordu. Ona “abajur kız” lakabını taktıran bu imaj ise dönemin en önemli modacılarından Neslihan Yargıcı tarafından yapılmıştı. Hatta Bendeniz‘in sahne ismi annesi de kendisidir.
Seden Gürel
Seden Gürel, Bendeniz‘in fütüristik stilini andıran bembeyaz kombinleri ile aklımıza kazınan bir isim oldu. Kafasından hiç çıkarmadığı büyük şapkası ona “mantar şapkalı kız” lakabını taktırdı ve tabii ki bu imaj çalışmasının ardında da Neslihan Yargıcı vardı. 1992 yılında yayınladığı ilk albümü “Bir Yudum Sevgi”de yer alan ‘Bum Bum’ şarkısının klibi o dönemde çocukları direkt yakaladı. Tabii çocuklar niye “Daldan hop dala uçuyordu” diye sorgulamamak da elde değil. 🙂
Tarkan
Günümüz megastar’lığına giden yolda duruşunu hiç bozmayan bir isim varsa, o da Tarkan‘dır desem pek de abartmış olmam diye düşünüyorum. Ne var ki Türkçe pop sahnesine adım attığı o ilk şarkıyı ve klibi hatırlatmak isterim. İlk albümü “Yine Sensiz”i 1992 yılında yayınladığında, çıkış şarkısı ‘Kıl Oldum’ için iki ayrı klip çekmişti. Birinde siyah deri ceketiyle gayet cool bir görünüm sergilerken, diğeri yine o dönemin çocuklarını da yakalama gayesi taşıyan, aşağıda paylaştığım, bu rengarenk klipti. Gerçi “cool” dediğim klipteki maymunu hatırladıkça bir içim sızlamıyor değil.
Neyse… Tarkan‘ın bu klibindeki imajını görünce, hele sarı-siyah kareli pantolonunu ve bir örnek kravatını düşünürsek, ne yalan söyleyeyim ona “Kaçacak yer ararım görsem karanlıkta, başına güneş mi geçti, ne oldu sana” diyesim geliyor. Ancak Tarkan (bu klibi saymazsak) havalı saçları, deri ceketleri ve düz renklerdeki tişörtlerle yaptığı jean kombinleriyle dönemin en “cool” imajına sahipti. Şu an harika bir gülümsemeye sahip olsa da keşke onun karakteristik özelliklerinden olan o ayrık dişlerini yaptırmasaydı diye de içimden geçirmiyor değilim.
Tayfun
Tayfun dendiği anda hepimizin aklında tek bir imajın canlandığına eminim. Saksafonu, havalı saçları, deri ceketi, boynunu iki yana kırdığı, çapkın mimikleriyle adeta bıçkın bir delikanlı rolüne büründüğü ‘Hadi Yine İyisin’ ile tanıdık onu. Dönemin önemli müzik insanlarından Garo Mafyan ve Aysel Gürel’le ağırlıklı olarak çalışan Tayfun‘un bir diğer büyük destekçisinin ve hatta klip yönetmeninin de Barış Manço olduğunu not düşeyim.
Gülşen
Günümüzün cesur giyim tarzıyla tavrını korkusuzca ortaya koyan bir isim varsa, o da Gülşen. Ancak onu hiç böyle tanımamıştık. 1996 yılında yayınladığı ilk albümü “Be Adam”a adını da veren şarkısının klibinde Gülşen‘i çizgili bir pijama takımının içinde izlemiştik. O klibin ardından 90’lı yıllarda “pijamalı kız” olarak anılsa da, neredeyse aradan 30 yıl geçmiş olmasına karşın, gerçek bir moda ikonu olmayı sürdürüyor kendisi. Hem sizlere birkaç yıl önce moda trendleri arasında yer alan pijama modasını da hatırlatmak isterim. Böyle düşününce Gülşen‘in öngörü sahibi olduğu kesin.
Çelik
Bandanalarınızı başınıza bağladıysanız, hazırız demektir! Çelik‘i ilk olarak İzel-Çelik-Ercan üçlüsüyle tanıdık. Ancak grubun ömrü bir yıl kadar kısa sürmüş, ardından da her biri solo kariyerinde ilerleme kararı almıştı. Çelik, 1992’de grubun dağılmasından sonra, 1994’te ilk solo albümü “Ateşteyim”i çıkardı. Ve albümle aynı adı taşıyan şarkının klibiyle yer yerinden oynadı. “Dum kah kah, kah kah” diyen Çelik bandanasıyla 90’lar modasına damgasını vurmuş oldu.